• nahid sırrı örik'in belgelere -kendi deyişiyle "mevsuk bir kaynağa"- ve canlı tanıklara dayanarak 1959 senesinde kaleme aldığı yazı dizisidir. yazı dizisi, dönemin vatan gazetesinde şu notla birlikte neşredilmiştir:

    "sultan hamid'in hususi hayatı hakkında değerli arkadaşımız romancı ve tarihci nahid sırrı örik'in hazırladığı bu tefrikada muharrir, artık tamamen mazinin malı olan bu hükümdarın sarayında çeyrek asrı aşkın bir zaman mütercim olarak bulunan pederinden duyup öğrendiklerini de ilave ederek hakiki bir zevk ve istifade ile okunacak ve tarihe malolacak malumat vermektedir."
  • yazı dizisinin başlangıcından bir bölüm:

    "sultan hamit vücutça pek zinde, kadına da düşkün bulunduğundan hele pür kudret bir hükümdar durumuna sahip olduğu uzun yıllar boyu sarayındaki cariye ordusundan pek çok kız iltifatına mazhar olmuştur.* bununla beraber evladının sayısının pederiyle ceddinin eriştikleri miktarı bulmamasına gayret ve dikkat etmiş olduğu gibi (ii.abdülhamit'in üçü şehzadelik zamanında dünyaya gelmek şartiyla 12 kadından 8'i erkek ve 9'u kız 17 evladı dünyaya gelerek bunlardan 13'ü olgunluk çağına ulaşmışlardır.) resmi haremi sayılan ve "kadın efendi" ünvanı alanların miktarı bazı selefleri zamanında olduğu gibi altıya hatta dokuza çıkmayarak dördü aşmamış, çocuklarının sayısı da meselâ abdülmecid evlâdının miktarını bulmadığı için evlat dünyaya getirerek "ikbal" payesine ulaşanlar da nispeten sınırlı olmuştur.

    buna karşılık, birer müddet, hatta yalnız bir iki kere padişahın iltifatını gördükten sonra gördüğü iltifatın derecesine göre baş mabeyinci konağından ibriktarbaşının evine kadar bir yere yollanarak, sarayın tabiriyle "tımara çıkarılarak" yine mazhar olduğu iltifatın derecesine uygun bir çeyizle o iltifata uygun ehemmiyette birer kocaya verilmiş gözdelerin sayısını tespite imkân yoktur. bunların ekseriyeti unutulup gitmiştir."
  • sultan abdülhamdit'ten çocuk doğurmuş ve başkadınlıktan dördüncü kadınlık pâyesine kadar erişmiş haremi: nazik-eda, bedr-i felek, nur-efzun, biydar, dilpesend, mezide, emsâl-i nur

    padişahtan çocuk dünyaya getirmiş ikballeri: müşfika, sazkâr, peyveste, fatma pesent, behice, saliha naciye, simperver

    iltifata mazhar olmuş bir çok cariyesinden en bilineni: nev-cedit
  • "5 nisan 1909 geceyarısı…

    abdülhamit selanik’e sürgün ediliyor.

    sürgün kafilesi sultan’ın oğulları, kızları, cariyeleri ve hizmetlileriyle beraber 38 kişiydi. abdülhamid’in 10 eşi vardı: nazikeda, bedrifelek, nûrefzûn, bidâr, dilpesend, emsalinûr, mezide, nevcedit, behice ve müşfîkâ. mezide sultan hariç, hepsi beyaz tenli, sarışın, mavi ya da yeşil gözlü kafkasya kökenli bu kadınlardan müşfika sultan padişah’ın son eşiydi, evlendiğinde henüz 14 yaşındaydı. abdülhamit sürgüne giderken yanında sadece işte bu kadını götürmüştü."

    ü. bayazoğlu
  • yalandır.
    yoktur ölle bi şey.
    albülhamid han'ın karı kızla işi olmaz.
    o sadece savaşıyordu ve islamı düşünüyordu tağam mı?

    ecdadımızı kadın meraklısı gibi gösteren insanların arkasından olabildiğince terbiyesizlik ve gıybetin alasını etmemiz lazım.
    müslümanlığımızı güzelce adileştirdiğimizi nasıl göstereceğiz başka..
    ü. bayazoğlu kimdi la,
    ölmüş mü acaba,
    ona göre ya tehdit ya gıybet etçem,
    ondan soruyorum..

    hamiş: hulusi kim la?! ölü mü diri mi.. ona göre yane..
  • "ii. abdülhamit’in kadın efendileri, ikballeri var ama saraya girip çıkan kadın devridaimi de çok. her hafta yeni kızlar geliyor, eskiler yollanıyor. iktidarı boyunca koynuna giren kadın sayısını bilmek imkânsız, ancak hareme giren çıkan kadın sayının en yüksek olduğu dönemdir ii. abdülhamit dönemi. tuhaf bir yapısı vardır yıldız sarayı’nın, haremi yoktur, gelişerek 44 binaya ulaşmıştır. kadınlar bu binalarda dağınık yaşar. abdülhamit kimle geceyi geçirmek istiyorsa onun odasına gider.

    bence ii. abdülhamit haremi hümuyun’un son dönemidir. ittihatçılar 1909'da, 31 mart’tan sonra yıldız sarayı’nı bastıklarında haremdeki cariyeleri dağıttı. ne v. mehmet reşat ne de vi. mehmet olarak tahta çıkan vahdettin doğru dürüst bir harem sahibi değildi."

    y. selim karakışla
  • "ii. abdülhamid'in yedi yaşındayken annesi ölünce abdülmecid, oğlunun devamlı ağlamasına dayanamamış. bir ay geçince, yine bir gece alışkın olduğu üzere içtikten sonra oğluna uzun bir nutuk çekip hırkasının altına sıkıştırdığı gibi dördüncü kadını olan perestu kadın'ın dairesine götürmüş. "bak kadınım, sana güzel bir evlat getirdim" diyerek, abdülhamid'i hırkasının altından çıkarmış. kadın efendiye verip, oğluna "bundan sonra senin anan budur, öp bakalım elini" demiş. ancak, "ii. abdülhamid'in devr-i saltanatı" adlı eserde, abülhamid'in analığına kötü davrandığını, "sarayda görevli hademelerle cinsel ilişkide bulunuyor" diye onu abdülaziz'e şikâyet ettiğini ve bu yüzden perestu kadın ile birbirlerine girdiklerini okuyoruz. kadın, bunun üzerine nişantaşı'ndaki konağına çekilmiş. ama, daha sonra barışmışlar.

    ii. abdülhamid'in "sübyancılığı" hakkında, mehmed reşad'ın başkâtibi hâlid ziya uşaklıgil, o pek ince istanbul efendisi üslubuyla şöyle bir not düşmüş saray anılarına: "bu meyanda şehvani heveslerine pek mağlup olduğuna dair türlü hikâyeler işitilen bu hükümdarın diğer emsali gibi kadın, daha doğru bir tabirle 'körpe kız' iptilası zikrolunabilir..." ii. abdülhamid han hazretleri son ikbalini haremine aldığında 62 yaşındaydı, kızcağız da 14'ünde!.."

    h. akçam
hesabın var mı? giriş yap