*

  • turkce'ye basit bir olay adiyla cevrilmis leonardo sciascia'ya ait uzunoyku. turkce'ye semin sayit cevirisiyle kazandirilip, can yayinlari tarafindan yayimlanan kitabin tanitimi ise soyle:

    ''leonardo sciascia, çağdaş italyan edebiyatının usta temsilcilerinden biri. basit bir olay adlı bu uzunöyküsünde, aslında hiç de basit bir olay sunmuyor okuruna. tersine, kısa olmasına karşın alabildiğine karmaşık bir polisiye öykü çıkıyor karşımıza. sicilya'da bir kasabada geçen olayın derininde mafya ve uyuşturucu sorunu olsa da, yazar bu iki temel konudan açık açık söz etmiyor, sezdiriyor. polise gelen, ama yarıda kalan bir telefon konuşması ve onu izleyen kuşkulu bir intihar. bundan sonra olaylar hızla gelişiyor, umulmadık kişiler olaya karışıyor; öyle ki, okura akıl yürütecek zaman bile kalmıyor. bir yandan uzunöykünün baş kahramanı olan komiser yardımcısı, bir yandan da okur, hızla gelişen olayı çözmeye çalışırken soluk soluğa kalıyor ve tam sonuca ulaştığını sanırken yepyeni bir çözüm çıkıyor karşısına. son satırda bile...''
  • ah yüce tanrım, öyle çok etkilendim ki okurken... kitabı bitirmeme rağmen hala katili arıyorum. sokakta eşe dosta soruyorum: leonardo sciascia amcamın katilini biliyor musun? bilmiyor musun? yapma ya... diyorum. sözlük'ten bilen yok mu? çıldırmak üzereyim. nerde bu katil! ben meraktan ölmeden söylerseniz iyi olur. yoksa ölümüm bir kitap yüzünden olacak... hüüüüüüü

    yok yok, tabii ki hiç merak etmedim katili. şakaydı.*
    henüz polis sevmiyorken, polisiye okumak neden some logic? hiç logicli geliyor mu? adından utan.

    gerçek tanım: süresi okuruna göre değişkenlik gösteren ölü zaman parçası. statik işkence.
  • uzun öykü türünde sciascia kitabı. polisiye türü denmiş ama bence politik bir eleştiri var. kitap ayrıca caravaggio eseri: nativity with st francis and st lawrence 'ın 1969'da sicilya'dan çalınmasını konu alıyor. 68 sayfa zaten bir solukta bitti. sanat eseri ve olaylar üzerinden bir politik eleştiri geliştirmesi basit bir olay gibi görünüyor adı gibi. aslında sarsıcı şeylerin sıradanlaşarak düzenin varlığını sürdürebilmesi için bir kaçış yolu oluşturduğunu gözler önüne seriyor. yazacak çok şey var da spoiler verip tat kaçırmak istemiyorum. üstteki yazarın statik işkence tanımına katılmıyorum. gayet dinamik bir öykü.
hesabın var mı? giriş yap