• merhaba arkadaşlar, ben erdil.

    bugüne kadar sadece yazdıklarınızı okuma fırsatım oldu. onları okurken çok eğlendim. şimdi de sorularınızı cevaplayacağım. umarım yine eğleniriz. bana istediğiniz soruyu sorabilirsiniz. bildiğim kadarıyla cevap veririm. bilmiyorsam da bilmiyorum derim. görüşürüz. :)

    kanıt

    edit: şu anda saat 20:39. buradaki arkadaşlarım süremizin bittiğini söylüyor. ama ben daha sonra bunları cevaplayabiliyormuşum. elimden geldiğince hepinize cevap vereceğim. teşekkür ederim.

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: ben erdil yaşaroğlu sorularınızı cevaplıyorum/@erdil yasaroglu)

    not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.
  • çizerler belli bir tarzı yakaladıklarında çizgilerini çok değiştirmezler genelde ama en azından bakış açılarını geliştiriyorlar. siz ise leman zamanındaki tarzınızı hala devam ettiriyorsunuz. neden böyle bir ilerlemeyi sizde pek göremiyoruz?
    • bence çok nazikçe sormuşsun. :)

      aslında çok değişmediğini düşünüyorsunuz, düşünen insanlar da var ama bir yandan bakınca 21-22 kitabım var. biricisi ike sonuncusu arasında çok fark var. bambaşka konular, şakalar. 4 ile 5 arasında da çok fazla fark var. ama çok iyi okuyucu, iyi çizer bunu fark eder. daha az okuyucu 1 ile 5i fark eder.

      gelişmen lazım, değişmen lazım, hiçbir çizer 20 sene 30 sene aynı şeyi çizerek başarısını devam ettiremez. önceki çizgilerimden, şakalarımdan çok sıkılıyorum. kendini beğenmemek bence iyi bir şey. o yüzden çok katılmıyorum aslında ilerleme olmadığı konusuna.

      30 senedir hayvanları çiziyor diyorsan o ayrı. o bir konu. onun içinde şaka bin kere değişiyor, çizgi çok değişiyor. 30 sene önceki kedi ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var. ama çok radikal değişiklik istiyorsan, yıllarca pop söylemiş birinin bir anda arabeske dönmesi gibi bir şey o. çok anlamlı bir şey değil.
  • penguen ve uykusuz’da dikkatimi en çok dikkat çeken şeylerden biri de çizerlerde büyük bir robert crumb etkisi olmasıydı. bunu neye bağlıyorsunuz? bambaşka iki ülkenin underground mizahı nasıl birbirinden etkilenebiliyor?
    • robert crumb çoğumuzun çok sevdiği çizerlerden biri. etki dediğin, çok etkilenen çizer yok benim bildiğim ama bir çizer çok benziyordu çok söylemek istemiyorum ama.

      şey var, herkes bir şekilde birilerinden etkileniyor işe başlarken. ben mesela kariyerime başlarken yabancı çizerlerden çok etkilendim. başlangıçta birilerine bakarak çizmek bizim yeni çizerlere tavsiye ettiğimiz şeylerden bir tanesi. hem bileğini açması hem neyi niye çizdiğini anlayabilmek adına önemli. bir şekilde öyle başlıyor, sonra yavaş yavaş oturmaya başlıyor. kendi çizgini bulmaya başlıyorsun. bi bakıyorsun bakmadan çizmeye başlıyorsun, öyle değil de şöyle çizeyim diyorsun. sonra senin çizimin oluyor. insanlar diyor ki bu erdil'in çizdiği sandalye.

