aloof

• nick'inin ingilizce meali ile hicbir alakasi olmayan bir insanmis.. (bkz: ben bugun bunu gordum)
• türkçesi; aklı beş karış havada
• simdi memlekette bogaz havasını teneffus edip beni kıskanclıga gark eden , diş fırcamı durdugu yerde yalnız, aglamaklı bırakan sevimli yazar..
• bakiniz ne demis dicitonary.com bu kelimenin anlami icin:
  
  - distant physically or emotionally; reserved and remote
  - at a distance but within view; apart.
  
  yani diyor ki "aloof" kisi sizden fiziken veya duygusal olarak uzak duran, ilgisiz, alakasiz duran kisidir, gozunuzun onunde dursa bile ayri durandir, soyledir, boyledir..
  
  ben diyorum ki "aloof" kisi paylasmayan insandir. yanibasinizda dursa bile kendi dunyasinda yasayan, o dunyanin kapisini da binbir tilsimla sadece kendisi icin koruyan insandir. belki alir, belki de verir ama sadece kendi isine geldigi icin, paylasim degildir bu..en ilgili gorundugu an bile belki de ilgisini sakladigi cin seddi arkasindan ufak manciniklarla firlattigi taslar olarak huzurunuza sundugu anlardir..bilirsiniz ki okyanustaki sicak ve soguk akintilarin yanyana aktigi gibi ayni okyanustasiniz ama sadece o kadar, karismiyorsunuz, birlesmiyorsunuz..soguk gorunur ama yeteri kadar medeni ki konduracak bir kusur bulamayasiniz..sarsip kendine getirmek istediginiz insandir ama bilirsiniz ki o an bile size bakip beyninin derinliklerine cekilmis gozleriyle "niye yaptin ki bunu" diyebilecek insandir, beyhudedir cabalar..
  
  "aloof" iste oyle bir sifattir ki bir insana bakip gorduklerinizi tek kelimeyle anlatmaya firsat veren..
• şahsıma ait olan uyuma rekorunu kırmayı hedefleyen uykucu şirin.. ha gayret diyor, yanaklarından opuyorum ^*
• memlekete dönmesiyle annesinin gazabına ugramiş bitanecik beşiktaşlım. aa senin betin benzin atmış yavrucum, hiç bakamıosun kendine gel bi doktora gidelim denmiş, ardından hayatının hastalıgı kansızlıkla yüzleşmiştir.o gün bugündür bu aloof hanım kızımızı önüne katan annesi, bir elinde kan yapıcı şurup, digerinde kuru üzüm koşturmaktadır.
• ingilizce; dangalak bazen.
• kendisini iş hayatına fena halde kaptırmış kolik.. yüzünü görene, sesini duyana yüüüzzzbiiiinnn lira vereceğim....
  
  (bkz: sensiz her seminer işkence bana) ^*
• (bkz: şipşak translator) ^*
• ing. soğuk, ilgisiz, uzak.
  genelde kedileri ve anime stereotypelarını tanımlamak için sıkça kullanılan bir kelimedir.