• fethullah gülen hocaefendi'nin bir şiiri.

    gözyaşları damla damla mısralaşan şiir,
    sevincin-kederin, ümidin-ye’sin nağmesi.
    bazen hicranla yanar insan, mum gibi erir..
    ve gözyaşlarına dönüşür soluğu, sesi.

    bazen çocuklar gibi coşar, sevinçle ağlar,
    görünce dört bir yanda tüllenen şafakları..
    bazen ocak gibi yanar ciğerini dağlar,
    kaplayınca karanlık kederler ufukları.

    gözyaşları ateşleri söndüren bir iksir,
    cehennemlere karşı yırtılmayan bir sera..
    ve gönüldeki mânâlar onlarla yeşerir,
    onlarla cennetlere döner bütün bir verâ...

    yaş döken bir göz, cephedeki gözlere denktir;
    görmez gayyâları allah için ağlayanlar.
    içten ağlama kalb sadakatine mihenktir,
    anlar bunu ancak gönülde hakk’ı duyanlar...

    gönlüm her zaman bir gamlı haberle buğulu,
    uçup gidiyor sevdiklerimiz birer birer..
    hislerim buruk, gözlerim yaşlarla dopdolu,
    bir bir gelmeler, bir bir gitmek içinmiş meğer..!

    hayat hep zahmet ve yaş varınca elli beşe,
    sararıyor arzu ve emeller yaprak yaprak;
    sistemler açılıyor birden meçhul inişe,
    ve az ötede hislere çarpıyor son durak...
    ufukta hem bir kanlı şafak hem de sonsuz nûr,
    mü’minler durmadan yürürler hep o’na doğru;
    sonra, ak-kara, eder vadolunanlar zuhûr,
    bazıları zift gibi, bazıları dupduru...

    ve ben pürmelâl ellerim arasında başım,
    ümit çiçeklerimde kırağı endişesi;
    “son” un, bilmem ne kadar yakınına varmışım
    azrail’le söyleşir gibi rûhûmun sesi...

    herkesle beraber yürüyoruz öbek öbek,
    salmışız kendimizi ebet mûsıkîsine;
    rûh sonsuza doğru pervaz eden bir kelebek,
    kaptırmış kendini zevalin en nefisine..

    tıpkı bir ney gibi bütün ömür boyu zâr zâr,
    ne gurbeti biter, ne gurûbu hiçbir zaman.
    mecnun gibi hep ağlar dolaşır o’nu arar,
    gözleri hicranlar dolu, gönlünde hafakan...

    ağla gözlerim ağla, ırmaklarda gün dönsün!
    ağla, vâdiler nil, dağlar “tûr-i sîna” olsun!
    ağla ki, ibrahim’i saran ateşler sönsün! .
    ve yeşeren asâ ile sihirler bozulsun.!

    şak şak olsun “kafdağı”, hayat suyu fışkırsın!
    dirilsin ölüler gözyaşı kurnalarında;
    iradenin kollarındaki zincir kırılsın..
    ve görülsün fecir süvarileri ard arda..!
  • (bkz: gözyaşı)
    (bkz: sen ağlama)
  • man ray 'in ilgi çekici sürrealistik fotoğrafı. kadının ağlayan durumunun estetik bir ifadesi var fotoğrafta. iyiden iyiye belirginleşen rimeller,şaşkınlık ve acı...
    (bkz: dada akımı)
  • - beni bırakma!
    - seni nasıl tutayım?
    - (gözyaşları içinde) ama vedaat! sen bensiz* yapamazsın ki...

    "postacı meyhaneye girmek istiyor ben bırakmıyordum. onu ölümle tehdit ettiğimi görünce açıklayamayacağım bir tuhaflıkla yüzünü gözyaşları kapladı. yumuşamıştım, geçmesine izin verdim." gerard de nerval - les filles du feu (eurydice! eurydice! öyküsü)

    "gözyaşları, keder ve ve hayalkırıklığı acıdır ancak bilgelik bütün psişik acılarda tesellidir. aslında acı ve bilgelik bir çift alternatif oluşturur: acının olduğu yerde bilgelik eksiktir ve bilgeliğin olduğu yerde acı olamaz. bu can alıcı alternatifin taşıyıcısı olarak tuz, kadın doğasıyla koordine edilir." carl gustav jung - aspects of the masculine

    "ben herşeyden önce, ancak geçmişi arkama iterek ilerleyebileceğimizi biliyorum. lut'un karısının, arkasına bakmak* istedi diye tuzdan heykel, yani: donmuş gözyaşları haline geldiği anlatılır. lut öne dönüktür, kızlarıyla yatıp kalkar. amin." andre gide - les nouvelles nourritures

    (bkz: gözyaşı/@ibisile)
    (bkz: sen bensiz bir hiçsin)
  • firari bahardan, aşık hazandan,
    cu-yi dile ma'kes nay-i hicrandan,
    nağme-yi sevdadan, bu-yi figandan
    serpildi melalin elmas taşları.

    sarardı baharın payında eylül;
    titredi emeller, ümidler ma'lul;
    döküldü uzanmış zanbağa melul
    nergis-i ademin har gözyaşları.

    ihsan raif hanım
  • ethem izzet benice'nin 1932 tarihli romanı. romanda ruhi'nin aşkı uğruna hayattaki her şeyini kaybedişi anlatılmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap