73 entry daha
  • bilgi ortada olan birşeydir.kitaplar, dergiler, gazeteler vs. bir dolu bilgi kaynağı vardır. hali hazırda duran bilgiyi birileri almadıysa almak istemediklerindendir. ya da bir yerde karşılaşmışlardır ama anlamadıklarından karşılaştıkları bilgiyi geri unutmuşlardır. bu yüzden kiminle ne oranda neleri paylaşacağınızı karar vermeniz gerektiğinde fark edersiniz, en iyisi susmanız gerektiğini. çünkü büyük ihtimal bilerek alınmamış bir bilgi vardır ortada, ve sizin anlatmanız bişey değiştirmeyecektir çünkü istem yoktur.
  • elde ediliş kaynağını üçe ayırırız.
    birincisi akıl: bazı bilgiler zihnimizde hazır olarak vardır. bir şeyin hem siyah hem beyaz olamayacağını bilmemiz gibi.
    ikincisi beş duyu, üçüncüsü ise doğru haberdir. doğru habere örnek de gitmediğimiz bir yere gitmiş olanlardan aldığımız birbiriyle çelişmeyen şeylerdir.
  • en geniş anlamı ile bilgi; varolanı tanıtan, varolanı zihinde temsil eden şeydir. varolanla onun bilgisi birbirine uyar mı? yani insan varolanı olduğu gibi bilebilir mi ? sorusu felsefede septisizm-dogmatizm tartışmalarına; diğer taraftan insan bilgiyi nasıl elde eder ? sorusu ise ampirizm-inneizm tartışmalarına yol açar. "bilgiyi tecrübe ile elde ederiz" diyen ampirizm; "bazı bilgilerimiz doğuştan gelir" diyen felsefî doktrinlerin yanında bir de vahiyden bahsedilir. bilginin iki önemli özelliği vardır: birincisi zihinden zihine aktarılabilmesi (communicable), ikincisi zihin içinde ve dışında (kitap vs.) biriktirilebilmesidir (cumilative). işte bu sebepten insanlığın ortak malı olmakta ve sürekli değişmektedir. medeniyetin gelişmesi de buna bağlıdır.

    alıntı: necati öner, felsefe dünyası, sayı 29. sayfa 1.
  • epistemolojide genel kabul 'gerekçelendirilmiş doğru inanç' olduğu yönündedir ta ki edmund gettier e kadar. onun ne dediği ilgili başlıkta var. genel kabulün kaynağı ise platon. tabi burada bütün her şey inançtır gerekçelendirilise bilgi olur gibi bir mantık ortaya çıkıyor. ancak inanç ile bilginin tamamen birbirinden farklı şeyler olduğunu savunanlar da var. mesela aziz augustinus. ona göre akılla elde ettiğimiz şey bilgidir ancak inanç görünmeyenle alakalıdır.

    sonuç olarak toparlayacak olursam x kişisinin p önermesini bilmesi için gerekli üç koşul:

    1- x, pye inanıyor olmalı
    2- p doğru olmalı
    3- x in p inancı gerekçelendirilmiş olmalı

    ayrıca inancın neliği, doğruluğun neliği ve gerekçelendirmenin şartları ayrı bir analiz konusu.
  • (bkz: theaitetos)
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap