• en azıyla yetinen kişinin acınası avuntu sözleridir. genelde en azından diyen insan ardından getirecek avuntu sözcüklerini zorbulur, netekim en azından diyorsa zaten amacına ulaşamamıştır.bu işler böyledir ya heptir ya hiçtir. teoride en azı yoktur sadece başarısızlık vardır ama insanoğlu kırılgandır.amin.
  • herhangi bir konuda konusurken karsidaki kisiye, ideal olmasa da ideale en yakin davranis/durum olarak birtakim ornekler vermeden once soylenen soz. en ideali bu ama onu yapamiyorsan sunlari sunlari yapabilirsin anlami icerir.
    (bkz: bari)
  • market v.b. yerlerden alışveriş yaparken, fazla abartmak istenmiyorsa, gramajına göre satılan ürünleri isteme şekli.
  • dunyanın en tehlikeli mantıgını içinde barındıran sözcük.
  • çoğu gitmiş olduğunda aza kalmaktır en azından,
    kala kalmamaya çalışmaktır
    tahtirevallinin ortasındaki prizmadır, bir taraf yukardayken aşşağıda olandır
    çoğunluk karşısındaki azınlığın varoluş mücadelesidir belkide
    temsil edilmeyen ama en azından direnendir azlığıyla
    az bişidir
    çok'a tercih mi edilmelidir?
  • son zamanlarda çok sık kullanıyorum bu sözü. galiba bıktım.

    hayallerin başı göğe ermeyince ayağı suya değiyor. sonra sanki önünde lostvari bir ışıklı yol açılıyor, yolun iki kenarına tüm gerçekler sıralanıp selama duruyor. her adımda bir hayal bir beklentiyi bir gerçeğe teslim ediyor.

    ve galiba biraz da bu, hayli büyüdüğünü anlama aydınlanmasına denk düşüyor. hedefler küçülmüş, beklentiler azalmış, her bahar tazelenen umutların yerini eh işte'ler almış. olsa da olur olmasa da çıkmazına sapmaya ramak kalmışken eteğinden çekiştiren bi çocuk gibi: en azından..
  • aşk melekleri albümünden harika bir berkay parçası.

    sana kaç kere söyledim geçemedin
    o inadından ve nazından
    şimdi senden son bir ricam var
    bugün gitme en azından

    ben aşkta hep acemiyim
    olamadım kimine göre usta
    sanmıyorum ama belki de beni anlarsın
    dinle biraz sus da

    aşığım demiyorum ama seviyorum
    kendimi çözemiyorum
    belki özlerim belki özlemem
    bunu önceden sezemiyorum

    sana kaç kere söyledim geçemedin
    o inadından ve nazından
    şimdi senden son bir ricam var
    bugün gitme en azından

    ne dediysen dinledim al boynuna
    günahım ve sevabım var
    şu feleğe de son bir sözüm var
    silsin seni hemen alın yazımdan
  • hey! bu kadar kopukken adeta hayal olmuş birine kafayı takmak seni ruh hastası yapar. kırığa kırık, birbirinize yapışsanız yakışırdınız. şimdi sen kim vurduya gidecek yalnız kırıksın? kaç ayrı kişiye sen o musun diye umutlu sordun? sor sor sor, birini o yapıp kendine vurdurucan? elbet biri senin istediğin şifreyi tahmin edip seni avlayacak.. en azından hep seni sevdim diyecek. o zaman başına gelenlere değer belki. ruhuna vurdurduğun için kim vurduya gideceksin. ısrarla beni kandır, beni ikna et, beni tak koluna mesajı veriyorsun. hep kim olduğuna aldırmadan. gören direk kaçmıyorsa olacak olan olay bu değil mi? hayatın boşuna bir bekleyiş ile kör buluşma vuruşma umudu değil mi? haa, mecnun oldum, hoşnudum, mecnunluğumu yayıyorum diyosun. değişik kafalar, değişik sapışlar o zaman.

    fark var olmaya vardır, ama dostluk (en azından arkadaşlıktan yüksek rütbeli olmak üzere) ile aşk aynı kabileden veya aileden sayılırlar. bu dünya yaşamında kendini tanımak, evreni, zamanı, toplumu, karşı cinsi anlamak gibi başlıca büyük ünitelere en fazla aydınlanma katan eğiten deneyim aşktır demeliyim. onun altına aile, arkadaş, dost, düşman, eş, sevgili sıralanacak olsa muhtemelen şöyle olacak: eş, sevgili aşıktan ayrı ele alınabiliyorsa, ikinci sıraya bunlar yerleşmiyor, aile veya dost arkadaş da gelmiyor. aşk/aşıktan sonra en önemli ikinci aydınlatıcı, düşman/hasım. en az çiziği olan, en iyi gösteren aynalardan biri olarak. düşmandan sonra çıplak bilgi içerdiğinden sevgili ve eş grubu geliyor. yatılmayanlardan dost ve arkadaş, yanılmış olmayayım ailenin hemen üstünde veya bir gerisinde yer alabilir. benim için ayrıntıya girer. (bkz: aşkın ve dostluğun ayrımı yoktur/@ibisile)

    "her serüven düşü, incirin altında başlar, incirin altında biter. deniz, incir, güneş, kumsal, yaşamak istediğimiz, yaşayalım yaşamayalım gönlümüzden geçirdiğimiz her birolumun, her hazzın bir imi değil midir? en azından, "yaşamak sevişmektir" diyenler, diyebilenler için?..." bilge karasu - narla incire gazel

    (ilk giri tarihi: 22.4.2019)

    (bkz: azdan)
    (bkz: lakal)
hesabın var mı? giriş yap