*

  • istanbul bilgi üniversitesi dolapdere kampüsünde 11-12 mart tarihlerinde gerçekleşmesi beklenen, helsinki yurttaşlar derneğinin katılımıyla - türkiye de kürt sorunu başlıklı konferansıdır.

    türkiye'nin yine çok hassas olduğu konulardan biri tartışılmaya çalışılacaktır. çalışılacaktır çünkü yine olaya tepki gösterecek vatandaşlarımızla polis arasında istenmeyen görüntüler ortaya çıkacaktır.

    böyle hassas konularda konferanslara gereksiz anlamsız yere ev sahipliği yapmaya başlayan bilgi üniversitesinin yavaş yavaş tecrübe kazanmaya başlamasından dolayı bu sefer iş daha ciddiye alınmış, bugünden itibaren bu olay vesilesiyle, okulun kapılarında hiç alışık olmadığımız dedektörler konmuş - okul öğretmen, öğrenci ve herhangi bir ziyaretçiye, cuma akşamı, cumartesi, pazar(20:00 ye kadar) günleri okul kapıları tamamen kapatılmıştır. yani herhangi bir sebepten dolayı bu tarihlerde okula girmek yasaklanmıştır. hatta cuma günü akşamından itibaren okulda uzman timler, polisler tarafından geniş çaplı arama yapılacağı için okulda herhangi şüphe teşkil edecek eşya bırakılmamasına özen gösterilmesi istenmiştir.

    böyle bir konferans neden oluyor, ne karar çıkartılmaya çalışılabilir, tartışmak yerli mi yersiz mi, bir yararı olur mu, yoksa bilinçli kışkırtma mı gibi sorulara cevap aramıyorum, zaten hafta sonu okulda ne işim var.

    son olarak bilgi universitesi bilgisayar bilimleri bölüm başkanı chris stephenson ın bölümün mail listesine konferansla ilgili aydınlatma amaçlı yolladığı maili sizinle paylaşmak istiyorum çünkü sonu çok komiğime gitti:

    "because of a helsinki citizens group conference on the kurdish question
    in turkey, the dolapdere campus will be closed all weekend, with no
    exceptions for anyone, staff or student.

    unfortunately this also means that students will be unable to use the
    labs this weekend.

    the building will be closed from friday evening, when the building will
    be searched by the police, until 2000 on sunday evening. it should be
    possible for students to use the labs after that time.

    it would be sensible not to leave anything in the cs department that
    might cause a security alert. i hope the police know what a lego
    mindstorms robot looks like and that is harmless!

    cs"

    yorum size kalmış, sonuç olarak bu hafta sonu bu konferans çok ses getireceğe benziyor.
  • konu ve konuşmacıları aşagıdaki gibi olan konferanstır..

    sivil ve demokratik çözüm arayişlari-1
    türkiye’nin kürt meselesi

    ****11 mart 2006 cumartesi****

    1.panel: kürt meselesinin evrimi ve tarihi arka plan
    oturum yöneticisi: mete tunçay (prof. dr. istanbul bilgi üniversitesi)

    ruşen arslan (hukukçu)
    ismail beşikçi (sosyolog dr. -yazar)
    sertaç bucak (uluslararası kürt insan hakları merkezi kurucusu ve eski bşk. )
    ayşe hür (araştırmacı)

    2.panel: örgütlenmeler ve deneyimler
    oturum yöneticisi: ümit firat (yayıncı)

    nebahat akkoç (diyarbakır ka-mer başkanı)
    ercan karakaş (eski bakan - milletvekili)
    zozan özgökçe (van belediye meclisi üyesi)
    ahmet türk (eski milletvekili)
    salim uslu (hak-iş genel başkanı)

