• bi kere çok isimli bir film.
    orijinal sırpça ismi carlston za ognjenku olduğu için onun altına yaziim dedim.
    ingilizce söylemi: charleston for ognjenku.
    ancak ingilizcede tears for sale, funeral brides ve charleston and vendetta olarak da geçiyor ismi.
    türkiye'de ise, mutsuz gelinler gibi bir isimle gösterildi galiba.

    neyse, bu isim karmaşasını geçersek,
    yönetmeni uros stojanovic'in ilk film ve şimdilik tek filmi.
    uros, oyuncu fedja stojanovic'in oğlu bu arada.

    film, benim son zamanlarda izlediğim en şahane balkan filmlerinden biri, önce onu söyleyeyim.
    bir kere balkan fimlerinin dibine sinmiş büyülü gerçekçilik tam kelime anlamıyla kullanılmış filmde.
    sırbistan'ın en berbat gerçeklerini yaşandığı 1. dünya savaşı yılları sonrasında,
    tüm erkeklerin savaşlarda ölmesi üzerine bir dağ köyünde kalan sayısız kadın
    ve tabi ki onların büyülü dünyasını anlatıyor.
    hikaye anlatımının ötesinde, görsel anlatımda da oldukça yetkin yönetmen. filmin rengi/telesinesi çok başarılı bir kere.
    tablo diye alıp duvara aasılacak kareler var arada, çok güzel olmuş.
    post işinde bazı sahneler amatör kalmış, sanırım paraları o kadarına yetti, aam bu kadarı da yeter şimdilik.
    oyunculuklar da gayet başarılı, söylemek lazım. anlık küçük oyunculuklarla derdini anlatabilen başarılı bir kadro var karşımızda.
    sanat yönetimine de bir bravo, dönem filimini, sıkıcı bir tekdüzelik içinde kalmadan, gerçeklerden kopmadan ama büyülü bir ortam yaratarak canlandırmayı başarabilmişler.

    müzikler zaten güzel de, bir balkan filmi için ayrışan bir özellik değil tabi bu.

    savaş var, mizah var, ölüm var, seks var, cenaze var, düğün var, kan var, şarap var, mezar var, dans var,
    balkanlarda ne varsa hepsi var işte.
    bir şekilde bulun seyredin...
  • çevirisini yaptığım balkan filmi.
    http://divxplanet.com/…66/carlston-za-ognjenku.html
  • yönetmenliğini uros stojanovic in yaptığı başlıca rollerini katarina radivojevic, sonja kolacaric ve stefan kapicic nin paylaştığı 2008 yapımı sırbistan filmi. çalkantılı birinci dünya savaşı ve balkan savaşları sonrasına geçen filmimiz ,köyde sağ kalan iki erkeğinde enteresan nedenlerle ölmesi neticesinde tamamen erkeksiz kalması ve sonrasında gelişen olayları fantastik bir biçimde bizlere aktarıyor. sanat yönetmeninin müthiş başarısına alkış tuttuğumuz filmimiz, klasik balkan filmlerinin neşesi ve coşkusunun yanında sürrealist görüntüleriyle göz dolduruyor. bu tarz sinemayı sevenler için biçilmiş kaftan. filmin başında küçük bir oğlan çocuğunun tüfekle poz vermesi ve '' buralarda erkek çocuğunun boyu tüfek boyuna eriştiğinde asker olur ve son zamanlarda tüfek boyları hayli kısaldı '' cümlesi yürekleri dağlıyor.
  • izlerken boş ve uyduruk bir film gibi dursa da üzerinde düşününce mesaj yüklü olduğu sonucuna vardığım güzel filmdir.

    --- spoiler ---

    beynimin şalterini kapatıp dümdüz izlediğimde "erkeksiz kalan bir köye iki kadının erkek getirme çabalarını anlatan film" olarak izlemiş bulundum.. film bittikten sonra bir mesaj veriyor olmalı diye düşünüp şalteri kaldırdım. ve hızlı hızlı filmin üstünden geçerek verilmeye çalışılan/ belki de hiç olmayan mesajı anlamaya çalıştım. ve şöyle yorumladım:

    1. dünya savaşı sonrası balkan coğrafyasında geçiyor. kadınların çoğu bakire, bakire olmayanlar da çok uzun zaman geçtiği için sevişmeyi unutmuş durumdalar. başroldeki iki kadının mesleği de ağıtçılık. ölülerin arkasından yalandan ağlamayı meslek edinmişler.(acılarla dolu bir tarihe, bu tarihin unutturulup yalandan ağlayan bir jenerasyona işaret ediyor olabilir) iki kadın tam idam edilecekken köye erkek getirebileceklerini söylüyor, ve zor şartlar altında iki erkek bulup köylerine getiriyor. filmin sonuna doğru bu iki erkekten biri, onu getiren kadınla mayın tarlasında patlıyor. fakat bu patlama sayesinde başka mayınlar da patlamış oluyor ve tarla bir nevi mayından temizleniyor. kalan kız kardeş, güçlü erkek ile yola devam ediyor. bir de köydeki kadınlar sürekli birbirinin önüne geçme derdinde.
    uzun yıllardır özgür olmamış bir ülke. özgürlük çetin şartlarda ülkeye getirilsin. tam halk özgürlüğü tanıyacağı sırada özgürlüğün bir kısmı feda edilsin. ama o özgürlük feda edilirken etrafı da yangın yerine çevirsin.
    osmanlı'ya karşı sırp isyanları, bağımsızlık, sonrasında 1 ve 2. .dünya savaşı, bağımsızlığı tekrar kazanmak, doğu bloku içinde olup tam manasıyla özgür bir devlet olamama...film 19 yy. ile günümüz arasında yugoslavya topraklarının ya da tüm balkan coğrafyasının bir özeti olabilir. ama balkan yakın tarihini ayrıntılı bilmediğim için birebir eşleştiremiyorum. mesela mayınlı üzüm tarlası bambaşka bir sembol olabilir. filmin sonunda insanların dans ettiği yüksek kule avrupa birliği olabileceği gibi tito yugoslavyası da olabilir. köye getirilen iki erkeği bağımsızlık ve özgürlük olarak yorumladım. bu ikisi slav halkının ihtirasları da olabilir. filmde iki araba kullanılıyor. biri top arabası biri cenaze arabası. bağımsızlık köye top arabasıyla, özgürlük ise cenaze arabasıyla geliyor. ( ya da tam tersi) top arabasına sarışın kızın saçı kısılıyor. diğer kız kardeş ise ilk cinsel deneyimini cenaze arabasında yaşıyor. cenaze arabasındaki bu erkeğin çarliston dansı ile boy göstermesi, zamanında yugoslavya'nın batıya daha doğrusu amerika'ya dönük yüzü olabilir mi? onunla masada dans eden kadınların ayaklarına camlar batıyor ve kanıyor. ağır saçmaladım hissi peyda oldu.
    --- spoiler ---

    filme yorum yazıcam derken iyice çorba yaptım. yok hayır silmeyeceğim. illa ki bir yerlerden yakalamışımdır filmi. iyice saçmalamış olsam bile bir yorum jimnastiği olarak bu entrynin burada kalmasını istiyorum.
hesabın var mı? giriş yap