• duyusal bilginin taşınması.
  • dedikodunun outputu.

    yıllar sonra gelen edit: ne outputu hocam, input olacak.
  • kulağa çalınan, kulağa çalınandan baştacı yapılan. baştacı olandan taçlandırılan bir jenerasyon.
    (bkz: söylenti)
  • izlenim ile algi arasindaki bir olgudur.
  • öz-içgüdüden gelen ses. duyup uyulduğu takdirde, kişiyi hayvandan farklı kılar. duyu ve duygu, malum, içgüdü kaynaklıdır. geçici, sonlu ve sınırlıdır. duyu ve duygularıyla hareket edip duyumdan bîhaber yaşayanlar, aslında hayvan kadar bile olamamışlardır. çünkü nihayetinde hayvan, yaratılışı üzere hayvan gibi yaşamaktadır. insan ise, insan olarak yaratılmış olmasına rağmen, hayvansılığı tercih etmektedir. yani büyük çoğunluk diyelim. bu hayvansılık, bilhassa özgürlük ve modernlik başlığı altında, sanki insandan yanaymış gibi körüklenmektedir. uyanalım, uyandıkça uyandıralım. geçen gün ömürden.
  • organizmanın iç ve dış çevreden gelen uyarıcıları duyu organı aracılığıyla alıp sinirsel enerji haline dönüştürülmesi sürecine denir.
  • dış çevreden gelen uyarıların reseptörlerce alınıp duyusal nöronlarla beyne ( uyaranın türüne ve frekansına göre onuriliğe de gidebilir. ) aktarılması işlemidir.
  • yazılan şey, şiir/şiirimsi olunca hiç yapacak şey kalmıyor. anlamı önemli değil, duyumu, duyurduğu, canlandırdığı önemli. sadece etkisi. yığılanlar, sözler bir şey tetikliyorsa ne ala, tetiklemiyorsa önemsiz ve etkisiz demek. belki şiir değil demek. şiir, matematiğine rağmen bir tür vahşi dil, vahşi iletişim.

    goldman sachs hayır'ları önde görüyormuş. bu duyumdu; ve fakat tersine, piyasayı .75 oranla evet'i satın aldı diye yorumladığı bir haber var.

    "bir durumun gerçekliğini, bireylerin yaşanan zamanının gerçekliğini bu iç içe geçmişlik kurar. bu önce bir diptiğin kanatlarından biri (vaade karşı gerçeklik) gibi anlaşılır, ama daha sonra tek başına düşünülecektir; sinemayı daima harekete geçirecek olan, bu bağlardır; bunların keşfi için onun kaynaklarından, onun her söze kendi titreşim alanını, her duyuma kendi gelişim zamanını verme kapasitesinden daha fazla istifade etmek gerekecektir." jacques ranciere - bela tarr le temps d'apres

    (bkz: 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu/@ibisile)
  • kisinin duyular yoluyla elde ettigi izlenim.
  • organizmanın uyarıcıları beş duyu organı aracılığıyla alıp beyne iletme sürecini ifade eder. örneğin gözün bir nesneyi görmesi ya da kulağın bir ses işitmesi. algı süreci ise duyumun anlam kazanmasıdır. örneğin duyulan sesin köpek sesi olduğunun anlaşılmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap