• türk insanının dna'sının en derinlerine işlenmiş gerçek.

    çalıştığım şirket yüksek ciro yapan bayilerimizi ve bölge müdürlerimizi 1 hafta 10 günlüğüne amerika seyahatine gönderdi.

    ulan eşşek kadar adamlar birbiriyle check-in yarışına girdi. biri downtown miami'de yer bildirimi yapar. hemen ardından diğeri hard rock cafe'de bildirim yapar. sanki aşık atışması gibi. biz de şanzelize cafe ile mi karşılık verelim babuş?

    ha bir de belieberlar gibi her yedikleri yemeğin resmini paylaşıyorlar. yediklerinden türkiye'de yok sanki mınaki. biz de masaya şırdan mı koyalım illaki. orda var mı sorarım sizlere!

    sözlükte de oldukça yaygın bu geçen yine amarigadayım durumu. özellikle amerikan vatandaşı olduğu iddasında bulunan bir gok yeleli bozkurtumuz bile mevcırt. nickine bakınca kızılderili kabile reisi gibi duruyor. kızılderililer için türk derlerin ispatıdır bu adam.
  • (bkz: nazar etme ne olur)
    (bkz: kıskanma senin de olur)

    edit: şu ana kadar duymadığım ihtiyaçtır, diyenler olmuş. bunu; amerikaya gittim ben tımam mıaa!!! olarak algılayacak 1 milyon kişi bulabilirim ben bu ülkede. o nedenle insanlara fazla takılmayın derim ben. nasıl istiyorlarsa öyle davransınlar.
  • kendini pazarlama ihtiyacıdır.

    sonuçta her kör satıcının bir topal alıcısı vardır. du bi dakka yoksa her topal satıcının mıydı... neyse ya.

    şu ana kadar hiç gerek duymadığım ihtiyaçtır.
  • bizim burda kapıdan dışarı adım atınca foursquarede bildiriyor adam değil amerika.
  • hep kaygısızlar dizisindeki müdür yüzünden çıkmış ihtiyaç. "stupid eleman. ben amerikadayken..." diye diye yerleşti bu.
  • götveren bir arkadaş yüzünden, abd'deki tüm havalimanlarını ezberlemektir.

    dahası o havalimanlarındaki lounge kısımlarında çekilen şebelek fotolarını görmek zorunda kalmaktır.

    ki bu arkadaş, hayatında ilk defa yurtdışına 5 ay önce çıktı, yaş 32 ve 6 ayda ne kadar havalimanı varsa abd'de hepsinin fotosunu bizle paylaştı. sanırım yattığı bir lufthansa pilotu var, aksini düşünemiyorum.
  • yurdum insanının büyüğünden küçüğüne yediği her haltı gözümüze sokma çabası ve arzusu düşünüldüğünde çok da şaşırılmaması gereken ihtiyaç.
  • bir ihtiyaç değil. ama gitsem, "new york'ta ilk gecem" şeklinde bir durum paylaşabilirim. eleştirilesi ve anormal bir hareket gibi gelmiyor bana. abartanlar da yok değil tabi, çok itici hale getiriyorlar.
  • üniversite hocalarında sıklıkla görülür. derste pekiştirici bir örnek vermek isteyen ve tabiri caizse amerika'daki bir üniversiteye ''ayak işi'' bir görev için gönderilmiş ve bununla hava yapmayı bir marifet sanan vasat hocanız; lafının geldiği her noktada ''ben amerika'dayken '' şeklinde başlayan ve zibilyonuncu kez babadan dinlenen askerlik anısı tadı yakalayan söylemleriyle öldürücü bir sıkkınlık yaratır.
  • amerika'da olmayı büyük birşey olarak gören adam bunu arkadaşlarıyla paylaşıyorsa sen neden kızıyorsun be insan. neden o adamın özgürlüğü seni rahatsız ediyor.
hesabın var mı? giriş yap