• hafiften kalbe benziyen şekliyle, minyatür balkabağı gibi olan (teşbihte hata olmaz) diğer domateslerden ayrılan, tadıyla kokusuyla bambaşka domates. tuzlayıp ısıra ısıra yemesi pek zevklidir onu bilirim. ankara civarında anca bulunur herhalde...
  • ankara civarında ve genelde ağustos civarında sadece 1 bilemedin 1.5 ay bulunan domates.. ekstra lezzetlidir ve bi miktarı yemekte çorbada kullanmak için buzluğa atılıp saklanmalıdır.. dünyanın en lezzetli domatesi olduğuna inanıyorum.
  • midesinde sorun olanlara dokunan yiyecek.

    ancak bu dokunma onun kalitesi, güzelligiyle ilgili.
  • ağustos sonu itibarıyla ankara'nın her pazarında marketinde, manavında bulunmaktadır. ayaş domatesi etli sulu ve lezzetli yerli tür domatestir. son yıllardaki ithal tohum saldırısına rağmen geleneksel olarak tohumdan üretilmeye devam eden (benim bildiğim) nallıhan domatesi ile birlikte iki domatesten biridir. lezzetini nasıl olsa anlatmak zor, lakin ne yapın edin tadına bakın, yıkayın tuzluğu alın ilk ıssırık ile birlikte oluşan o güzelim kratere tuzu dökün seri ıssırıklar ve tuzlamalar ile birlikte domatesin keyfine bakın, arada gözlerinizi kapatıp koklayın, suyu elinizden bileklerinize aksın hatta yalayın hiç çekinmeyin, varsayın çocuklukta şortla bahçedesiniz üstünüz de kirlensin domatesin çekirdeğide t shirte düşsün leke yapsın annenizde akşam size kızsın.
  • ayaş domatesi bir meyvedir.

    sebze denilmemeli, katiyen pişirilmemelidir.
    mümkünse şeftali gibi götürülmelidir.

    birazcık daha dayanıklı olsa kasa kasa ihraç edilir, memleket sınırlarında tükettirmezlerdi. tüm domateslerden hastır.
  • ortadan kesince icinden hac cikmadigi icin hiristiyan olmadigi kesin olan domates. ama icinden yildiz cikiyor. uzaydan mi geldi ki acaba?
  • dunyanin en lezzetli seylerinden biridir bu. ankara'yi sevme nedenleri arasina bile girer.
    (bkz: yine yazi bekleriz)
  • artık ayaş domatesi değildir. yerine ithal bir kopyası geçmiştir , tıpkı diyarbakır karpuzu gibi. bu yasal bir ithalat, ama aynı zamanda avrupa'da çok sıkı kontrol edilen gdo'lu tohumlar da türkiye'de cirit atıyor. (bkz: http://www.koytv.tv/…=2&altkategorino=0&icerikno=99), (bkz: http://ekonomi.milliyet.com.tr/…1316245/default.htm)

    son olarak bu önemli ve kapsamlı bilgilerin verildiği linkte domates diye aratırsanız, durumun vehametini daha net görebilirsiniz. tabii diğer tohumlar için de geçerli, sadece domates değil.(bkz: http://www.zmo.org.tr/…46668cf2afc_ek.pdf?dergi=139)

    edit: ilk link uçmuş, ikinci de uçarsa diye şunu ekleyeyim: .
    "ankara ticaret odası’nın (ato) "tarımsal üretim ve tohumculuk" konusunda yaptığı araştırmaya göre, türkiye, karpuz tohumunu amerika’dan, domates tohumunu fransa, abd ve hollanda’dan, lahana tohumunu almanya ve hollanda’dan, turşuluk hıyar tohumunu abd’den satın alıyor.
    "ayaş domatesinin tohumluğu fransa’dan
    ato’nun araştırmasına göre, türkiye’de toplam sebze üretimi içerisinde yüzde 40’lık payı olan domates, üretiminde hibrit tohumluğu tercih edilen sebzelerin de başında yer alıyor. 2009 yılında 10 milyon 745 bin ton domates üretimi yapılan türkiye’de, 22 bin 970 kilogramı hibrit olmak üzere toplam 47 bin 15 kilogram domates tohumluğu ithal edildi.
    son yıllarda sıkça duyulan "domatesin neden eskisi gibi kokmadığı" sorusunun cevabı da kullanılan tohumluklarda. hibrit domates tohumluğundan elde edilen verimin yüksek, ürünün raf ömrünün uzun olması, uzun yol nakliyesine imkan vermesi ve mevsiminin dışında üretilebilir olması, çiftçinin hibrit tohumluk tercih etmesine neden oldu. tüketicilerin ucuz, buzdolabında uzun süre bozulmadan kalan domates istemesi de çiftçilerin tercihini destekledi. beklentiler ve tercihler değişince, türkiye’de domates üreticilerinin bir bölümü yerli çeşitlerin yerine abd, fransa ve hollanda’dan ithal tohumluklar kullanmaya başladı. örneğin ankara’nın ayaş ilçesinde üretilen ünlü "ayaş domatesi" tarihe karıştı. pazarlarda ayaş domatesi olarak satılan domatesin tohumluğu fransa’dan ithal ediliyor."
  • ayaş domatesinin halisiyle yapılan kaşık salatayı, ata ekmeğiyle, bandıra bandıra yerseniz, bir öğünü rahatlıkla atlatırsınız.
    ankara'nın güzelliklerindendir kendisi. fakat ekonomik kriz maalesef onu da vurmuştur. eskisi gibi ucuz değil.
  • yerli ve yabancı cinslerden onlarca çeşit domates yetiştiren biri olarak diyebilirim ki, ülkemizde yetişen en lezzetli domatestir. maalesef ki, ince kabuklu ve bol sulu yapısı nedeniyle nakliye ve tezgah için uygun olmaması nedeniyle zaman içinde ekimi büyük oranda terk edilmiştir. çiftçilerin de yanlış anaç domateslerden tohum almaları nedeniyle dönüşüme uğramış, orijinal şeklini (portakal kadar yuvarlaktır normalde) ve kabuk yapısını kaybetmiştir. son yıllarda selami başer isimli mühendis çiftçinin çabalarıyla ıslah edilmiş, yeniden orijinal saf hatlarına ulaşılmış ve tarım bakanlığınca da sertifikalandırılmıştır. bu konuda detaylı bir belgesel için: https://www.youtube.com/watch?v=vkqp116suzy&t=58s

    şimdilerde, ankara'da her yanda ayaş domatesi satışı görülse de (ayaş'ta yetişen her domates ayaş domatesi değildir, sera domateslerini ya da kalın kabuklu domatesleri ayaş domatesi diye satıyorlar), saf hatlarda orijinal ayaş domatesi birkaç yerde, yaklaşık 12 dönüm civarı bir arazi dışında yetiştirilmemektedir. en geniş üretimin yapıldığı bahçe için de şu sayfaya bakılabilir.
hesabın var mı? giriş yap