• yetersizsin!....kırıksın!
    insanlarla dalga geçmenin esrik reçine kokusu içinde sağa sola yalpa vurarak edebiyattan anlamama ve onu anlayamama durumunda olma durumunda olan insanları da yanıma yöreme toplayıp üzüntümü, kırıntımı çavdar gibi tarla boylarına serpiştirmeme ne gerek var? ay...yani böyle yapmana ne gerek var?
    kitap okumak en iyi arkadaştır. önce bunu öğrenmek ve söylediklerimizi bu perihelden geçirmek zorundayız ki güneşe teğet ışınlar kadar berrak olsun yazdıklarımız.
    köpek de iyi arkadaştır ama ya mahremiyetimiz? ya biz de istiyorak insanlar anlamak ile anlamamak arasında secde etsin ayın o buğulu dansı huzurunda? (ay..soru şeyi koydum)
    eleştirmek insanın en doğal arkadaşıdır...hakkıdır, anayasalarda bile yer etmelidir. ama gül dokunuşlu, kadife anayasalarda. bakır tadıyla yoğrulmuş bir sözlük demokrasisi istiyorum.
    anket istemiyorum anlıyor musun? futbol istemiyorum. kimse bana karışmasın istiyorum.
    kafadan atmak istiyorum her satırımı bee...eeeyhh
    lütfen eleştirilerimizin tonajını iyi ayarlayalım.
    dozaj olarak...
  • pamuk prensesim seni yine mi uzduler basliginda daha ayrintili olarak incelenmis, pamuk, edebiyat ya da ara utu prenseslerinin mezalimine sebebiyet veren hakaret icerici sozler butunu.
  • orijinini bilemedigim bir yakinlasma, ya da klikle alakasiz serbest cagrisimli iki adet entry girdigim baslik.

    (yerinde yapilmis hakaret belagatten sayilir geliniz gonullu olunuz, entryleri ozenle takip edilip, italik bile yazilsa okunan yazar kardeslerim)
  • hayret bişeysin (avam bi başlık seçtim ki dikkat çeksin!)
    orman gibiyim kendi içimde bir kardeş gibi dik, bir yumruk gibi dobra.
    gururlu bir hint fakiri, kaygan bir bangladeş zenginiyim dostlar (bazılarınızı tekzip ederim)
    ay tekzip) demişim, termo..(parantezi de karıştırdım bak.neyse edebi gibi...
    karasularıma uğramayın sakın; milletlerarası deniz hukuku diye bişey var, trapezde namaz kılan bir militanın son nefesi kadar orbital! karasularıma uğramayın sakın; limaları kapattım bu gece, duygu dolu içim bu geceler.
    lambadan çıkan cin lambada yapıyor kitap okumaktan bedir vahası olmuş gözlerimin önünde. endeksliyorum gelenleri, bulamıyorum...
    fısıldıyorum karanlıklara titanik gibi.
    duyuramıyorum....)
  • noktasi unutulmus nice cumleler vardi, belki siz de onlardan biriydiniz, anitkabir defterinde sessiz sakin, unutulmus ve pitoresk, kopuklu dalgalardan dogmus venus sureti gibi noktamin arkasinda ve onundeyim, imlanin sahdamarindan, c ve d de ki 30 k ustu jpglerinden daha yakinim kozmik isiklara..........

    o kozmik isiklar ki oksayacak bir nesne bulana dek dortnala giden atlilar gibi kararli ve cocukturlar, sudan saf, atesten parlak bocuktuler...... nevrozamin kirilganligina park etmis, kizil otesi ve berisi ne varsa ben prensesime armagan ettim, bir kitap arkasinda bir gul kuruttum, tadi cok ekletikdi...........

    noktalar noktalar iki yanimda akarken gayet akli basinda gayet senin benim gibi fonetikti................

    kinetikti.....
  • o kadar anlamsız bir yazılar yazmışsınız ki..üzüldüm...bişeyin tadı nasıl eklektik olabilir ki? hah saçma...
    ancak bu dilden anlayacaksınız siz demek...
    bu güne dek okuduğum eserler:
    -alice harikalar sirkinde
    -hibritçi kız
    -orhan pamuk'un tüm eserleri
    -oğuz abay
    -ahmet altan (bi son kitabını okuyamadım)
    -jaws
    -simyacı
    -nazım hikmetin tüm!! romanları
    -godot (beklenti eseri)
    -tülin şahin
    -bi de sabahın yemek kitabı var; saylanmaz tabii o

    yetmediyse faks veya telefon çekerim evinize...
    okey??
  • maviydi gün ve küçük ellerine sıkıştırılmış bir heves küpü ile seni yandaş seçmişti.

    ama hayır! krizantemler açamaz kış güneşinde. ve ben kozmosa geri dönüşüm kutusu olarak bakamadım ki ne zaman?

    kırmızıydı tadın kadın taddan çekinir üzerine düşerken ayın soluk pembemsi kirliliği. karken kedim, ağladım...

    gayri menkul kıymettin bana ve ben sana asa'sı 200 bir film kadar yakın, dünyamın tortusu kadar uzaktım.

    ne senden vaz gtim. ne sabah çayımdan.

    pürüzsüz.
  • sekiz silindirli bir motor gibi guclu, ucan bir kedi kadar sessiz vurmasin dalgalar. ayaklarim zaten ta$imiyor gozlerimin yukunu. karincalarda bir tela$, neymi$ nuh karinca bir ark yapiyormu$, diyorlar yagmur yagacak. yagsin, onu kum firtinasinda buzdan kaleler yapan yuzsuz vesikaliklar du$unsun.

    dedim dostlar, inanmayin. evimden uzaktayim, ne saygon, ne mandibulleri bir peygamberdevesinin, ne de tatli kucagi 13. yuzyildan kalma konserve bir harem bakiresinin. ah bu kizilcik $erbeti renkli dudaklar. serazenlerin korku dolu saraylarinda tanrinin kirkbin ismini sayarken morarmi$ iki papirus gibi cizgi cizgi. binyillar engerekler gibi zehirli ve integralvari izler birakmi$ arkalarinda.

    ah kanadim dostlar, gulun siz. troposfer'in ust tabakalarinda, eksi kirk derekede hava bo$luguna du$tum, ikarus diye bagirdim, ah baktim ikarus 20bin metre altimda olu yatiyor. sirtlanlar u$u$mu$ ba$ina; ah $u kanatlarini aziz ve kadim dostum ikarus'un ceki$tiren $u sirtlan yavrusu gibi gunahsiz yapayalniz kaldim gokte bir ba$ima.

    ne cekirdekler cekirdediler, ne cekirgeler cekirdi; geriye kalan huzunlu bir anlamsizlik.
  • hayatın herşeyini bilen edebi ukala. bunca bilmelerin ve ukalalılığın yüksek kayalardan yere çakılmalarına ne zaman yetti. süslü cümleler, güçlü anlatımlar, bazen edebiyat, bazen matematik çözümlemeye yetti de hayatı, sıkıntıları çözdüğünü ne zaman gördün. haklı olan mutlu olan olmuş mu ki tarihin herhangi bir yerinde.

    sana sövgüler hazırladım en kendini beğenmiş, ama uzun uzun yazmaya bile değer bulmuyorum seni. sıradana kurban ol. cehalet mutluluktur, sıradan mutludur hep çünkü.
hesabın var mı? giriş yap