*

  • dave pelzerin hayatını anlattığı roman. üç ciltten oluşmakta. çocukluğundan başlayan roman insanı hayretler içine düşürmekte. öz annesinin yaptığı işkenceleri okurken tüyleriniz diken diken oluyor.
  • dave, dört küçük kardeşten ikincisiydi. diğer kardeşler arasında annesi tarafından şiddete tek maruz kalandı. henüz sekiz yaşındaydı ama yaşından daha fazla hayat tecrübesi vardı evin tüm işleri üzerine yıkılmıştı. en küçük hatası yüzünden dayak yerdi. okula gittiğinde yüzündeki morluklar revire çıkmasını neden oluyordu. her defasında annesini söylediği bir yalanı söylemek zorunda kalıyordu. ama evin çevresinde bulunan komşular her şeye rağmen daha eylemsel bir harekette bulunmuşlar. bir gün şiddetli bir bağrışmaya kulak misafiri olan komşular polisi arar birkaç hafta sonra mahkeme kararıyla dave annesinden alınıp yetiştirme yurduna verildi. aradan henüz altı ay geçmişteki dave evlat edinildi. yeni ailesi dave’e çok iyi davranıyorlardı.
    dave’nin babası henüz bir yaşındayken evden ayrılmıştı. bu ayrılışta annesininde etkisi büyüktü. babası eski itfaiyeciydi ancak alkol onun işten ayrılmasına sebep olmuştu. bu işte geriye kalan tek şey itfaiye rozetiydi. bu babasının ona verdiği tek şeydi. bu dave için çok önemliydi.
    dave evlatlık alındığı aileyle onbeş yaşına kadar beraber olduktan sonra hava kuvvetlerine katılmaya karar verdi. doğup büyüdüğü evden ayrılırken bindiği uçakta bu fikir aklına gelmişti. gerekli evrakları tamamladıktan sonra hava kuvvetlerine baş vurdu. uzun bir araştırmadan sonra hava kuvvetlerine girmeyi başardı. dave başvurudaki kitaplardan alıp uyumadan önce okuyup ezberliyordu. uçaklar hakkında pek çok bilgiye sahip olmuştu. bu arada hava yakıt ikmal operatörü olmaya karar verdi. fakat evraklarda yapılan bir yanlışlık yüzünden hava kuvvetleri bünyesine aşçı yardımcısı olarak alındı. fakat bu onun inadını kırmadı. beş senelik bir çalışmanın sonunda hava ikmal yakıt operatörü olmuştu.
    bu arada dave’in babası ağır bir rahatsızlık geçirmiş ve hastaneye yatmıştı. ancak 6 ay sonra dave’e bu durumu telefonla büyükannesi haber verdi. haberi alan dave derhal hastaneye gitti. hastaneye gittiğinde babası konuşamayacak durumdaydı. dave hastabakıcıdan babasının son günlerini yaşadığını öğrendi. tüm hayatı boyunca babası ile içten bir sevgi ile yürüme hayali kuran dave bu duruma çok üzülmüştü. dave sadece söylediklerini, o da çok nadir olarak anlayan babası ile konuşmak için odaya girdi. onu ne kadar sevdiğini ve hayallerini anlattı. ancak babası onu anlamıyordu. bir süre sonra babası hareketlendi ve dave’e işaretlerle ceketinin cebini gösterdi. babasının ona vermek istediği tek varlığı olan rozetiydi. o gün orada o rozet, dave’in yanında babası ile tek yakınlığı olarak ilelebet kalacaktı.
    birkaç hafta sonra dave’e babasının ölüm haberi geldi. ölümün ertesi günü cenaze töreni vardı. törende dave uzun bir süre görmediği annesi ile karşılaştı. anne ona kinci bir bakışla bakarak yanından geçti. ikisinin de birbirlerine karşı hissettiği duygular hiç değişmemişti. ancak dave niye annenin bu derece şiddete yönelik olduğuna anlam veremiyordu. annesini küçükken olduğu gibi sevmek istiyor ancak yaşadıkları onu engelliyordu.