    3.panel: göçler, psikolojik ve sosyal sonuçlari
    oturum yöneticisi: ali bayramoğlu (yazar, yeni şafak gazetesi)

    bilgin ayata (johns hopkins university, doctoral candidate, usa)
    ayşe betül çelik (yard. doç. dr. sabancı üniversitesi)
    zübeyit gün (psikolog, doctorat, paris)
    engin sustam (ehess, sosyoloji, doctorat, paris)
    rojbin tugan (avukat)

    4.panel: milliyetçilik
    oturum yöneticisi: oya baydar (yazar)

    murat belge (prof. dr. istanbul bilgi üniversitesi)
    servet gün (ankara üniversitesi sbf yüksek lisans)
    ahmet insel (prof. dr. galatasaray üniversitesi)
    ferhat kentel (yrd. doç. dr. istanbul bilgi üniversitesi)
    mümtaz’er türköne (prof. dr. gazi üniversitesi)

    5.panel: irak deneyimi ve bölgesel etkileri
    oturum yöneticisi: özdem sanberk (emekli büyükelçi)

    ali fuat bucak (hukukçu)
    ferda cemiloğlu (iş kadını)
    cengiz çandar (yazar, bugün gazetesi)
    haşim haşimi (eski milletvekili)
    namık durukan (milliyet gazetesi)
    hasan yıldız (siyaset felsefesi uzmanı, yazar)

    ****12 mart 2006 pazar****

    1.panel: kimlik haklari, sosyal ve kültürel boyut
    oturum yöneticisi: kürşat bumin (yazar, yeni şafak gazetesi)

    nilüfer akbal (sanatçı)
    salih akın (doç. dr. rouen üniversitesi, fransa)
    osman baydemir (diyarbakır büyükşehir belediye başkanı)
    fuat keyman (prof. dr. koç üniversitesi)
    muhsin kızılkaya (yazar)
    mehmet uzun (yazar)

    2.panel: azinlik kavrami
    oturum yöneticisi: füsun üstel (prof. dr. marmara üniversitesi)

    naz çavuşoğlu (prof. dr. istanbul üniversitesi
    zeri inanç (araştırmacı)
    etyen mahcupyan (yazar)
    baskın oran (prof. dr. ankara üniversitesi, sbf)
    mithat sancar (doç. dr. ankara üniversitesi hukuk fakültesi)
    ilter türkmen (eski bakan, emekli büyükelçi)

    3.panel: kürt meselesi ve devlet politikalari
    oturum yöneticisi: selahattin kaya (eski bingöl belediye başkanı)

    mehmet altan (prof. dr. istanbul üniversitesi)
    mehmet ali birand (yazar, posta gazetesi)
    hasan cemal (yazar, milliyet gazetesi)
    şerafettin elçi (eski bakan – milletvekili)
    nihat ali özcan (doç. dr. strateji uzmanı)
    sezgin tanrıkulu (diyarbakır barosu başkanı)
    mesut yeğen (doç. dr. odtü)

    4.panel: kürt meselesi ve medya
    oturum yöneticisi: oral çalişlar (cumhuriyet gazetesi)

    celal başlangıç (radikal gazetesi)
    yavuz baydar (sabah gazetesi)
    nevzat bingöl (skyturk tv - diyarbakır)
    ahmet hakan (hürriyet gazetesi)
    mustafa karaalioğlu (yeni şafak gazetesi)
    derya sazak (milliyet gazetesi)
    arif sevinç (dema nû gazetesi)

    yer: istanbul bilgi üniversitesi dolapdere kampüsü
    dolapdere kampüsü kurtuluşderesi cad. no 47, dolapdere-istanbul
  • konferansın en anlamlı anına baskın oran konuşmasının başında öncülük etmiştir.

