• rashit'in ilk dönem şarkılarından biri olan "insan pazarı"nın konu alındığı yer. sözleri adem kurt tarafından yazılmıştır. kadıköy'de her sabah saat beş suları, yıllardan beri kurulur insan pazarı, üç beş kuruş için kıçlar yalanır, gurur artık yoktur, insan pazarı.
  • ayaz sabahların köşebaşlarını karınca karınca karartan bir toplu üşüme nöbetinin eleme dönüşen pazarlık ameleleri.
    yıllar öncenin bol vatkalı, bele oturan, rengi solmuş montlarıyle kimi, kiminin sadece tek düğme kruvaze bir ceket. çoğuna eşlik eden polyesterliğinin tüm ihtişamıyla tarazlanmış bir 100% new wool kareli atkı.
    hepsinin elinde ne kadar derine çekilirse o kadar efkarı dağıtacakmış gibi imanla içilen sigaralardan
    yükselen kesif dumanın içinde kaybolmak istercesine büsbütün boyunlara kıstırılan, bir omza devrilen,
    kara çokluk, çokluk da dalgalı dağınık saçların altında saçlardan da dalgalı başlar.
    bir tarafta abi beni al demek yükümlüğünü marketing techniquesi bilmeden bilmenin ağırlığı, bir tarafta ağırlığın dayanılmaz hafifliği arasında sıkışarak, yanaşan her yeni araba ya da kamyonette öne doğru şöyle bir seyirtip sonra yine mevziine geçiveren gedikliler bir tarafta.
    bir tarafta gurur karın doyurmuyor* be abi diyerek her arabaya "abi aabi, bizi al abi, abi bak şu kollarıma, nolur be abi" diye çerçi tezgahına kendini koyanlar çatlak ve gür sesleriyle.
    öldüm allah göz seviyesinin üstüne kalkmayan, kalkamayan, kaldırılamayan gözleri çokluk bel ve omuz hizasında gezinerek bir görünmez çivi arar sanki bakışlarını asmak için bu korkunç bekleyişin ağırlığıyla birlikte, mümkünse eğer...
    doğal seleksiyonun en acıklı tezahürü ile en iriler, en diriler seçilip gittikçe, kırılan soğuğa, ayazdan ılıyan havaya sevinmek imkansızlaşır, güneş tepeye dikilip ısıttıkça, o saate kadar seçilemeyenlerin o günkü iş ve ekmek umudu en tepeden dibe düşer, batar.
    birden çok soğuk olur her şey.
  • kadıköy'deki amele pazarı başçavuş sokakın girişinde, üsküdar da ise mihrimah sultan camiinden biraz yukarıda çarşı girişindedir
  • lefkoşa'da girne kapısı civarındaki fazıl küçük heykelinin çevresinde kurulur.
  • 2009 amerikası'nda şöyle olacakmış: http://video.google.com/…?docid=7567768586332346713
  • çalmadan dilenmeden emekleri ile para kazanmaya, evlerine o günkü rızıklarını götürmeye çalışan "vasıfsız" işçilerin biri o gün için kendilerine iş versin diye bekleştikleri yer. insanlık ayıplarındandır, göz önünde görmezden gelinen tonla şeyden sadece biridir.
  • eskişehirde reşadiye camii nin önüdür.
    eskisehir mcdonalds in karsisinda oturan grup daki gençlerle ilerki zamanlarda alakalı olabilir.
  • bilen bilir, mecidiyeköy meydanı' nda da buna benzer bir ortam var. tam olarak amele pazarı olmasada ordaki 50' ye yakın insan, inşaatlarda çalışmak için beklemektedir. zaman zaman toplu şekilde mecidiyeköy metrobüs durağında da görmüşlüğüm var. en çok merak ettiğim konuda bu arkadaşların elinde türk bayrağı olduğunu zannettiğim sopalara sarılı kırmızı kumaşlarla veya afiş benzeri eşyalarla ne yaptıklarıdır.

    birde eskiden bakırköy meydan da, tren garının girişinde konuşlanırdı ameleler. 90' ların ortalarına doğru oraya çekidüzen verilince terki diyar ettiler.
  • yirmi yaşındaki delikanlıların, kan çanağına dönmüş yolun yarısına gelen gözlerle etrafa baktığı...saçı sakalı ağarmış, kazandığı her lokmanın yüzüne attığı çentiğin derinleştirdiği gözlerle etrafa bakanların... inşaatlarda harç, boya ve kalıp işi yapabilmek için beklerken içine çektiği sigara dumanı, yılmaz güney filmlerinden bir sahne değil..ve artık kadınlarda bu pazara ortak. -gündelikten arta kalan zamanlarda-
hesabın var mı? giriş yap