    dave hava kuvvetlerindeki işini bitirdikten sonra tek odalı dairesine gidiyor ve hiç dışarı çıkmıyordu. boş vakitlerinde bol bol kitap okuyor ve dışarı çıkmadığı için tüm parasını biriktirme imkanı buluyordu. daireye gidip gelirken onu takip eden bir genç kız vardı. ama o etrafına dahi bakmıyordu. kız onu giydiği üniformadan dolayı orduda olduğunu biliyordu. bu gelgitler arasında tanıştılar ve iyi birer arkadaş oldular. birbirleri ile oldukça iyi anlaşıyorlardı. dave’in o güne kadar hiç yakından ilgilendiği bir kız olmadığı için kendine çok yakın hissediyor ve bu durum onu çok mutlu ediyordu. bir süre sonra aralarındaki sevgi aşka dönüştü ve evlendiler. evliliklerinin ilk birkaç ayı rahat bir şekilde sevgi çemberi içinde geçti. ancak dave’nin biriktirdiği para giderek azalıyordu. aylar geçtikçe aralarında maddi sorunlar çıkmaya başladı. dave uzun süreli uçuşlardan
    geldiğinde gereksiz harcamalarla karşılaşıyordu. sonradan, ilk başlarda sahip olduğu paranın eşi için aralarındaki sevgiden daha öne geçtiğini anladı. evlilikleri kopma noktasına geldiği için ayrı yaşamaya başladılar. bir süre sonra tekrar bir araya geldiler. çünkü bir bebekleri olacaktı. nihayetinde bir erkek çocukları oldu. dave ile eşi arasındaki sorunlar bebekten iki sene sonra tekrar ortaya çıktı ve ayrılmaya karar verdiler.

    dave ayrıldıktan sonra hayal ettiği gibi nehir kıyısındaki ahşap eve taşındı. oğlunun velayeti eşine verilmiş ancak dave onu istediği zaman görebiliyordu. yalnız kalan dave geçmişinin muhakemesini yapmaya başladı. annesinin kendisine olan öfkesinin sebebini araştırıyordu. oğluna olan sorumluluklarından dolayı buna cevap bulmak zorundaydı. sonunda annesini görmeye karar verdi. kapıyı kardeşi açtı. evde annesi ile birlikte kalan tek kişi kardeşiydi. annesini gördüğünde dave çok şaşırdı. çünkü annenin yüzü alkol, sigara ve öfke yüzünden çok değişmişti. o gün orada anne fazla konuşmak istemedi ve dave’yi dışarı attı. dave bunun üzerine büyükanne ile görüşmeye karar verdi. görüşmeler sonunda annenin küçükken tıpkı kendisi gibi şiddete maruz kaldığını öğrendi.
    aradan birkaç yıl geçti. oğlu on yaşına basmıştı ve sık sık görüşüp özlem gideriyorlardı. ancak dave’nin aklında hala annesi ve onu nasıl affedebileceği vardı. bir yanı onu çok seviyor ve bağışlamak istiyor, diğer yanı nefret ediyordu. bu düşüncelerle dave tekrar annesine gitti. artık küçük kardeşi de evden ayrılmış ve anne yalnız kalmıştı. bu durum anneyi daha da bitkin hale getirmişti. dave annesinin yalnızlığını görünce içi biraz burkulmuştu. annesi onu bu kez sakin karşılamıştı. hatta ona gülümsüyordu. eski günlerden konuştular. dave annesine sarılmak istiyor ancak geçmişi izin vermiyordu. fakat bu sefer sevgisi nefretinin önüne geçmişti. birlikte duvarları sararmış evin eski odalarını dolaştılar. vakit gelmiş ve dave anneden ve doğup büyüdüğü evden ayrılacaktı. dave annesine yine sarılamamıştı. kapıdan çıkarken annesi çaresiz bir şekilde yukarıdan bağırdı. “olanlar için üzgünüm. böyle olmasını istemezdim.” annesinin gözleri içten bir şekilde bakarken dave dışarı çıktı. ama içinden tekrarlıyordu. “seni affettim anne.”
    o günün akşamında dave oğlu ile evinin yanında nehir kıyısında oturuyordu. kendisi ve babasıyla isteyipte yaşayamadığı tüm anları oğluyla paylaşacağına yemin etmişti. o akşam dave babası ile tek bağı olan en değerli varlığını çok sevdiği oğluna miras bıraktı. rozeti oğluna verdikten sonra o artık rahattı.
  • özellikle ;
    (bkz: dave mustaine)
    (bkz: dave lombardo)
    (bkz: dave brubeck)
    (bkz: dave navarro)
  • beş yüz sayfa kalınlığındaki bir kitabın bir adet tembel tarafından bir gecede bitirilebileceğinin yegane ispatı. pes etmemenin yaşamın ve varoluşun temel nedeni ve belki de sınananı olduğunun göstergesi.
  • (bkz: dave murray)
  • (bkz: dave gahan)
  • (bkz: dave grohl)
hesabın var mı? giriş yap