    "2006 yılında kürt sorunu üzerine akademik bir toplantı yapmak hiç zor değil. ama 1960 larda bunun yapmaya cesaret etmiş ve bundan dolayı hayatını zindanlarda geçirmiş olan biri var aramızda" diyerekten, ismail beşikçi 'nin ayakta alkışlanmasını istemiş ve yeşil kazaklı gözleri hala cin gibi bakan adamın yıllarca hapishanelerde törpülenmiş düşünce iklimine kuşkusuz ki baharları getirmiştir..
  • muhteşem konferans.

    katılımcıları tanıyalım, şenlenelim:

    - ismail beşikçi: (bkz: #2332321), (http://www.milliyet.com.tr/…/03/15/yazar/akyol.html)
    - sertaç bucak: ""türk devleti kürt halkını teslim alma, kürt ulusal mücadelesini söndürme gibi ham hayallerden vazgeçmelidir" sözlerinin sahibi. (http://www.kemalist.org/showthread.php?p=1484)
    - ruşen arslan: "güney kürdistan federe devleti bir aşiret devleti midir?" konusuna açıklık getiren ulvî bilimadamı.
    (http://www.gelawej.org/…me=news&file=article&sid=93)
    - ayşe hür: “ihanet gibi siyasi nedenleri ileri sürerek osmanlı yönetimini haklı çıkarmaya kalkışmak ise kuruluşunu osmanlıya başkaldırarak gerçekleştirmiş olan türkiye cumhuriyeti açısından kendi özünü inkâr etmek demektir” sözlerinin sahibi düşün insanı. (http://www.kemalist.org/showthread.php?p=1407)
    - nebahat akkoç: kendisiyle röportaj (http://turkish.rizgari.com/…tent&pa=showpage&pid=67), aynı siteden başka köşe yazıları (http://turkish.rizgari.com/…iviskar&cmd=read&id=748), (http://turkish.rizgari.com/…iviskar&cmd=read&id=744)
    - ahmet türk: (bkz: #8773245), (bkz: halkin emek partisi), (bkz: dep), (bkz: hadep)
    - cengiz çandar: (bkz: #337643), (bkz: #6477807), (bkz: #7798938)
    - hasan cemal: (bkz: #2903444), (bkz: #7500736), (bkz: #8660555)
    - murat belge: (bkz: #7596925), (bkz: #7374968)
    - oral çalışlar: (bkz: #2881698), (bkz: #7698968)
    - mehmet ali birand: (bkz: #9116210), (bkz: #2783091), (bkz: #3891434)
    - mehmet altan: (bkz: ikinci cumhuriyet), (bkz: #8001981)
    - osman baydemir: (bkz: #5337740), (bkz: #5471881), (bkz: #7243610)

    (bkz: bu böyle gider)
    (bkz: ama)
    (bkz: ben sıkıldım)

    entry kotulendikten sonra gelen edit: beni güldürdünüz, allah da sizi güldürsün! evet, bunu görünce sıradan bütün entrylerimi elden geçireceğinizi biliyordum, ama, salata tabağında kalan son domates'ten ne istediniz yahu?
  • sonu gelmeyecek konferanslardan sadece biridir. yakında sevr'in yıldönümünde de konferans düzenler bunlar ve o zaman kazanılmış hakları geri isterler. ve ben hiç şaşırmam böyle bir konferans düzenlendiğinde. bahanemiz de hazır olacaktır zaten, dünyanın her yerinde düzenleniyor bunlar diyecektir birileri
    bıkmadan usanmadan tekrar (bkz: gençliğe hitabe)
    bu giriş 2 sn içinde zamanın ötesine gitmezse hobbitim ben kendinden şüphe duymaya başlayacaktır
  • 5 adet hukukçu, 13 adet gazeteci, ankara üniversitesinden galatasaray üniversitesine türkiyenin en saygın üniversitelerinin mensupları, yurtiçi, yurtdışı çeşitli yerlerden sosyolog, siyaset bilimci, hukukçu vs profesörler dahil 19 akademisyen, eski milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları, büyükelçiler, sivil toplum örgütü temsilcileri vs katılımıyla düzenlenen konferans.

