• bol miktarda kürdistan için ulusal birlik ve beraberlik mesajı ve "asla bir ulus devlet biçimi olmayan demokratik özerklik" ilanını, diyalog ve müzakere çağrısı ile aynı anda yapan bir açıklamadır.

    şehirlerdeki roketatarlı saldırı, pusu, bombalı hendeklerde yerel demokrasi inşasıymış...

    http://demokratiktoplumkongresi.com/…kce-metni.html

    basına ve kamuoyuna

    26 mart 2016 tarihinde kahramanlık haftasında gerçekleştirdiğimiz olağanüstü kongremizi tarihi gelişmelerin yaşandığı olağanüstü bir süreçte gerçekleştirdik.

    ortadoğu’da yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmelerin ortaya çıkardığı demokrasi ve özgürlük talepleri bir çok ortadoğu ve afrika ülkesinde halk ayaklanmalarına zemin hazırlamış, tüm bölgemizi bambaşka bir siyasal ve toplumsal iklimle ve alt-üst oluşlarla karşı karşıya getirmiştir.

    yaşadığımız son iki yıllık süreç ve gelişmeler de göstermiştir ki, ortadoğu’nun mevcut diktatöryal sistemi ile varlığını sürdürmesi artık mümkün değildir.

    tüm ortadoğu halklarının ve inanç gruplarının diktatörlüklere karşı başkaldırısındaki en temel refleks ve talep kendilerine baskı, sömürü ve zulümden başka bir yaşam hakkı vermeyen gerici sistemden gerçek manada kurtularak , demokratik ve özgür yaşam koşullarını sağlamaktı.

    libya’da başlayarak bir çok afrika ve ortadoğu ülkesini de içine alarak yaygınlaşan bu halk ayaklanmaları bir gerçeği çok somut bir olguolarak açığa çıkartmıştır.

    o da şudur; gelecek perspektifinden yoksun, ideolojik önderlik, örgütlenme , strateji ve ittifak sorunlarını çözmemiş halk hareketlerinin başarılı olma şansı yoktur.

    kürt özgürlük hareketinin bütün saldırı, baskı, inkar ve imha politikalarına rağmen büyüyerek, çoğalarak ve halklaşarak ve ulusallaşarak tüm ortadoğu’yu içine alan bir demokratikleşme ve özgürleşme hamlesini başarıyla sürdürmesinin temel nedeninin 40 yıllık mücadele birikimi ve tecrübesi ile bu sorunlarına bilimsel çözüm bulmasında ve bunu demokratik özerklik sistemi biçiminde yaşama geçirmesindedir.

    kürt özgürlük hareketinin başta türkiye devleti ve bölge gericiliği olmak üzere emperyal güçler tarafından öncelikle bertaraf edilmesi gereken asıl tehdit olarak görülmesinin nedeni de budur.çünkü, kürt özgürlük hareketi sadece diktatörlerin değişmesi üzerine değil, demokratik, özgür ve toplumcu alternatif bir sistem stratejisi ile mücadelesini yürütmektedir.

    2013 newroz’unda kürt halk önderi sayın abdullah öcalan’ın ulusal ve uluslar arası kamuoyuna ve bütün muhataplarına yönelik yayınladığı çağrı mektubu ile başlayan barışçıl ve demokratik çözüm süreci çok elverişli bir kamuoyu zemini ve toplumsal destek açığa çıkartmıştı. dolmabahçe mutabakatı ile bu sürecin daha somut bir program şeklinde müzakerelerle sürdürülmesi konusundaki ortak irade kamuoyuna deklere edilmişti.

    ancak, süreç bir saray darbesi ile sonlandırıldı, kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı top yekûn bir savaş konsepti devreye sokuldu.bunun temel nedeni de kürt özgürlük hareketinin rojava’da başlayan ve diğer kürdistan parçaları başta olmak üzere tüm ortadoğu’yu da içine alan alternatif demokratik bir model ortaya çıkartması, bunu yaşanır ve görünür kılmasıydı.

    bugün dünya’da geliştirilmesi ve uygulanması gereken yönetim modeli demokrasidir. yerel demokrasi ve farklılıkların özgünlüklerini tanımak, demokratikleşme sürecinin başarıyla tamamlanması için atılması gereken ilk adımdır.

    türkiye’nin çok kültürlü, çok kimlikli ve çok inançlı bir toplum mozaiği olması gerçekliği, yerel demokrasimodelinin uygulanmasını toplumsal bir ihtiyaç ve talep olarak gündemleştirmiştir.

