• doğunun boş kaldığını zanneden insan sözü. kayıt altında olmayan bir sürü çocuk var, üç beş eşli adamlar var, doğunun neresi boş kalabilir arkadaş... suriyelileri saymıyorum zaten.
  • harika laf. geriye göç sözü verildiyse oyumu net alırlar. hatta tüm sülalemden ve çevre mahallelerden 177 oy çıkartırım.
  • doluşmasaydınız dedirten açıklama...

    doğunun ağaları o kadar zengin adamlardı zamanında, toprak reformuna karşı çıktılar, halkı maraba olarak da ellerinde tutamadılar...

    yapsalardı yatırım, onu bırakın, yatırım yapmak isteyeni engellemeselerdi... bir örnek vereyim: bir yakınım eczacı, bundan 40 sene kadar önce güneydoğuda bir eczane açıyor ve kürt olmadığı için iş yapamıyor, halk şehrin 2 eczanesinden sahibi kürt olana giderken bizimkinin eczanesi sinek avlıyor, oysa yanında çalışanlar falan kürt, yani istihdam da sağlıyor bölgeye, ama bölgedeki ırkçılık yüzünden tası tarağı toplayıp dönüyor...

    sadece 3 büyük şehir değil, türkiyenin batısında büyük sorun bu doluşma olayı... kimseye gelmeyin demiyorum, ama geliyorsanız kuralına göre yaşayın, ırkçı bir söylem değil bu söylediğim, tam aksine, çağdaş bir toplum olacaksak, birlikte yaşayacaksak en önemli konu bu... toprak damdaki yaşamını gecekonduya adapte edip şehrin yaşamına tezat yaşayıp sonra kabul görmeyi bekleme, aynı söz kürtler haricinde batıya yerleşen diğer köylülerimiz için de geçerli, onlar biraz daha iyi adapte oluyorlar ayrı mesele...

    ülkenin açıklanan ve gizli zenginlerine bakalım, aşiret düğünlerini falan göz önüne getirin, kürt kökenli vatandaşlarımızda para yok değil, neden bir tanesi bile kendi toprağına yatırım yapmıyor? istanbul'da, bursa'da, izmit'te kaç fabrika var sahibi kürt, neden açmıyor bu fabrikaları kendi memleketinde? neden mi? kendi memleketinde fabrika açarsa devletin bakmadığı aşiretten akrabalarına kendisi bakmak zorunda kalacak da ondan, böyle olunca kendini koparıyor o bölgeden...

    selocan çok doğru söylemiş ama sebebini de söylesin olayların, sadece sonucu söyleyince yetmiyor...
  • türkiye için yapılmış müthiş bir dile getirmedir.şu adam azcık bağlarını koparsa bugün ana muhalefet olurdu.
  • selahattin demirtaş'ın söylediği doğru sözlerden birisidir. doğudan başka batıda, kuzeyde, güneyde her yerde bu sorun var. türkiye'nin ne kadar boktanlaştığını gösteren bir tablo aslında.

    başımızdaki padişah görünümlü bir zatın dediğine göre,"türkiye en büyük tarım ülkesi" imiş. evet gerçekten o kadar büyük bir tarım ülkesiyiz ki arpayı, soğanı bile ithal ediyoruz. merak eden varsa o büyük tarım ülkesinin ithal ettiği ürünler şurada özetlenmiş. en sık tükettiğimiz domates ve patates 5 tl'den satılıyor. bu arada mayıs ayında domatesi 5 tl'den yemek ayrı bir skandal. ihraç ettiğimiz mallara gelirsek, diğer ülkelerin keyfi ne isterse onu ihraç ediyoruz. istemezlerse mallar elimizde kalıyor ve bu sene turunçgil örneğinde görüldüğü gibi 10 yıllık ağaçlar kıyıma uğramak zorunda kalıyoruz.

    tarımdan bahsediyorum. çünkü küçük illerimizdeki en büyük sorun bu. tarım mı kaldı allah aşkına? bu işlerle uğraşanların hepsi sürekli mağdur durumda kalınca çareyi büyük şehirlerde arıyor.

    şu konu içimde ukteydi. geçen gün rastgele denk geldiğim bir belgeselde bahsetmişlerdi. nice 350.000 kişilik nüfusuyla fransa'nın 5.büyük şehriymiş. buna bağlı olarak, muasır medeniyetler seviyesindeki ülkelerde nüfus dağılımına bakarsak:

    fransa, italya, ingiltere, ispanya ve almanya buradan incelenebilir. arada kocaman bir fark var. bu tabloya bakarsak niye bazı şehirlerimiz inanılmaz büyükken, bazıları çok küçük diye hayıflanmalıyız.

    şunun başlıca sebebi adamlar her yere önem gösteriyorlar. her yerde fırsat eşitliğini sağlıyor. her yeri cazibe merkezi haline getiriyorlar. her yerin farklı özellikleri var. bir de bizim ülkemize bakıyorsun özellikle ankara'dan sonrası karanlık. insanlar o tarafta yaşamak için bir sebep bulamıyorlar. türkiye'nin nüfus dağılımına bakarsak eğer, 90'dan sonra büyük şehirlerin nüfusu 2 kat hatta 3 kat artmış durumda.

    ülkemizde o zatın yandaşları taraflarından 20 yılda büyüyebilen zeytin ağaçlarının üzerinden geçilebiliyor. fransa'ya, italya'ya hatta yunanistan'a bakıyorsun adam, "bu ağaçtan nasıl daha fazla verim alabilirim? bu ağacı nasıl korurum?" diye bakıyor. kafalar başka tabii ki.
  • her beş kişiden biri istanbul'da. o da kayıt altında. üniversite öğrencisi olup ailesinin evinde gözükenler, göçmenler, suriyeliler falan hariç. sadece bir kez mahmutbey gişelerdeki tabelayı okusanız yeter. kendi içinde tutarlı söylem, önerme. izmir, ankara'yı salla, yine adamın dediği yanlış değil. ha konuşuyorum ama iki sene içinde doğduğum yere geri dönüyorum. ait olduğum yere değil. yoksa dört kuşak öncem istanbullu, yine de ilk ben gidiyorum. gelin.
  • bi bok biliyormuş gibi burada methiyeler düzenleri okumadım, özet geç bile demeyeceğim.
    sadece işsizlikten, yoksulluktan beslenip bu sefaletin sürmesini isteyenler bu adamlardır. yorumlarımızı buna göre yapalım.
  • içimizden biri, selo başkan'ın veciz sözü. haksız mı? asla! oy verilir mi? evet. ama ne yazık ki verdiğiniz oylar hep boşa gidecek, işe yaramayacak...
  • (bkz: oha harbi mi?)

    adam "dünya dönüyor", "güneş doğudan doğar" falan dese onları da ekşi sözlük'te görürüz bu gidişle.

    ne çalıştınız be abicim tamam anladık. şampiyon selo. en birinci selo.
hesabın var mı? giriş yap