• buyukelcilik, cumhurbaskanligi genel sekreterligi ve disisleri genel sekreterligi gorevlerinde bulunmus; ozel olarak ilgilendigi turk cam sanati uzerine makaleler yayinlamis ve 1996 yilinda vefat etmis olan devlet adami.

    (bkz: baskasinin adini ukte yapan zihniyet)
  • adı koç üniversitesi'nde bir amfiye ve suna kıraç kütüphanesi'ndeki(büyük ihtimalle merhuma ait) bir eski eserler koleksiyonuna verilmiş zat.
  • ayrıca çayırova'daki porselen fabrikası ve şişecam tesislerinin bayramoğlu'na yakınlığı, merhumun sadece cam sanatıyla ilgilenmediği izlenimini uyandırır. bir bağlantı yoksa ne denebilir ki, rastlantının böylesi...
  • -uçuş-

    uçmakta konmadan kıyısız bir denizde rûh,
    benzer mi böyle bir kuşa tûfan içinde nûh;
    üstünde gök sürekli bulutlarla yüklüdür,
    altında gür deniz ki ezelden köpüklüdür,
    çalkantısında dalgası bilmez nedir sayı,
    milyonlarca dalga sürmede milyonlarca dalgayı.
    hiç bitmeyen gürültüsü bir türküdür geniş,
    milyonlarca haykırış dolu, milyonlarca sesleniş.

    yıldızlar ülkesinde açıldıkça yükseğe,
    baylar hayal edindiği âlem görünmeğe.
    bir rûhu besliyen hava yalnız yukardadır.
    hülyayı dâimâ uçuran duygulardadır.
    yalnız o katta mümkün olur dâimi uçuş.
    her hamlesiyle rûh o çelikten kanatlı kuş,
    bir lâhza, karşısında görünmeksizin kara,
    hür gökte, hür denizde uçar, hür ufuklara.

    yahya kemal beyatlı

    iç. "yahya kemal beyatlı'nın tamamı yayınlanmamış bir kaç şiiri", fuat bayramoğlu, iç. doğumunun 100. yılında yahya kemal beyatlı, marmara üniversitesi yayınları no: 417 / fen-edebiyat fakültesi yayınları no: 3, 1.b., istanbul-1984, s. 185, ayrıca şiirin el yazısı aslı için bkz. belge 9.

    ---

    ayrıca,

    (bkz: uçuş/#3034615)

    (bkz: ithaf şiirler)
  • herdem yeni bir sevgiye âmade gönül
    her an âşık bir özge üftade gönül
    sönmez ezelî çerağı var ruhumuzun
    iksir-i muhabbetle taşan bâde gönül!

    fuad bayramoğlu
    ------------------------------------------------

    iksîri içenler ezelî sâgar'den
    mestî-i melâmetle geçerler serden
    bir kerre enelhak diyen erbâb-ı dile
    hallaak-ı avâlim görünür her yerden.

    yahya kemal beyatlı
  • (...)

    âlemde güzel ne varsa olmuş memnû
    her şey, gelecek hayatta ancak meşrû;
    erbâb-ı zekâ, cennet’e gitsek de, diyor,
    dünyâda gerek zevk ile olmak meşbû!

    (...)

    ey sâk-i gül-çehre, getir bâdemizi;
    ma’mûr edelim, gel, dil-i üftâdemizi!
    âlemde hayâtın sonu er geç gelecek,
    sevdâ ile, neşve’yle geçir vâdemizi!

    (...)

    hep eski muhabbetleri yâdetmedeyiz;
    gittikçe vefâyı îtîyâd etmedeyiz.
    mey içmiyoruz, bir yeni yar sevmiyoruz,
    bilmem niye ömrü iktisâd etmedeyiz!

    (...)

    vuslat sonu iftirâk tertib etme!
    lûtfunla mücâzâtını terkîb etme!
    her ni’metinin zevkine varmış kulunum,
    yârab, beni perhiz ile te’dîb etme!

    (...)

    bir gün yerimiz imiş cehennem, mutlak.
    aldırma bu tehdîde sakın, verme kulak.
    takdîr ne yazmışsa odur encâmın;
    fetvâyı erenlerden alıp zevkine bâk!

