• lambanın içinde uyandırılacağı günü bekleyen cin mi desem, güzellik uykusundan uyandırılmakta geç kalınmış saray mensubu mu desem, afyonu fazla kaçırmış kalenderi mi desem yoksa akıl bi karış havada leyla mı desem ne desem bilemediğim en has öz hakiki kardeş gibi biri. yazar. hem de altıncı nesil miğferdibi yazar. gönül telimizi titreten bir nağme ile hoşgeldin demek istiyorum...

    (bkz: biraz geç kalmadın mı) *
  • sıdıka (elifçe sidika) ile hüsamettinimi emanet ettiğim, sayemde elektrik faturası şişecek kişi.. olsun canım, canım sağolsun...
    neee??? tamam be tamam, ağlama, elektrik faturası bu ay benim, ben ödiicem...

    ne çabuk edit: başımız sağolsun, sidikayı aynı gün kilyos mezarlığında defnettik...
  • yeşil masa örtüsü ve koyu şampanya rengi kirli duvarları olan duman altı bir kahvede otururken, kapının açılması ile güneşi gözümüze sokan kişiyi görür görmez umursamazken, (bkz: pamuk cücelerle yedi prenses) hanımefendinin kaş göz işareti ile, ayağa fırladığım, omzunun üstüne aldığı paltosunu, göz işareti ile iznini aldıktan sonra, omuzlarından aldığım, kasketini alsam mı diye tereddüt ettiğim, entrylerinin şukelacısı, kötüleyenlerinin belalısı olacağım, canım abimlerden bir diğeri.

    fatura tutarını düşürmek için kurbağ katlini vacip gören kişi.
    hepimiz sıdıkayız.
hesabın var mı? giriş yap