    halkımızın bu toplumsal gerçeklikten yola çıkarak gündeme getirdiği ve gerçekleştirmeye çalıştığı yerel demokrasiyi inşa iradesi ve çalışmaları devletin inkar ve imha politikalarıyla bastırılmaya , yok edilmeye çalışılmıştır. katliam ve halkı sindirme amaçlı gerçekleştirilen bu saldırılar sonucu sur, cizre, silopi, nusaybin, yüksekova, dargeçit, silvan, şırnak, idil vb. kürdistan şehirlerinde toplu ölümler, ağır yaralanmalar, göç ettirmeler, tarihi ve kültürel mirasımızın yok edilmesi, şehirlerimizin yakılıp yıkılması sonucunda telafisi mümkün olmayan büyük toplumsal tahribatlar yapılmıştır. aylardır devletin elinden bulunan fakat ailelerine teslim edilmeyen cenazelerin derhal ailelerine teslim edilmesi, cenazeler üzerinden halkımıza işkence yapılmasından vazgeçilmesi çağrısı yapıyoruz.

    kürt halkı ’da bu saldırılara karşı hem özyönetimlerin ilan edildiği yerlerde, hem de bulunduğu her platformda direnişini yükseltmiştir. haklı ve meşru direnişin mutlaka kazanacağına olan inancımızı buradan bir kez daha deklere ediyoruz. bütün baskılara, sindirme girişimlerine ve psikolojik savaş kampanyalarına rağmen halklarımızın newroz’da ortaya koyduğu tutum, irade ve sahiplenme bu inancımızın somutlaşmış halidir.

    kongremiz şırnak, cizre, silopi nusaybin, yüksekova, silvan, dargeçit ve diğer kürdistan şehirlerinde katledilen bütün şehitlerimizin mehmet tunç ve seve demir şahsında saygıyla anar, onların direnişini ve anılarını yüksek bir direniş ruhu ile sürdürme kararlılığını ve iradesini ortaya koyar

    kongremiz, halkımızın yürüttüğü bu destansı ve kahramanca direnişi, 8 mart ve newroz’da ortaya koyduğu iradeyi ve sahiplenme refleksini geleceğimiz açısından bir güvence olarak görmekte ve selamlamaktadır. devleti ve ilgili bütün kesimleri bu gerçekliği görerek savaş politikalarındaki ısrarı bir kez daha gözden geçirmeye, müzakere sürecini başlatmaya çağırıyoruz.

    kongremiz, kürt halk önderi sayın öcalan’a karşı uygulanan tecrit politikasını bir kez daha mahkum ederek, sayın öcalan’ın sağlık ve özgürlük koşullarının sağlanması konusundaki ısrarlı talebini ve çağrısını bir kez daha yineler. bunun sağlanması, diyalog ve müzakere sürecinin yeniden başlatılması ve kürt sorununun demokratik-barışçıl çözümünün önünü açacağına inanmaktadır.

    kongremiz özelde kürdistan, geneldetürkiye’de yürürlüğe konulan kirli savaş politikalarının hedefi haline getirilen kadın ve çocukların teşhir ve istismarına dayalı cinsiyetçi politikaları şiddetle kınar ve kadınların buna karşı yürüttüğü mücadelenin yanında olduğunu belirtir.

    kongremiz, sur ve silopi’de başlayan halkımızın hayat alanlarına ve kültürüne dönük “kamulaştırma” adı altında gasp edilmesini şiddetle kınar, bunu halkımızı” cezalandırma” ve intikam alma politikasının bir parçası olarak görür. bu konuda bütün kurumlarımız ve sivil toplum örgütleri ve halkımızla birlikte bunun karşısında duracağımızı ve mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğimizi belirtiyoruz.

    kongremiz, devletin ve akp hükümetinin türkiye’deki demokrasi güçleri, basın çalışanları, bilim insanları başta olmak üzere, topyekûn demokratik muhalefete karşı geliştirdiği baskı, sindirme, gözaltı ve tutuklama politikalarını ve uygulamalarını türkiye demokrasisi ve ortak geleceğimiz adına bir tehdit olarak görür ve şiddetle kınar. bu bilinçle tüm demokrasi güçlerinin yanında olduğunu açıklar.

    kongremiz halklarımızın öz iradesi ile seçilmiş halkların demokratik partisi milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasını, dbp belediye eş başkanlarının görevden alınarak tutuklanmalarını siyasi soykırım olarak görüyor ve buna dönük geliştirilen politikaları kabul etmiyor, bu konuda sonuna kadar hdp milletvekillerimizin ve dbp belediye eş başkanlarımızın mücadelesinin yanında olacağımızı belirtiyoruz.

    kongremiz, rojava halkları ve demokrasi güçlerinin demokratik suriye’nin inşası ve birliği açısından son derece önemli ‘rojava-kuzey suriye demokratik federasyonu’ kararını tarihi bir karar olarak değerlendirir ve destekler. bunu self determinasyon hakkının tezahürü olarak görür.

    kdp’nin simelka sınır kapısını kapatması ulusal birliği zedeleyen bir yaklaşım olarak görüyor ve bu sınır kapısının derhal açılması çağrısında bulunuyoruz.

