bireyselliğin yok edilmesi
-
kitleleri kolayca gütmek için yapılması gereken ilk hamlelerden biri.
(bkz: another brick in the wall) -
bireyselligin b-raycell lige donusturulmesidir.
teknoloji ve smartphonelar bireysel zekanin azalmasina ve hive mind tarzi kolektif bi zekanin artmasina neden oluyor.
aptal bireylerden olusan zeki bir medeniyet oluyoruz.
arilar ve karincalara dogru bir gidis var gordugum kadariyla.
(bkz: we are borg)
(bkz: we are geth) -
(bkz: evlilik müessesesi)
-
@2 (bkz: ingilizce yazınca havalı olmak)
görevini sorgusuz sualsiz yapıp sonuca giden bir kişinin geçmesi gereken işlem. -
"gerilemiş bir toplum olan nazi almanyası'nda dışarıdan biri için bir ss subayını diğerinden ayırmak güçtü. daha da önemlisi, her ss subayı için de, kendisini diğerlerinden ayırmak güçtü. kuşkusuz, iyi örgütlenmiş bir ordunun üyeleri bir birim olarak belirli görevleri ve işlevleri paylaşırlar, dolayısıyla herhangi bir orduda özel askeri amaçlara yönelik bir gerileme öğesi vardır.
ancak demokratik (ve gerilememiş) bir ülkenin ordusunda askerler hep birlikte bireyselliklerini yitirmezler; örneğin bir subay kendi askeri rolünü tehlikeye atmaksızın herhangi bir siyasi partiye bağlılığını kolayca sürdürebilir. bundan başka, demokratik ülkelerin orduları çeşitli düzeylerde bir hiyerarşiden oluşmakta, bu da askeri personelin başına buyruk olmasını engellemekte ve bireysel haklar ile askeri zorunluluklar açıkça ve yasal bir biçimde birbirinden ayrı tutulmaktadır.
ayrıca gerilememiş bir ülkede asker olmayan kişiler, askeri ya da sivil otoritenin hoşuna gitmeyecek görüşleri açıkça ifade edebilmektedirler. gerilemiş bir toplum*un ordusunda çeşitli kumanda düzeylerine yerleştirilmiş kişiler bulunabilir, fakat her görevli, gerilememiş toplumlara kıyasla çok daha dar bir anlamda liderin uzantıları olarak değerlendirilmektedir." vamık d. volkan - blind trust
(bkz: devlet/#78527080) -
"sosyal bir birim olan insan bireyliğini kaybetmiş, istatistik bürolarında soyut bir rakam haline gelmiştir. o artık, yeri herhangi biriyle değiştirilebilecek, hiçbir önemi olmayan bir birim olmaktan başka bir rol oynayamaz. mantıkla ve dışarıdan bakıldığında insan tam da budur işte, ve bu bakış açısıyla düşündüğümüzde bireyin değeri veya anlamı hakkında konuşmak abesle iştigaldir. gerçeğin tam aksi olduğu gün gibi ortadayken, bireysel insan yaşamına bunca onurun ve değerin nasıl bahşedilebildiğini anlamak çok zor." carl gustav jung - the undiscovered self
-
(bkz: deindividuation)
-
erich fromm'un özgürlükten kaçış'ta bahsettiği özgürlükten kaçış mekanizmalarının üçüncüsü robot uyumluluğu'dur. yani özgün birey olmamak, büyük bir sürüde herhangi bir ikame edilebilir robot/nesne/şey olmaktır.
(bkz: sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez)
"birey, kendi olmaktan çıkar; kültürel kalıpların kendisine sunduğu kişiliği tümüyle benimser; böylece tıpkı diğerleri gibi ve onların kendisinden beklediği gibi olur. "ben" ile dünya arasındaki tutarsızlık ve onunla birlikte de, bilinçli yalnızlık ve güçsüzlük duygusu ortadan kalkar. bu mekanizma, bazı hayvanların kendilerini korumak üzere renk değiştirmesiyle kıyaslanabilir. onlar da kendi çevrelerine o kadar benzerler ki, çevrelerinden nerdeyse ayırt edilemezler. kendi bireysel benliğinden vazgeçen ve bir robot haline gelen kişi, çevresindeki milyonlarca diğer robotla aynı olur, ve artık kendini yalnız hissetmez, kaygı duymaz. ama ödediği bedel yüksektir; kendi benliğini yitirmiştir." erich fromm - escape from freedom
(bkz: endoktrinasyon ve türkiye'de toplum mühendisliği)
"çoğumuz, düşünme, hissetme ve dilediği gibi davranma özgürlüğüne sahip bireyler olarak düşünülürüz. kuşkusuz bu, çağdaş bireycilik konusundaki genel görüş olmakla kalmamakta, aynı zamanda her birey, kendisinin "kendisi" ve düşüncelerinin, duygu ve isteklerinin "kendisine ait" olduğuna içtenlikle inanır. bununla birlikte, aramızda gerçek bireyler vardır gerçi ama, çoğu durumda bu inanç bir yanılsamadır." erich fromm - escape from freedom
(bkz: representations of the intellectual/#80167500)
"ortalama bir gazete okuruna, belli bir siyasal sorun konusunda ne düşündüğünü sorun. kendi görüşü olarak size, okuduğu şeyleri az çok eksiksiz bir şekilde aktaracaktır, ama gene de —işte bu nokta önemlidir— söylediklerinin, kendi öz düşünmesinin sonucu oldukları inancındadır. siyasal görüşlerin, babadan oğula geçtiği küçük bir toplulukta yaşıyorsa, "kendi öz" görüşü, bir an için inanabileceğinden çok daha büyük bir kuvvetle, katı bir baba ya da ananın, kalıcı otoritesinin etkisi altındadır." erich fromm - escape from freedom
(bkz: ideology and ideological state apparatus/#78578358) h fromm -
bunun diğer bir versiyonu ummetçiliktir.
ümmetçilik fikir akımında, ne yapıyorsak beraber yapalım, bereye gidiyorsak beraber gidelim gibi şeyler mevcuttur.
hal böyle iken bireysellik olmadığı içın özgür düşünce doğmaz. sanatta ilerleme yaşanmaz. sanatın olmadığı yerde bilim de olmayacaktır. -
düşüncelerin özgürce ifade edilemediği toplumda bireysellik kendiliğinden kaybolur.
(bkz: düşünce özgürlüğü)
"hiç kimsenin varlık bilimsel bir kanıt uğruna öldüğünü görmedim. önemli bir bilimsel gerçeğe varmış olan galileo, bu gerçek yaşamını tehlikeye sokar sokmaz, büyük bir rahatlıkla dönüverdi ondan. bir bakıma iyi de etti. uğrunda yakılıp ölmeye değmezdi bu gerçek." albert camus - sisifos söyleni/le mythe de sisyphe
başına bir şeylerin gelmesinden korkan kimse daha fazla düşün(e)mez, düşünmek ile yaşamak arasında seçim yapması gerekmektedir.
"ayrık düşünceli ölü biri" olmak ile "aptal toplumla aynı düşünen yaşayan gerizekalı" olmak arasında yaşamak seçilir bir şekilde.
(bkz: beş maymun/#8875906) (bkz: kolektif ritüel)
(bkz: on liberty/#83391057) (bkz: film icabı devlet başkanını vampir avcısı yapmak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap