• gönlü yaralı. (bkz: dil)
  • farsca dan gelme bir isimdir. gönlü dertli ve hak aşığı anlamınada gelir. kısaltılmış hali difi dir.
  • (bkz: dilefgar)
  • vuslatından gayrı el çektim yeter ey bî-vefâ
    dilfigar ettin beni şimden gerû eyle safâ
    hicr-i sûzânınla her ân eyledin cevr ü cefâ
    dilfigar ettin beni şimden gerû eyle safâ
    hacı ârif bey
  • cızırtılı plakta bir eski zaman şarkısı çalıyor:

    "açıldı bağçede güller,
    eder âvâze bülbüller,
    beni mecnûn eden diller
    eder âvâze bülbüller"

    bir şarkı, bir eski şarkıyla dirilir soluk yüzler, tahayyüller, sesler. içimde, kalbimin bir köşesinde sakladığım asır-dîde sandık açılır. ben bu sandıkta eski fotoğraflar, talâkatini kaybetmiş sesler, bulanık bir göle düşmüş uzak hisler saklıyorum. bu sandıkta ben bir ömr-i tehînin sergüzeştini biriktiriyorum. gün olur da kalbimi kesip biçerlerse onda yalnız yanmış fotoğraflar, sesini kaybetmiş yüzler, kayıp nağmeler, silinmiş mısralar bulacaklar.

    eski fotoğraflarda daima gülüyoruz ve daima bir aradayız. p.'ye kalsa biz hiç mutlu olmadık. hâlbuki sâhilde çektirdiğimiz bir fotoğrafta kol kola, işte, hasır şapkası altında o ne kadar ince ve hülyalı... ben ona sarılmakla ne kadar da bahtiyarım. arkada bir not: "dilfikârın penâhı bir hande-i dilnüvâzdır." eski bir şarkı mıydı bu, unuttum. kim yazdı bunu, kimdi tebessüm eden (p. mi?), gönlü kırılmış olan kim (ben mi?), bilinmez. p. ile beyoğlu'nda sevdâlı filmler izler, sonra ürkek adımlarla yüksekkaldırım'dan tünel'e inerdik. bazen de sirkeci'den ta haseki'ye yürürdük. böyle zamanlarda o, türlü maskaralıklar ederdi. ben yapmacık bir kızgınlıkla onu tutup kendime çekerdim. saçlarından baygın bir nergis kokusu yayılırdı. kalbi yerinden çıkacak gibi halecanla çarpar, bir serçe kadar korkak, elimden kaçardı. p. ile şimdi yalnız bu fotoğraflarda yaşıyoruz. bu fotoğraflar olmasa belki de onu hatırlamayacağım. bu şarkı, bu insanı deli eden cızırtılı eski zaman şarkısı çalmasa... biz belki de hiç var olmayacağız.
  • (bkz: dilfikâr)
hesabın var mı? giriş yap