• en anlamlı eylem ya da yaşamın sırrının gizli olduğu bir depo fiil bu. anlatmak güç, anlamak ise rastlantı ile bağlı, tesadüflere inanır mıyım? bilemem, göreceğiz, deneyeyim;

    hani çocukken annen yemek yapar ve sen beğenmezsin, aklının ucunda şöyle bir düşünce vardır; bu yemekler zaten var, çoktan yapılmış bir mahzende duruyor, annen sadece onları seçiyor ve seçimde de senin sevdiğin köfte-patates ikilisine hiç önem vermiyor. işte orada, çocuklukta bunun farkında değilsin, bulmuşsun oysa. burun kıvırdığında ise annen şöyle diyor "bunu bulamayanlar da var!". yahu git anne diyorsun içinden, nerede benim köfte-kızartmam. oysa ne güzel bir şey her öğün sevdiğim yemekleri yapsan, alt tarafı gidip mahzenden alıp geleceksin, ne acz içindesin anne, çok ayıp.

    büyüyüp, var olanların, yapıldığını, emek harcandığını gördüğünde, elini atıp elin boş geri çektiğinde anlıyorsun işte, bulmak ile bulabilmek arasındaki farkı. küçükken bulmuştun, burun kıvırmıştın, şimdi ise biliyorsun artık bulmak-bulabilmek arasındaki yetişkin farkını.

    bu kadar oldu, umarım seçilen örnek tadındadır, bir gün gelecek buna özel bir sözcük bulacağım, bulabileceğim, yoksa anlatılacak gibi değil, öyle bir şey işte.

    oralı olmayanlara ya da kıçı ile okuyanlar için: et alacak parayı bulunca anladım olayı ya da küçükken annem bana kızartma yapmadı ondan şizofrenim gibi noktalara takılıyorsan es geç yazıyı. sana yazmadım bunları.
hesabın var mı? giriş yap