• bir kere bile kıyıp, dayak atmamıştır. annem ise tam bir acımasız katil gibidir. vurdu mu oturtur.
  • 80 li yıllarda ilkokul öğretmenin baban olursa, yerdin o dayağı kaçınılmaz.
  • haklı yere yediyseniz tatlı, boş yere yediyseniz sıkıntılı.
  • çaylak olmam sebebiyle içerisinde bulunamadığım topluluktur.
  • ben de aralarindayim. yerde tekmelendigimi hatirliyorum. büyüdüm. babamla konuşmuyorum. o benle konuşmaya çalışıyor. muhtemelen pişman. lakin too late. siz siz olun çocuklarınıza şiddet uygulamayın. yıllar geçse de unutmayabiliyorlar.
  • dahil olduğum yazarlar grubudur. zaten 21.yy'da doğanlar hariç çok büyük kesim yemiştir. 1-2 tane arkadaşım var böyle babam bana hiç vurmadı diyen hepsi de süt. tabi haftada bir dayak atan baba da değil ama ayda yılda bir yemek iyidir. ben de dövcem oğlum olursa, net.

    zorunlu edit: çok tepki geldi hatta beddualar falan geliyor inşallah çocuğun olmaz falan.. küçükken şiddet görmüş ve bu travmalarıyla alay edildiği hissine kapılan yazarlar var kimsenin hassas noktalarını kaşımak gibi bir derdim yok, dayağı da övmüyorum şakayla karışık bir şeyler yazdım. ha ''kesinlikle çocuğuma vurmam'' diyen tiplerden de değilim orası da var, sinirlendirdiğinde kafaya bir tane falan yok mu baba olunca yapılacak ufak şımarıklıklar diye bir başlık*ne sebeple dayak yediğim sorulmuş babamdan yediğim dayak sayısı 5 falandır hepsini de 13-18 aralığında falan yemişimdir. bağırma, kapıya vurma, telefonu yüzüne kapatma falan saygıyla alakalı şeylerdi. orta okulda disiplin cezası almıştım, sınıfımı değiştirmişlerdi, okuldan atıcaz diye velimi çağırmışlardı, lisede yine hocaların çağırdığı oldu, gece sokaktan ayrılıp internet kafelerde sabahlamalar falan bu meselelerde annem çıldırıyordu, babama çok sıra gelmezdi.
  • o ben oluyorum.
  • dayak demeyelim fakat sağlam tokadına bir kereye mahsus maruz kaldım, evet.
  • ben de babamdan bir kere tokat yemiştim. * babalar kız çocuklarına erkek çocuklarına olduğu gibi kıyamıyorlar galiba. erkek olaydım çünkü ben de çok yerdim o dayağı.
  • şahsımın dahil olduğu gruptur...

    beden eğitimi öğretmeni, eski de teknik direktördü babam... öğrencilerine dayağıyla zaten meşhurdu ama ben o dayağın on katını yerdim..

    bak şöyle izah edeyim... karşında kızgın bağıran birisi var... sonra herşey bi sessizleşiyo zaman yavaş akıyo yanağın önce tatlı tatlı sonra birdenbire yanmaya başlıyo sen hiç farketmeden gözünden bi yaş süzülüyor... anlamazdın o tokatın nerden geldiğini adam refleks adamı neticede...

    sadece tokatını anlattım bak...

    öyle keşke kemer memer olsa... tutup hollywood filmi gibi havaya kaldırıp yere paralel hale getirip öyle fırlatırdı koltuğa/yatağa sonra girişirdi... girizgahı oydu yani.

    niye dayak yiyiyordum babamdan?
    biriyle kavga edersem, birine küfür edersem, es kaza konu komşuya bağırır çağırır tartışırsam yemişimdir hep dayakları hem de ekseriyetini insanların önünde... 23 nisan provaları için yüzlerce öğrencinin doldurduğu bir stadyumun ortasında bile dayak atmışlığı vardı bana!

    aynı yetkiyi hocalarıma da verirdi tabi... hiç acımıycaksın hocam dövmezsen kızarım hatta diye... benzer dayakları benzer miktarlarda hocalarımdan da yedim...

    ama bişey diyeyim mi?
    kim ne derse desin!!!

    çocuk dediğin dayak yiyecek...

    yeğen var şimdi 10 yaşına girdi daha fiske yemedi... görüyoruz halini keratanın :)
hesabın var mı? giriş yap