• “fesih yetkisi, yeni sistemde seçimlerin karşılıklı olarak yenilenmesi yoluyla gerçekleşebilecektir. tbmm 3/5 çoğunlukla, cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi tek başına kullanabilir.”

    daha ne yazayım ben buraya? her şey açık ve net değil mi? bu kadar insan fantezi olsun diye mi #hayır diyor. ben dahil.
  • çift başlılığın olmaması ve 'hızlı karar alabilmek'için atılan sözde bu adımda, seçilmiş meclisin feshinin, meclisin yenilenmesi ile sonuçlanacağı düşünülürse, çift başlılık çıkarmasa dahi (ki böyle bir ihtimalden de bahsetmek mümkün olabilir) , işleri yavaşlatacağını düşünmem bir tek bana özgül bir şey midir? hani hızlanıyorduk yahu diye düşünmemek elde değil.

    işte burası yanlış diyebilirim.
  • "'peygamberim' desem çomarların inanacak olmasının neresi yanlış?" masum sorusu ile aynı seviyede bir yakarış.
  • fesih yetkisi, m.vekillerinin;

    -5 yıllığına seçildikleri halkın vekilliğini yapmaktansa, her an kellelerini alabilecek başkana vekillik yapmaya başlamalarına,

    sebep olabileceği gerekçesiyle anti demokratiktir.
  • cumhurbaşkanının meclisi fesih yetkisinde hiçbir sorun olmadığını varsayan retorik soru. verilebilecek cevaplar aşağıdakil gibidir:
    1. oooo! fesih yetkisinin neresi yanlış ha? hani yoktu fesih yetkisi? reisiniz öyle diyordu? bunu göre göre reis, öyle mi?
    2. tek kişi tarafından verilmesi yanlış, eğer seçimler yenilenecekse bu benim seçmediğim bir adam tarafından değil, benim seçtiğim ve seçmediğim adamların tümü tarafından yapılmalıdır.
    3. cumhurbaşkanının en fazla iki defa üst üste seçilebiliyor diye bağıra bağıra söylemenize gerek yok, akp gelmeden önce 1 defaydı bu; bir lütuf sunmuyorsunuz önümüze. aksine, son cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar başbakanlık yapan, bununla doymayıp cumhurbaşkanı seçildikten sonra ettiği yemine aldırmayıp başbakanlık yapmaya devam eden bir koltuk sevdalısından bahsediyorsunuz. adam belli ki "ben iki dönem başkanlık yaptıktan sonra zaten iyice yorulmuş olurum, ondan sonra bilal ya da berat'a bırakırım koltuğu" düşüncesinde. üstelik ikinci dönemde meclis seçimler yenilensin derse cumhurbaşkanı üçüncü defa aday olabilecek, zaten önceden yazılmış, akp'de parti içi demokrasinin mükemmelliği düşünüldüğünde bunu işine geldiği gibi kullanmak zor olmasa gerek. 15 sene koltukta kalabilecek yani. yani 2019'dan 2034'e (adam 54'lü, 80 yaşına kadar kendini garanti altına alıyor; o kadar korktuğu şey neyse artık...). 32 sene aynı adam tarafından yönetilmiş olacağız, çok laf edilen hüsnü mübarek 30 sene yönetmişti mısır'ı. kendini tehlikede hissetti mi zaten uyduruktan bir ohal ile seçilme sınırını kaldırabilir. defalardır kanıyorsunuz adama, bir defa daha kanmış olursunuz, alışkınsınız zaten, o kalbinizin hırsızı.
    4. tek kişiye verilen fesih yetkisi gayet suiistimal edilebilecek bir durum. başkanın yargılanmasını gerektirecek ve parti içi çatlakların oluşacağı, bu işin kolaylaşacağı bir durumda başkan meclisi feshederek bu durumdan tereyağından kıl çeker gibi kurtulabilecek.
    aklıma gelenler bunlar, hukukçuları dinleyin biraz, gerçekten duymak istiyorsanız benden çok daha iyi gerekçeler sunacaklardır.
  • heryeri yanlış dediğim önerme.
  • nesi doğru ki?
    madem algı operasyonu adına aynı konu farklı başlıklarla tekrar tekrar açılıyor. biz de cevabımızı kopyalarız olur biter.
    yeni sistemde; başkan=her şey.
    meclisle cumhurbaşkanı çatışıp da cumhurbaşkanı fesih kararı alır ve seçime giderse meclisi de halkı da çocuk gibi tokatlar. onun istemediği bir seçim sonucu o sandıktan çı ka maz!
    meclis de teoride bu fesih hakına sahiptir ama 3/5 gibi bir çoğunluk pratikte sağlanamaz. cumhurbaşkanı ise kendisine meclisi ayak bağı görürse gözünün yaşına bakmadan fesih kararı alıverir.