    devletin içine kadar sızıp büyükelçilik, profesörlük, milletvekilliği vs yapan bu insanlar muhakkak ki bu ülkenin zararına ne yapsak, ne etsek de sorunları tartışıp çözelim adı altında pörçük pörçük etsek buraları diyorlar ama neyse ki hemen tespit ettik niyetlerini. bir biz iyi niyetliyiz zaten kalan herkes kötü. gidip yumurta atalım diyorum ben.
  • türkiye'de yükselen trend aşırı milliyetçiliğin damarına basmış bir konferanstır. genel olarak komplo teorilerinin geçerliliğinden bağımsız olarak değerlendirmek gerekirse:

    a. kürt sorunu yeni bir sorun değildir. kürt sorunu cumhuriyet'in kuruluş yıllarından kalma bir sorundur. gelin bunlarla ilgil birkaç ipucunu inceleyelim.

    -1921 koçgiri isyanı. sakallı nurettin paşa komutasındaki topal osman'ın gönüllülerince bastırıldı. kendisi ne demiş bakın:

    "türkiye'de zo (ermeni) diyenleri temizledik. lo (kürtler) diyenlerin köklerini de ben temizleyeceğim."

    117 kişi idama mahkum olur. sonra mustafa kemal devreye girer, elebaşları hariç hepsi affedilir, bir kısmı mebus yapılır. ama olaylar durulmaz, sonra şeyh sait isyanı çıkar.

    -hani şu olmayan kürt katliamlarına dair 1930 tarihli 1850 sayılı yasanın ilk maddesine bakalım:
    "20 haziran 1930'dan 10 aralık 1930'a kadar, devlet ya da vilayet temsilcileri, askeri ya da sivil yetkililer, jandarma ya da korucular ya da üst makamlara yardım eden veya tek başlarına hareket eden siviller tarafından, erzincan vilayeti'ndeki pülümür ve birinci müfettişlik bölgesi dahil olmak üzere, erciş, zilan, ağrı dağı ve çevreleyen bölgelerde meydana gelen isyanların takibi ve bastırılması sırasında ****tek başına ya da topluca işlenen cinayetler suç olarak görülmeyecektir****."

    yani nedir? insanlar istedikleri gibi adam öldürebileceklerdir, hatta katliam yapabileceklerdir, buna tek başlarına hareket eden siviller bile dahildir, hiç kimse suçlanmayacaktır.

    -bu olaya dair 16 temmuz tarihli, cumhuriyet yazarı yusuf mahzar'a ait bir yazıda bu olayı takip eden bombardıman ve çatışmaların sonuçları gururla anlatılır, final muhteşemdir:
    "eşkiyaya iltica eden köyler tamamen yakılmaktadır. zilan harekatı'nda imha edilenlerin sayısı 15000 kadardır. zilan deresi ağzına kadar ceset dolmuştur..."

    (bilgiler 2 şubat 2006 tarihli radikal iki'den, ayşe hür'ün "şeyh said'den dersim'e" adlı yazısındandır)

    -yine aynı olayla ilgili ismet inönü'nün ve dönemin adalet bakanının sözlerini ise insan hakları kardeşliğin yerini tutmaz/@anakha entry'mde yazmıştım, oraya bakabilirsiniz

    -buradan çıkaracağımız sonuç, iki tarafın da denyo dolu olduğudur. bu konferansın amacı ise bu denyoluklardan bağımsız olarak durumu bilimsel çerçevede ele almak olmalıdır.

    b. bilimsel bir konferansa dair "sokayım böyle konferansa" yorumu hakikaten takdire şayandır. sen sokunca bütün tezler çürüyor zaten, işimize gelmeyene hemen sokuveriyoruz. işte bu soka soka gezen zihniyet yüzünden elimizde bir dünya problem var şu anda. konferans düzenleyip çözmeye çalışıyoruz.

