• 28 agustos 2004 jethro tull cesme konseri'nde doyamadığımız ian anderson'ın fazla bekletmeden tekrar güzel izmir'imizi ziyaret edeceği heyecanla beklenen, ian anderson plays the orchestral jethro tull turnesinin türkiyedeki 3 ayağından ikincisi olan konser. hala biletixde bol bilet bulunmasının fuar açıkhavanın yine çeşme konserindeki gibi fazla dolmayacağını gösterdiği, konserin çekirdek tull dinleyicisiyle rahat, mutlu ve huzurlu seyredileceği konser olması beklenmektdir bu atraksiyonun. haa bir de 20. uluslararası izmir festivalinin de bir parçasıdır bu konser belirtmeden geçmeyelim.
  • fuar açık hava tiyatrosunun beklenmedik bir şekilde 4/5 oranında doluluk yaşadığı konserdir.

    ian anderson sihirli flütünü çoşturdukça coşturmuş, şefika kutluer'le yaptıkları düetler ara ara esen serin izmir meltemi ile insanda lorien ormanlarında rüzgarın ağaçlar arasında söylediği ezgileri dinliyormuş hissi yaratmış, başka alemlere yelken açtırmıştır.

    jethro tull şarkılarına orkestranın katkısı çok büyük olmasa da altyapıyı çok zenginleştirmiş, öte yandan klasik eserlerin yorumlarında ortalığı yarmış geçirmiştir. ian anderson'ın mozart'ın rondo alla turca ve eine kleine nachtmusik karışımı aranjmanı özellikle harika, bach'ın bourree'sinin extended versiyonu eğlenceliydi.

    lucia micarelli'nin çalışı ve çalarken kendinden geçişleri bizleri de gaza getirmiş, konseri doruk noktasına bir led zeppelin şarkısı olan kashmir ile ulaştırmıştır bu arkadaş. kashmir'i çalarken yayından kılların parça parça kopması da ayrı bir anektod olmuştur, "aha da şimdi bu gazla yere çalacak hatun kemanı." diye düşündürtmüştür.

    konserdeki tek hayal kırıklığı aqualung'ın yeni düzenlemesinin güzel olmamış olmasıdır. sözlerin tamamının (en gaz yeri olan "do you still remember... diye başlayan hareketli bölüm çıkartılmıştı) söylenmemesi artık bir klasik haline gelmiş parçanın tadını alıp götürdü, sanki bir uzvumuz eksilmiş gibi böyle bi garipsedik, kalakaldık şarkı yarıda kesilince.

    konser öncesi soundcheck yapılırken tiyatronun dışında oturup kapıların açılmasını beklerken bilkent gençlik orkestrasının iki bayan üyesinin gelip yanıma oturup ian anderson ve grubun diğer üyelerini çekiştirmeleri de beni benden aldı:
    -yaa ne bu kadar prova mı olur yaa? bi de kızıyolar.
    -hakkaten yaa, o değil ki bize kızcak olan.
    -sizin tarafa geldi, bilmem kimlere gülümsemişti, size böyle suratıyla salla bunları der gibi bişey yaptı gördün mü?
    -yaa tabi onlar da haklı kendi eserleri ya, düzgün çalınsın istiyolar.
    -ama olmaz ki, verdiler notaları çalıyoz işte. o da değil de, gitarist çocuk biraz yumuşak fark ettin mi?
    -kikikiki, öyle valla.

    oeehh ama artık lan dedim içimden ian anderson'la bi konuşmak için sağ elimi veririm lan ben, dediklerinize bak. sonra da kalkıp gittiler zaten.

    son bir sitem de açıkhava tiyatrosunun götçatlatan koltuklarına: lan 3 saat bi o yana kaykıl bi bu yana yüklen hiç bi şekilde rahat oturma pozisyonu bulunamıyor lan o koltuklarda. allah belanızı versin, millet tiyatroya gelince uyuyamasın diye mi yaptınız naaptınız, hala ağrıyo lan kıçım!

    edit: ses sisteminden bahsetmeyi unutmuşuz. hayatımda dinlediğim en leziz canlı performanstı ses kalitesi açısından. neredeyse stüdyo kaydı bir albüm discmanden dinleniliyormuşçasına temizdi, her enstrüman tek tek takip edilebilinecek kadar kristal berraklığında* duyuluyordu, yapanların eline sağlık.
  • ian anderson'ın enerjikliği, pozitifliği ve esprileriyle biz miskin izmirlilerin canına can kattığı konserdir.
  • izmir'in fosil cagindan kalma kesimine hitap ettigi daha konser giri$indeki kalabaligin ya$ ortalamasindan belli olan bu yuzden sozlukte ses getirmemi$ nacizane fikrimce mukemmel konser.

    fuar acikhava bu tarz organizasyonlar icin oldukca dogru bir secim. koltuk araliklari, en arkadaki izleyiciyi bile sahneye alabildigine yakin tutan yapisi ve ye$il fuarin icinde bulunu$u itibariyle bir suru artisi var.

    neler oldu?

    ya$ ortalamasinin 40'larda geziniyor olu$undan oturu izmir konserinde herkes oturup bale izliyormu$ gibi takilmayi tercih etti bu kotuydu dogrusu, yine de sahnedekiler bundan pek etkilenmi$e benzemiyordu. bilkent'li orkestra yerini aldi, grup yerini aldi ve ian anderson sahnede gorundu. tatli bir acili$ yaptiktan sonra konserin ayarini arttirmaya ba$ladi. sonra konserin en cok konu$ulan kizi lucia micarelli sahnede gorundu. 83 dogumlu, muzik endustrisi bakimindan hala velet sayilabilecek bu nüyork'lu kiz izleyenleri mest etti. hem klasik eserlere hem de jethro tull parcalarina mukemmel e$lik etti. sade kostumu, abartisiz fakat sempatik tavirlari ve elbette hatasiz kemani bol alki$ aldi. bu turneyle ilgili internette nereye baksam kizin sahnede ciplak ayakli olu$uyla ilgili bir $eyler goruyorum insanlarin dikkatini cok cekmi$..

    konserin doruk noktasi kashmir idi. butun performanslardan daha cok alki$ aldi. kendi grubunun en populer parcalarina bu kadar tepki almayan ian anderson uzuluyor mudur bilinmez. calarlarken kendimi zor kontrol edebildigimi hatirliyorum.. ozellikle orkestra, flut ve solo keman'in duzenlemesi resmen ba$tan cikariciydi. lucia micarelli bu parcayi kendi solo albumunde calmi$ arayan bulabilir..

    $efika kutluer de sahnede bayagi kaldi, guzel dakikalar gecirtti de $imdi donup bakiyorum akilda iz birakan hic bir numarasi olmami$, uzun bir sure solo calmi$ olmasina ragmen.

    $ahsi zevkime gore rondo ala turca, thick as a brick, kashmir, locomotive breath konserin doruk noktalariydi. cok eglendik, konserin sonuna dogru dans bile ettik. etkisini uzun sure uzerinden atamayacagim bir performans oldu.
  • tozlu raflar arasında biletin tesadüfen ele gelmesiyle bir anda 4 yıl geriye ışınlanmama sebeb olan,o gün yanımda daha önce jethro tull dinlememiş bir arkadaşımı da ısrarla götürdüğüm ve o günden beri izlediği en güzel konserlerden birisi olarak bahsettiği,izmir standartlarına göre çok fazla bir konserdi.o etkinlikten sonra seyirci kitlesi ve sayısı bakımından daha iyi bir etkinlik görmedim.bilet fiyatına bakıyorum da 15 tl. bu fiyata artık alsancak'ta canlı müzik olan kimi mekanlara bile girilemediği düşünüldüğünde adama içten bir hassiktir dedirten bir olaydır aynı zamanda...
hesabın var mı? giriş yap