• (bkz: space cowboy)
  • "hayat nedir?" dediklerinde, koyulup izlettirilecek video klibe sahip parca.
  • boards of canada'nin ne denli acımasiz, zalim bi grup oldugunun kaniti $arkidir efenim bu.. insan biraz acır, da bu kadar guzel yapmaz.. bu kadar içine bağımlılık yapıcı $eyler katmaz.. zorla dinlettiriyolar.. acımadan.. coluk cocugu alı$tırdılar kendilerine, davacıyım.. *
  • boards of canada'nın artık beni korkutmaya başladığını anladığım an. tamam derinlerdesiniz, çok ta güzelsiniz ama bu fazla derin olmadı mı be abi? fiziksel reaksiyon gösterir mi insan bir müziğe, titriyorum dinlerken..

    (bkz: yeter artık vurmayın adam öldü)
  • yanlislikla bu sarkiyi cift tiklayarak acmak sureti ile kendinizden gecerek 4 saat boyunca ayni sarkiyi agzinizdan sallyalar akarak dinlenebiliyosun .
  • the campfire headphase albümünde peacock tail'in ardından gelir. eger bu iki parçaya ara verilmeden devam edilirse, ayaklarınız yerden yavaşça kesilir, cevrenizde algiladiginiz her şey kaymaya baslar. boards of canada'nın en özel parcalarindan bir tanesidir.
  • güneşli bir cumartesi gunu, tatil, uyku, huzur, alkol gibi düşüncelerle gezinen adamı, zirveden indirip dibin dibine götürebilecek güce sahip boards of canada şaheseri.
  • evrenin şarkısı desek abartı olmaz herhalde. başka da bir şey denemez bu şarkı için.
  • durduk yere, gece gece üstüste kendini dinleten boc şaheseri. videosunu da nasıl ezberlediysem artık her tınıda görüntü aklıma geliyor. adamın atlayışı, bulutlardan geçişi, okyanusa düşüşü, sörf yapan adam falan da filan.
  • boards of canada hayranı değilim, hatta açıp bir albümünü baştan sona dinlemişliğim bile yok ama bu şarkının yeri bende çok ayrı.

    2007 veya 2008'de dinlemiştim ilk kez, yani 16 ya da 17'ydi yaşım. zaten o dönem böyle şarkılara yeni yeni açılıyor genç dimağlar, mesela en sevdiğin radiohead şarkısı creep'ten ya da just'tan everything in its right place'e filan dönüyor. böyle bir dönemde girdi hayatıma dayvan cowboy. last.fm'den konuştuğum biri atmıştı herhalde, onu tam hatırlamıyorum. ilk dinlediğim ana dair hatırladığım şu; tüylerim diken diken olmuştu. klibini henüz izlememiştim ama "bulutların üzerinde yürüyorum gibi sanki" demiştim. sonra klibini izledim ve tek başıma uçağa bineceğim ilk anda, uçak havalanırken dinlemeye söz verdim kendi kendime.

    yüksekten inanılmaz korkarım, mümkünse pencere kenarına da oturmak istemem uçakta ama o gün bilhassa pencere kenarı seçtim, zaten uçak da yarı yarıya boştu. biliyorsunuz, kalkış sırasında müzik dinlemek filan yasak. o gün rica ettim hostesten bu şarkıyı dinleyebilmek için. telefondan değil, müzik çalardan müzik dinlediğimiz zamanlardı, kabul edildi. klibi bizzat yaşamıştım o anda. 5 dakikalık bir şarkı ama kaç yıldır aklımdan çıkmadı o 5 dakikada hissettiklerim. hani arabayla hızla giderken bir kasisten geçtiğinizde içinizde tatlı bir his oluşur ya, tam öyle olmuştu. bitmeyen haz gibi bir şeydi. sonra bir daha aynı şeyi hissetmedim gerçi ama 10-11 yıl önce yaşadığım o an, sonrasında dinlediğim tüm 5 dakikalara değer.
hesabın var mı? giriş yap