    c. konferanslarda tartışılan konuların tartışılmasına karşı çıkmanın meali "haksızım ve haksızlığımın ortaya çıkmasından korkuyorum"dur. tıpkı bir insanın sizinle bir şeyi konuşmak istememesi gibi. bu duruma düşünce rahat eden ama tartışmaya tahammül edemeyen adamın ya masumiyetinden ya da bilimsel düşünme tekniğinden şüphe ederim. aynı şüpheyi, bir insan yargılandığı için "şerefinin kirlendiğini" savunan insanlar hakkında da duymaktayım. zira iki taraf da yapılan şeyin işlevinden bihaberdir, kendi yargıladığı kişileri daha yargılanmadan "suçlu", tartışmalarda tartışma bitmeden kendisini mutlak "haklı" görmektedir.

    d. atatürk'ü tartışamayan adam, atatürk ile çelişmektedir. zira kendisi muhalefet partileri kurdurmaya çalışmıştır. peki eğer bu partileri kurdururken kendisini eleştirmeyeceklerini düşünüyor idiyse, bu nasıl demokratik liderliktir? bu kukla bir muhalefet değil midir o zaman? eğer bunun kukla bir muhalefet değil de demokrasi denemesi olduğunu kabul edersek, bu insanların atatürk'ü ve politikalarını, demokrasi çerçevesi içerisinde eleştirme hakları doğmuş olmuyor mu? bu hakkı diğer kullanan insanlara, değiştirerek söyleyeyim, dünyanın son 60-70 yılına dair öngörüden başka hiçbir bilgisi bulunmamış eski ve başarılı bir politikacıyı eleştirme hakkını vermeyen arkadaşlar bu hakkı nereden elde ettiler bunu merak ediyorum.

    e. kimse entry'niz kötülendi diye ödül vermiyor arkadaşlar. müsterih olunuz. entry'nizin kötü olması haklı olduğunuzu değil, diğer insanların size katılmadığını gösterir. o kadar. ama şu var ki, "ah benim entry'm kötülendi vah vah yetişin komşular" diyemediğinden dolayı "hınh, kötüleyin tabi, gülüyorum ben buna" diyen arkadaşlar ancak ırak'a demokrasi getirmeye giden bush kadar içtendir, olayın özü ise ancak ırak'ta olduğu kadar gizlidir.
  • sorun olması gerekmeyen birşeyin tartışılacağı bir konferanstır. unutulmamalıdır ki , her durumda insan hakları bahanesiyle kargaşa getiren (tıpkı demokrasi bahanesiyle savaşı getirdikleri gibi) avrupalı devlet ve örgütlerin ortaya çıkardığı, kışkırttıkları ve bazı kürtleri amaçlarına inandırıp kandırarak varmış gibi gösterdikleri bir sorundur kürt sorunu. kurtuluş savaşında bu vatanı korumak için ilk savaşanlardansa kürtler, zamanında kanlarını canlarını esirgemedilerse vatandan nasıl bu insanlara bir "sorunmuş" gibi davranabiliriz? vatan sınırları içinde yaşayan herkes kardeş değil midir? ben mutluyum yaşadığım yerde kürt, çerkes , laz, ermeni olmasından. niye rahatsız olayım ki kardeşimden? esas sorun akılları karıştırılan kişilere birlikte yaşamanın doğasını ve gereklerini yeterince anlatamamızda ve beyinlerinin zehirlenmesini engelleyememizde. bunu başarırsak ortada ne sorun kalacak ne de yabancılara vatanı bölmek için fırsat.
    insan hakları bahanesiyle kışkırtılan "yapay" (altını çizerek söylüyorum "yapay") sorunlara alet olunmamalı diye düşünüyorum. bu sorunun adı ister kürt sorunu olsun ister ermeni...
  • katılımcı sayısı, katılımcı isimlerin akademik düzeyleri ve bilgi & birikimleri ile zamanında göz doldurmuş olan konferans. açılımın tekrar gündeme gelmesi halinde efsane ekip yeniden toparlanabilir..
hesabın var mı? giriş yap