*

  • 1961 yapimi audrey hepburn, shirley maclaine ve james garner'in basrollerini paylastigi siyah beyaz film. homofobinin en guzel islendigi filmlerden biridir. ozel okul isleten iki ogretmen, kendilerine hakkinda escinsel iliski yasadiklarina dair cikarilan dedikodu sonucu toplum tarafindan dislanirlar. ancak bu sadece dedikodu degildir.

    escinsel temali ilk filmlerden biridir.
  • (bkz: william wyler)
  • yonetmen william wyler'in bu romani iki kere filme almistir. 1936 senesinde lezbiyenlikle ilgili cagrisim bile yapilamayacagi icin degisiklik yapip bir erkek ve kadin hakkindaki bir soylentiyi konu alir. 1961'de cektigi filmde bile hersey ustu kapali gecer, "unnatural" kelimesini bile igrenc bir laf gibi soyler karakterler... biraz daha canli hale getirip modernlestirerek bir kere daha filme alinabilir.
  • filmde, martha (shirley maclaine) ve karen (audrey hepburn) arasında bir ilişki olduğuna dair dedikoduları başlatan öğrenci mary rolünde karen balkin oynamaktadır. bir taraftan rolüne uygun bir şekilde yüzünden ve tavırlarından kötülük akarken bir taraftan da koca dudaklarıyla tuhaf bir şekilde sevimlidir balkin.

    --- spoiler ---

    filmin sonlarına doğru tam audrey hepburn'den bir come out beklerken martha'nın patlaması, üstüne üstlük hepburn'un o ana kadar hiçbir şey anlamamış gibi "ama hayır hayır, duymak istemiyorum" triplerine girmesi şaşırtıcıdır.

    --- spoiler ---
  • iki iskoc ogretmenin gercekten basindan gecenlerden esinlenmistir lillian hellman.

    sanat filmlerinden hoslanmayanlarin da siyah beyaz olmasina aldirmadan akisina kapilip kalacagi bir filmdir.
    on yargilar, toplumsal baskilar, sosyal linc, toplum yapisinin zalimligi, dedikodu, kuskunun icsellesip kisiyi icten curutmesi gibi konularda essiz manzaralar sunar.

    essiz bir filmdir, hem caginda hem gunumuzde.
  • hellman'ın bu müthiş eserinden uyarlanmış 2002 tarihli bir kısa film de mevcut. edi'nin martha, büdü'nün karen'ı canlandırdığı bu kısa film zamanında susam sokağı yapımcıları tarafından dava edilmiş ve yasaklanmış. filmin ismi ernest & bertram*. izlemek için buradan.
  • spoiler içerir...
    yönetmeninden senaristine, oyuncularına kadar herkesin döktürdüğü tek kelimeyle enfes bir film. iki büyük oyuncu-shirley maclaine ve audrey hepburn- üzerinden ilerlese ve onları merkeze koysa da karakterinden ötürü maclaine daha iyi bir performans ortaya koymuş. özellikle finale doğru audrey'e her şeyi itiraf ettiği sahnede kendisinden etkilenmemek çok zordu. maclaine etkileyici idi ama filmin yıldızı neredeyse şeytan diyebileceğimiz kız çocuğuna-mary'e- hayat veren karen balkin. öyle iyi oynamış ki yanımda belirseydi sağlı sollu iki üç tokat yapıştırırdım herhalde. oyunculukları geçersek aslında şaşırtıcı bir film. 60'ların amerika'sını biliyoruz. eşcinseller hakları için polislerle sık sık çatışıyor, sürekli gösteriler düzenliyorlardı. ama toplum hala muhafazakardı. hollywood hala hays yasalarıyla yönetiliyordu. haliyle william wyler'ın bu işe soyunup bu filmi çekip gösterime sokabilmesi takdire şayan. gerçekten de bayağı cesur davranmış wyler (ama filmin gösterime girebilmesi için eşcinsellikle ilgili bir sürü sahneyi makasladığı da söyleniyor). keza romantik komedilerde sıkça rol alan audrey hepburn ile daha çok komedi filmlerinde gördüğümüz shirley maclaine ikilisinin böyle bir filmde rol almayı kabul etmeleri de takdir edilesi bir karardı.
    lezbiyenlik/eşcinsellik üzerine çekilmiş en iyi filmlerden. toplumun hastalıklı, çarpık yüzü de başarıyla işleniyor filmde. sanırım filmin en sevmediğim ama hiç de şaşırtmayan tek tarafı finali oldu. özellikle 60'ların ortasında o saçma sapan, zekaya hakaret hays yasası çöpe atılacak olsa da hala etkiliydi. dolayısıyla wyler filmini eşcinsel karakterini öldürerek bitirmek zorunda kalıyor. yasaya baktığımızda zaten bu türden "hastalıklı" (!) karakterlere yaşam şansı tanınmadığını söylemek mümkün. halbuki filmin en samimi/etkileyici karakteri idi martha. ama yasalardan ötürü ölmeliydi. neticede kaliteli bir film.
  • 2011 yilinda londra'da tiyatro oyunu olarak sergilenmisti. yakindan keira knightley ve elisabeth moss u izlemek cok keyifliydi gercekten. ama en bombasini sahnede requirem for a dream in ellen burstyni afislerde resmi olmadigi icin supriz bi sekilde gormek olmustu. iste o gunden sonra hicbir tiyatro oyununun cazibesi kalmamistir.
  • audrey hepburn, shirley maclaine ve james garner'ın başrollerini paylaştığı pek güzel bir filmdir. güzelliği şaşırtıcılığındadır. şaşırtıcılığı ise çekildiği tarih itibariyle devlet tarafından baskı altında tutulan lezbiyenlik ya da daha geniş anlamda eşcinsellik gibi hayli tartışmalı bir konuyu -biraz üstü kapalı olarak da olsa- işlemesidir. abd'de eşcinsellerin ilk açık direnişi olarak tanımlanan stonewall ayaklanmaları'nın bu filmden 8 yıl sonra gerçekleştiğini söylersek filmin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
  • --- öykübozan ---
    sonunda beni hüngür, hüngür, hüngür, hürgür, hüngür, hüngür ağlatmıştır.
    amk kahpe dünyası!
hesabın var mı? giriş yap