    (...)

    bazan kişi at bulur da meydan bulamaz;
    bazan da at oynatmağa imkân bulamaz.
    velhâsıl açık değilse mel’un tâlih
    lokman bile gelse, derde derman bulamaz!

    (...)

    dünyâda, güzel sevme, şarab içme yasak;
    ancak cennettedir, cevâz-ı mutlak.
    tam almak için zevki, o cennette dahi,
    icâb etmez mi burada üstâd olmak?

    (...)

    hep böyle devâm etse şu dünya febihâ!
    lâkin biliriz, nasıl kurulmuş dünyâ.
    boş durma sakın, mey iç, güzel sev, zirâ
    bir kere gidenler geri dönmez aslâ!

    (...)

    bir çok filozof taslağı: <<dünyaya beşer,
    yalnızca elem çekmeğe gelmiştir>> der;
    kim söyliyecekti böyle beyhûde sözü,
    hiç gelmemiş olsaydı o bilgiç kişiler!

    (...)

    seyretti dönen kubbeyi hayyâm gülerek,
    gösterdi nedir âleme yalın gerçek;
    hâlâ didinip durmada yol bulmak için,
    boynunda saman torbası, bak bunca eşek!

    (...)

    zâlim yenilince, bil ki, mazlûmum der,
    bir fırsat bulsa zulmü tekrar eyler.
    gördün mü müsîbetten akıllanmışı hiç?
    leş buldu mu sırtlan yine sırtlanlık eder!

    (...)

    yargıçlara, doktorlara çok baş vurma.
    geçmiş, gelecek hayaller kurma;
    bundan daha mutlu bir yaşantın olamaz:
    el titremiyorsa al kadeh, boş durma!

    (...)

    loş bir tapınakta tanrı heykeller tunç
    dünyaya gülümsemekte korkunç korkunç.
    bulsak da göç etsek o masal ülkesine
    nar ağlasa, ayva gülse, nazlansa turunç!

    (...)

    baktım da ne eski aşk mevcut, ne o yâr.
    vaktiyle günah işlediğin kalmış kâr.
    sönmüş bir avuç küldeki korlar gibidir;
    essen de ısıtmaz seni artık anılar!

    (...)

    eyvah! deme dostum, güneş alçaldı diye;
    ömrüm yarısından daha az kaldı diye.
    son faslı kaparken seni kıskansınlar,
    aşkın siteminden bile kâm aldı diye!

    kaynak:
    fuat bayramoğlu'nun rubaileri
    türkiye iş bankası kültür yayınları 166
    istanbul, 1976
  • -fuad bayramoğlu'nun mısra'ını tazminle.-

    'bülbül gibi sevda, düşürür hâr'a beni.'
    ahbab ise gûyâ, götürür yâr'a beni.
    cânân ile eyvâh, yine ağyâr gülüşür;
    tavrındaki mânâ yakıyor nâr'a beni.

    yılmaz karakoyunlu
  • koc ailesiyle cok yakin iliskileri olan(mustafa koc un sahitligini yapmis dugununde) cumhurbaskanligi genel sekreterligine kadar yukselmis emekli buyukelcilerimizden.
  • "1912 yılında ankara’da doğdu. ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi ile liege üniversitesi hukuk fakültesi scienses politiques’i bitirdi.

    20 aralık 1939’dan başlayarak dışişleri bakanlığı’nda katiplik, basın yayın umum müdürlüğü etüt heyeti üyeliği, heyet reisliği, dışişleri bakanlığı ticaret dairesi şube müdürlüğü, kıbrıs 1. sınıf konsolosluğu, kudüs başkonsolosluğu, oslo, bağdat, tahran, roma büyükelçilikleri, dışişleri bakanlığı genel sekreterliği, brüksel, roma ve moskova büyükelçiliği, dışişleri bakanlığı yüksek müşavirliği yaptı.

    15 temmuz 1972’de cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği görevine atandı. 13 temmuz 1977’de yaş sınırı nedeniyle emekli oldu.

    30 haziran 1996’da yaşamını yitirdi."
  • vehbi koçun yeğeni ile evli olduğu için koç ailesine yakındır. yahya kemali pek severdi.

    babası meclisi mebusan milletvekili ama aslı hacı bayram velinin tarikatının başında bulunan bir şeyhdi. abisi de tbmmnin ilk milletvekillerindendi.
hesabın var mı? giriş yap