    kongremiz, tüm kürdistan parçalarında halkımızın özgürlüğe en yakın olduğu tarihi bir dönemden geçtiğimizi vurgulayarak, bütün kürdistani güçleri ve siyasi partileri ulusal birlik ruhu ve bilinci ile mücadele etmeye; birliğimize, halkımızın çıkarlarına zarar verecek tutum ve açıklamalardan kaçınmaya; ulusal birliğimiz ve geleceğimiz açısından son derece önemsediğimiz ve stratejik gördüğümüz ulusal kongre çalışmalarını başlatarak gerçekleştirmeye çağırır.

    kongremiz, bölgemizdeki gerici ve işbirlikçi güç odaklarının da desteği ve himayesinde kürdistan ve ortadoğu halklarının başına musallat edilen daiş terör çetesi ve benzerlerine karşı halkımızın yürüttüğü mücadelenin insanlığı koruyan bir dalga kıran olduğunu belirtir. daiş vb. terör çetelerinin fransa, belçika, türkiye vb. avrupa ülkelerinde gerçekleştirdiği vahşi ve teröristkatliamları bir kez daha şiddetle kınar ve lanetler. daiş vb. terör çetelerinin varlığının sadece ortadoğu halkları için değil tüm dünya insanlığı için bir tehdit olduğunu vurgular.

    kongremiz, rojava ve kuzey kürdistan’da halkımızın yürüttüğü mücadelenin esasında bir insanlık, özgürlük ve demokrasi mücadelesi olduğunun altını bir kez daha çizerek; bütün uluslar arası demokrasi güçlerini ve kamuoyunu halkımıza karşı sürdürülen bu inkar ve imha savaşına karşı durmaya, halkımızın yanında olmaya çağırır.

    26 mart 2016

    demokratik toplum kongresi

    -------------------------

    (bkz: demokratik özerklik bildirgesi)

    (bkz: 7 haziran/@gilbertus albans)

    (bkz: direniş kahramanca bir tarih yazıyor)

    (bkz: cizre ve silopi'de görkemli bir direniş yaşanıyor)

    (bkz: kürdistan kendi küllerinden yeniden doğuyor)

    (bkz: herkes bilsin kürdistan'ın 4 parçası birleşecektir)

    (bkz: #59431766)

    (bkz: hdp'nin diyalog ve müzakere çağrıları)

    (bkz: pkk ve hdp'nin kürdistanı tc'ye kurdurmak istemesi)
  • her çatışma, şehit, ölüm vs. haberinden sonra "ne istiyor bunlar?!!! ne istiyorlar, allah aşkına birisi söylesin ya bu pkk'nın ne istediğini!!!" tarzı çıkışlar yapıp örgütten yaptıklarının sebeplerine dair bir açıklama bekleyen kimselerin, düşmanının yaptığı yazılı açıklamayı, talep ettiği şeyleri, ortada dönen mevzuya, savaş haline dair neler düşündüklerini, ne çözüm önerdiklerini, neden önerdiklerini vs. ne kadar umursadığını, kaale aldığını da gösteren bir bildirge.

    ekşisözlük'teki başlığının altına yalnızca 3(yazıyla üç) entry girilmiş olması epey düşündürücü.

    aha söylemişler işte okuyun bakın. kozmopolit toplum. çok çeşitlilik var ve biz bu çeşitlilikte sizle geçinemiyoruz diyor adam. sokaklar savaş alanına döndü. haklı mı haklı. verin özerklik gitsin bence.
  • çok yönlü çok kültürlü toplum istediklerini belirten ama nasıl emperyalizm üzerimize çöktü diye yalan söylüyorlarsa, bu isteklerinde de apocu diktatörya için yalan söyleyen bir sonuç bildirgesi olmuş.

    haydi hep beraber ekolojik toplumdan bahsedelim. bu arada akp'yi de gezi'de apo kurtarmış ama boşverin, erdoğan'ı yedirmeyiz diyen belediye başkanımızı da görmeyin. saray darbesi hep bu çatışma sebepleri.

    adamlar daha suriye'de etnik temizlik yaptıkları devlet modelini överken ne peşinde olduklarını anlattıklarını görmezden geliyor. bir de çok çeşitlilikten bahsediyorlar.
  • dtk kck anasözleşmesinde türkiye sınırları içinde kalan sözde kürdistan topraklarının parlamentosu olarak tanımlanmıştır. türkiye cumhuriyeti'nin anayasasına aykırı olarak sözde yasama faaliyeti yapan bu terör odağı ve mensuparı türkiye cumhuriyetinin anayasal düzenini yıkmaya teşebbüsten acilen yargılamalıdır.

    terör müsamaha ile azar. terörle mücadele sadece teröristi öldürmek değil bataklıkları da kurutmaktır.
hesabın var mı? giriş yap