    ayrıca öyle bir yetkisi var ki o varken diğerlerini tartışmak çok da gerekli değil.

    madde 119
    cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.

    meali: cumhurbaşkanı bir sabah uyanıp, yahu canım ülkemde şiddet hareketleri pek bi yaygınlaştı diyerek ohal ilan edebilir. gerekçe cumhurbaşkanının keyfi oluyor burda.
    sonra aynı maddenin devamına geliyoruz:

    "cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir."

    meali: bu ne demek sevgili yazarlar biyor musunuz?
    şu demek: cumhurbaşkanı temel insan hakları ile ilgili olarak bile kararname çıkarabilir demek. yani yetkileri kombo yapar.
    e zaten anayasa mahkemesi ohal döneminde çıkarılan khk ları şu anda bile incelemiyor. başkana karşı 15 üyesinin 12 sini başkanın seçtiği anayasa mahkemesi zaten hepten işlevsizdir.
    bu ohal halinde iken seçimlere gittiğimizi düşünün bir de.

    il ve ilçelerdeki seçim kurulu başkanları hakimlerdir. hsk (değişiklikten sonra adı değişecek) nın üye sayısı 13 e düşecek. bunun dördünü başkan direk atayacak. adalet bakanı kurulun başkanı ve onun müsteşarı da doğal üyesi. bunları da zaten başkan atıyor etti 6. kalan 7 üyeyi meclis seçiyor. bu mecliste muhtemelen başkanın partisi çoğunluk olacak. olmasa bile uzlaşmayla belirlenecektir üyeler (rtük gibi) hadi iyi niyetli olup onların sadece ikisinin başkanın partisinin adayı olduğunu kabul edelim. ne etti: 8 (yazıyla sekiz). yani 8-5 gene başkanın belirlediği üyelerden oluşan hsk tepesindeyken hangi il/ilçe seçim kurulu başkanı başkanın istemediği bir işi yapar! bir de ilginçtir ki diğer maddelerin çoğunun uygulanması ileri tarihliyken hsk ile ilgili m.159 değişikliği hemen yürürlüğe girecek. yani zaten avucunda olan yargıyı tam olarak kontrolüne alacak.

    son olarak şu maddeyi de ekleyeyim ki tablo tamamlansın.

    "m.104 cumhurbaşkanı üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler."

    meali: ülkede etkili ve yetkili herkesi başkan seçecek kardeşim. onun adamı olmayan hiç kimse makam ve yetki sahibi o la ma ya cak!

    konuya dönelim: şimdi tablo buyken başkanın istemediği bir sonuç bu seçimden çıkar diyen varsa ya geri zekalıdır ya bizi kandırmaya çalışıyordur.

    bu olmaz diyenin iyiniyetini sikeyim çünkü ülke zaten 8 aydır ohal halinde ve bu halde iken cumhuriyet tarihinin en önemli referandumu yapılmıyor mu? üstelik şu anda bu yetkilere bile sahip değil.

    hem bunu yapar. bunu yaptıktan sonra gözünün önünde ananı siker de gık bile diyemezsin.

    milyon kere #hayır ulan manyak mısınız siz. kendinizi değilse ülkeyi, çoluk-çocuğu düşünün. boykotu moykotu da siktirmeyin şimdi.

    (bkz: deveye boynun neden eğri demek)

    #hayır
    #hayır
    #hayır
  • icraatler diyen başarısız bir trolün açtığı başlık. mağdura da madur der bunlar genellikle. ekseriyetle argümanları sağlam olmayınca ben ironi yaptım siz anlayamadınız derler bu zihniyetin temsilcileri. okuyarak ben vakit kaybettim, siz kaybetmeyin.
hesabın var mı? giriş yap