      ama bu çok uzun yıllar sonra oluyor. o yüzden etkilenmekte sorun yok. tabii ki sadece başlangıçta.
  • merhabalar
    karikatüristlerin farklı karikatürlerini aynı teknik çizim ile yaratmasının sebebi nedir? el yatkınlığı mı yoksa az çok karikatür takip eden birine '' aa evet bu karikatür, su karikatüriste ait olmalı'' dedirtebilmek mi?
    • şimdi çizgi bir dil. şaka da bir dil. çizgi, şakayı iletmenin bir aracı. kendin bir dil oluşturuyorsun. bize başlarken kimseye benzememeyi öğütlediler. biz de bizden sonrakilere bunu öğrettik. bu da şu demek hem çizgin hem de mizahınla kendi tarzını yarat. bir tarz yaratmak kolay bir şey değil. insanın dünyasından çıkan bir şey. çizgi olarak çizgiciler birkaç çizgiye bölünürler ama ben yıllarca kendi tarzımda ilerlemeyi tercih ettim. onu ileriye götürmeyi tercih ettim. esas amaç fikirleri karşı tarafa ulaştırmak. bunu en iyi yaptığın şekil ve tarzla ulaştırabilmek. bunu yapmaya devam ediyorum.
  • eminim bununla ilgili cok soru gelmistir ama penguen'deki olaylari bir ogrenebilsek?
  • merhabalar. karikatüristlerin normal hayatlarında çizgilerindeki kadar komik ve espirili olmadıkları söylenir. buna yorumunuz nedir?
    • valla hepimiz farklı karakterlere sahibiz. ben mesela çizdiklerim kadar komik değilim evet. mizah ciddi bir iştir. herhangi bir ortamda şaka yapmak başka bir şey ama karikatür şakası yapmak denen şey saatler alan bir şey. sabahlama günlerine gelen arkadaşlarınız vardır belki aranızda. çok nemrut oluruz. acayip suratsız. espri bulurken. herkes şişer vs. o haftanın şakalarını bulmak zorundasın. yarısını elerdim bulduklarımın. kalan yarısını çizerdim. o kadar şaka bulmak için uzun saatler boyunca çalışman gerekiyor. bazen birkaç saatte çıkarken 3 gün bulamadığın da oluyor. o yüzden gergin bir şeyden bahsediyoruz. uzun süre formatlanan şakalardan bahsediyoruz. dolayısıyla günlük hayattan tabii ki çok farklı. doz olarak da öyle.

      bir de o andaki moduna ve çizerin kişiliğine göre değişen bir şey. hakkaten çok ciddi, hiç şaka yapmayan da var. çok komiği de var. sabahlama gecelerinde herkes esprisini bulunca çok rahatlardı. acayip hikayeler çıkardı o zaman, herkes rahatlayınca. çoğu zaman bırakamazdım muhabbeti, işim bitse de sabaha kadar onlarla sabahlardım.

      bu arada çizdiklerinden daha komik olanlar da var. mesela cem yılmaz. o da bunu fark etti ki sahnelere geçti.
  • -
    • şöyle bir şey var. ben mesela hayatımda 4-5 konu çok severim. hayvanlar, çocuklar, teknoloji, tarih vs. sürekli okuyorum, izliyorum falan. dolayısıyla karikatür dünyamdaki konular da bunlardan oluşuyor. bunları da hayvanlarla anlatmak daha keyifli. onlar üzerinden bizi anlatmak da daha eğlenceli.
  • charlie hebdo olayı hakkında ne düşünüyorsunuz?
  • şu karikatürde kendimi aştım dediğiniz bir çalışmanız oldu mu ?
    • aslında bu hepimiz için geçerli. bir sürü çiziyorsun, 20 bine yakın çizdim herhalde. çok iyileri var, sonradan bunu neden çizmişim diye dediklerim var, bu başına gelmesin diye esprilerini bir sürü arkadaşına gösteriyorsun...

      sonradan dönüp bakınca ben bu şakayı nasıl bulmuşum diyerek eğlendiğim esprilerim var aralarında tabii. hoşuma gidiyor o zaman.
  • merhaba efenim, hoş geldiniz.

    bir dönem komikaze.net vardı.
    bi bin yıl önce forum tarzı takılıyorduk. her şey harikaydı ve birden bitti. bizi ne bitirdi sayın yaşaroğlu? n'oldu bize?
    • onu sadece tek başıma yaptım. bana yardım eden kimse yoktu. elimden geldiğince yaptım. karikatürlerimi, bana komik gelen şeyleri yayınladım. forum denedim, anket denedim. denedik, ettik falan filan. penguen kapandıktan sonra da yeni karikatür çizmiyorum. dolayısıyla orayı kapattım.
hesabın var mı? giriş yap