• kökeninde çocukları dünyaya getiren biri dişi biri erkek olan iki kişiden nefret etmeye dayanan nefret duygusunun çocuklara yansıması.
  • insanin ofisteki odasinin tam karsisinda, alayi chucky bebelerin gittigi ve maalesef her daim bahceye salindigi, baslarindaki nico sesli ve muzik kulagindan zerrece nasibini almamis, korku filminden firlamis kilikli tuhaf ogretmenle birlikte bagirip sarki soylemeye tesebbus ettigi bir cocuk yuvasi olmasi durumunda rahatlikla icine girecegi, hatta icine girmesinin kacinilmaz oldugu ruh halidir.
  • anne veya baba olduktan sonra muhtemelen bünyeden atılacak, silinip gidecek olan düşünce..
  • ilkokul 4 öğrencisi, babasını ziyaret ettiği ankara'dan izmit'e dönüyor. özellikle cam kenarı alınmasını istemiş biletinin. eşyalarını yerleştirdikten sonra otobüsün kalkış saatine kadar aşağıda bir şeyler yapmak niyetinde. o zamanlar sigara içilmiyor tabi, çikolata filan. kalkış saati yaklaştığında yerine geçmek için otobüse biniyor ve o da nesi? tam da onun yerinde bir başkası oturuyor. oturmakla kalmamış üstüne bir de uyumuş birisi. "burası benim yerim" demek aklının ucundan bile geçmiyor. yolculuk başlarında sessiz olan otobüs küçük bir çocuğun ağlama çığlıklarıyla inlemeye başlıyor. çocuğun yanında uyumakta olan "dev" birden homurtularla uyanmaya başlıyor. çocuğa bakıyor ve "-çocukları hiç sevmem. özellikle ağlayan çocukları" diyor. ve sonra bitirici cümle geliyor "-yalnız mısın sen?"
  • çocukluğunuzdan ve içinizdeki çocuğa uzaklaştıkça kaybolan, hatta sevgiye bile dönüşen duygu.
  • gürültüden nefret etmenin yanında bonus olarak gelen nefret çeşidi.
  • düğünlerde masa etrafında çığlık atarak koşturan ve balon patlatmaya çalışan çocukları gördükten sonra hissedilen duygu.
  • normal bir insan evladı hissiyatıdır. herkes gibi biz de çocuktuk filan vs. biliyorum ama terörist gibi davranan arsız piçler değildik; gecenin bi köründe bağıra çağıra saklambaç oynamıyor, apartmanın içine işemiyor, arabaları çizmiyor, her yeri boyayıp masum kılığına bürünmüyorduk. çocuklardan değil aslında ailelerinden iğreniyorum ama bu tarz çocuk görünümlü küçük magandaların da kanserojen içerikli besinler yemelerini, şişmanlayıp çirkin ve yanlız hissetmelerini, ceplerindeki son parayı da iphone gibi şeylere yatırmalarını, para ile satın alıp tüketemedikleri herşey için kendilerini ve ailelerini sonsuz mutsuzluklara boğmalarını istememde şu yaz sıcağında bir beis göremiyorum. ilerde zaten böyle olacakları için kötülemezseniz mesut olurum canlar. biri sosyal içerikli ve nefret dolu mesaj kaygısı mı dedi?

    (bkz: levent kırca)
hesabın var mı? giriş yap