• cok guzel, siir gibi bir film. kardes sevgisi, kan davasi, olunecek sanilan o kisacik zamana sigdirilan ask... sararmasi beklenen gomlekler, sacma kan davasinda bile gozetilen onur, yagmur...

    goruntuler cok guzel, konu saglam, oyuncular basarili. kucuk cocuk da (webster'a benziyor) super is cikarmis! cumartesi aksamimi renklendirien bir film oldu.

    "artik istesen de asik olamayacaksin, vaktin kalmadi. unutma, dolunaya kadar... saatin tik-tak'larini duyuyor musun, sana az kal-di, az kal-di" diyor.
    acimasiz ihtiyar! rodrigo santoro kardesimiz ise, anlatilmasi zor bir varlik yani! ailenin tek guzel (ne demek, ilah!) uyesi...
  • yönetmen kırsal kesimin sosyolojik bir sorunu olan kan davası hikayesini kamera altına yatırır. yönetmen hikayesini minimalist ve şiirsel bir çerçevede işler. filmdeki hikaye 1910’da brezilyanını yoksul bölgesi olan sertao’da geçer. filmdeki hikayeyi paco adlı ufaklığın perspektifinden izleriz. paco kan davası karşıtı hayalperest tatlı bir çocuktur. poca ruhlar deresi, boşluğun ortası olarak ifade ettiği toprağın üstünde bir tek güneşin olduğu yerde yaşar. kan davalı olan iki aile arasındaki yegane husumet topraktır. bunun dışında birbirini tanımayan gençler birbirini kan davası gibi ilkel bir sebep yüzünden öldürür. yönetmen etiketleme tekniğini çok iyi bir şekilde gömleğin değişen kanı üzerinden vermiştir. bir aile ferdi öldürülen aile, intikamını almak için gömleği asar ve kanın sarı renge çalmasını bekler. ‘’eski adamların’’ önem verdikleri gurur, itibar ve sürekli devam eden kan davasını tonio darbeler. tonio ölen son kardeşi paco’yu gördükten sonra sevdiği kadın clariya gider. tonio aşkı peşinde pacu’nun hikayesinde geçen kimsenin ölmediği huzurlu barış dolu denizlere varacaktır. film sonla başlar diyebiliriz. pacu sirkten çalışan clair’yadan aldığı kitap sayesinde hikayeler kurar. ve bu hikayeler içerisinde kendi hikayesini de eritir. velhasıl pacu’nunn filmin başıyla yarıda kalan hikayesi filmin sonuyla tamamlanır.
hesabın var mı? giriş yap