• the master'ın buhranlar geçiren, alkolik, dışarıdan bakan birisinin bir sekskolik olduğunu düşüneceği (belki de gerçekten öyle) ama bir o kadar da çocuksu, emekli denizcisi.

    --- spoiler ---

    peki freddie seks saplantılı basit bir alkolik mi, yoksa o da bir türlü yakalayamadığı huzurun peşinde mi? plajdaki kumdan kıza önce sürtüyor, fakat sonra pişmanlıkla (?) kalkıp denize karşı mastürbasyon yapıp bu sefer kumdan kıza sarılarak yatıyor. rüyasındaysa annesi ve babasıyla basit, mutlu bir aile tablosunda görüyor kendisini ve bunu anlatmak bile yüzünü güldürüyor. karısı için fotoğraf çektiren adama patlaması da kendisinin bir türlü kuramadığı o aile, fotoğraf çektirebileceği birisi olmaması yüzünden olsa gerek.

    savaş sonrası sivil hayata tutunamayışı ve saplantı haline getirdiği doris'e ulaşamayışıyla buhranları artık kendi boyunu da aşıyor freddie'nin. godot'sunu artık bulması lazım ki buluyor da. lancaster dodd.

    ustasına yaklaşırken bir üşüyen freddie'yi, bir teknedeki insanları, bir yalnız freddie'yi, bir mutlu mesut dans eden insanları görüyoruz (burada paul thomas anderson'a da şapka çıkarıyoruz). bir türlü tutunamadığı karadan, eski dostu denizdeki tekneye ama bu sefer bambaşka bir dünyaya belki de kendince kurtuluşuna adım atıyor. ki dodd'un "hemşire"lerinden birisi de freddie'yi uyandırdığında 'güvendesin, denizdesin' diyerek bunu biraz olsun doğruluyor.

    üstad'ın "processing"iyle biraz daha öğrenebiliyoruz freddie'nin sorunlarının kaynağını; teyzesiyle olan ilişkisi (?), akıl hastanesindeki annesi, kaybettiği babası. yine dodd'un sorgulaması sırasında freddie'yi mutlu eden, ulaşmak istediği şeylerin çok basit olduğunu geçmişe dair hatırladığı o sesle, en gergin anında bile huzuru bulmasını sağlayan doris'in şarkısıyla tekrar fark ediyoruz ki ana tema daha önce anlattığı, anne & babasını gördüğü rüyasından çok da farklı değil;

    "i wrote my mother, i wrote my father,
    and now i'm writing you too.
    i'm sure of mother, i'm sure of father,
    and now i want to be sure of you."

    dodd, aynı hikayesindeki ejderha gibi, gözlerini hırs bürüyen freddie'nin boynuna kemerini doluyor. otur dediğinde freddie oturuyor, dur dediğinde duruyor. ama o bile fazla tutamıyor freddie'yi yanında, bir telefonuyla dünyanın öbür ucuna da gelse üstadsız bir hayata yelken açıyor freddie ya da kendisi üstad oluyor yaşadığı hayatta mutsuz başka birisi olan winn'i sorgularken ipucunu verdiği gibi. ama freddie aynı freddie, huzuru kumdan kadınının koynunda buluyor yine.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap