• insomnium'un since the day it all came down albümünün 5. parçası

    would you come and share
    my cross, my pain, my heartbroken nature
    for this burden is too heavy to bear
    too troublesome for one man to handle

    since my darkness swallowed
    the last gleam of light
    i've been rambling in the shadows
    hour after hour in the dark

    they who never got sorrow,
    grinding grief in their hearts
    never lost a thing,
    never had a thing

    they who never witnessed beauty,
    that flamed even the all-encompassing night
    never lost a thing,
    never had a thing

    now these bitter tears run ceaseless,
    and drown my hope far too deep
    it must've been the day we parted
    when i trapped this sadness in me

    since my darkness swallowed
    the last gleam of light
    i've been clothed in mourning,
    wearing sorrow day and night
  • mahrumiyet. sevilen birinin ölümünden sonra, geride kalan en yakınlarının, kaybedilenden mahrum olma içinde hissettiği büyük keder, yoğun yalnızlık duygusu..
  • imdb puanı 7 olan 2011 yapımı korku-gerilim filmi
  • iki farklı afişi var.

    birinci afişte bıçak adamın elinde.

    ikinci afişte bıçak çocuğun elinde.

    --- spoiler ---

    filmi seyrettim de bu afişler aslında tüm olayı açıklıyormuş.

    hem sakin kasaba kimseler yok herkes birbirini tanır diyorlar hem de polisler kaybolan onca kişiyi bulamıyor arkadaş. bunca yıl geçmiş bir kişi bile mi şüphelenmedi? adam yıllardır aynı döküntü aracıyla güpegündüz milleti kaçırıyor ve dikkat çekmiyor. o he alâ memleket. hadi kişileri geçtim de polis ne iş yapar burada?

    esas oğlan ve kızlarımızın patır patır ölmesi filme biraz orijinallik katmış.

    --- spoiler ---
  • uzun zamandır beklenen korku filmlerinden biriydi bereavement. 2011 abd yapımı ve "killer" temalı film, ilk çıktığı zaman imdb de 7 küsur puandaydı. ama şimdi 5.7 ve ne yazık ki bu puanı hakediyor. filmin en büyük eksisi sonu. çünkü filmimizin anlamsız ve izleyiciyi tatmin etmeyen bir sonu var. bereavement, izlemeseniz de olur bir film. 5/10.

    film 90 lı yıllarda geçiyor. küçük bir kasabada 4 yıl önce fiziksel acı hissi olmayan altı yaşında bir çocuk kaçırılır. öte yandan ailesini yeni kaybeden 17 yaşındaki allison, aynı kasabada yaşayan amcasının evine taşınır. aynı günlerde kasabada genç kızlar kaçırılmaktadır.

    filmde yoğun şiddet ve kan var. öte yandan film bittikten ve altyazılar geçtikten sonra kısa bir ek sonu daha var, belirtelim. ama yok, o son da filmi kurtarmıyor.

    --- spoiler ---

    filmi sonuna kadar izlememin nedeni "bakalım adamın derdi neymiş?" idi. adamın konuştuğu gölge, bizon kafası, çocuk martin'in durumu. film bunlardan hiç birini açıklamadan sona erdi. sadece 90 dakika bol bol kadın çığlığı ve kan banyosu izledik. öte yandan filmdeki neredeyse bütün karakterler öldü. sağ kurtulanın olmadığı korku filmi olur mu? ayrıca martin'in 4 yıldan beri neden kaçmadığını da merak ettim. bir de katilin neden cinayetlere 4 yıl sonra başladığını. 4 yıldan beri kadın kesiyor olamaz mutlaka o küçük kasabada yakalanırdı.

    teknik olarak başarılı sayılabilir. çekimler, müzikler, renkler iyiydi.

    --- spoiler ---
  • hayatımda izlediğim en boktan korku filmlerinden biri. boktan bir konu bulup üzerine şiddet ve cinsellik bile serpmemişler. bazı bıçaklı saldırı sahnelerinde kesiş anı bile gösterilmiyor, o derece boktan. konudan filan bahsetmeye gerek bile yok. uzak durun cümleten.
  • çok güzel bir insomnium parçası. 2:30'dan sonra ayrı bir etkiler.
  • yakın birinin kaybı anlamına gelen ingilizce kelimedir.
  • bol kanlı ve çığlıklı korku filmi.
hesabın var mı? giriş yap