• nereden aklımıza geldikleri tam olarak belli olmayan lakin varlıklarıyla ve sorduklarıyla kimi zaman zihnimizi bulandırıp kimi zaman da bir başka zihinsel sıçrayışın eşiğinde bulunduğumuzu anlatan, kendi kendimize sorduğumuz sorular.
  • benim mütevazi beynimi şu sıralar meşgul eden geniş ölçekte oldukça homojen olan madde dağılımının neden insan vucudu gibi bir dar bir alanda çeşitlendiği, yoğunlaştığı mesela. çevremize baktığımızda çok normal gözüken bedenimiz kainatın geri kalanına kıyaslandığında kimyasal anlamda inanılmaz çeşitli ve karmaşık.
    peki ama minimum enerji ve maksimum düzensizlik peşindeki evren nasıl oluyor da atp gibi karmaşık ve yüksek enerjili molekülleri sentezlenebiliyor bedenlerimiz vasıtasıyla.
    nasıl oluyor da beyinlerimizde kendi kendisini anlayabiliyor madde.
    üst üste yığılı kuarklar hangi aşamada kendilerini öngörebiliyorlar.
    fizik yasalarına uymakla anlamak arasındaki çizgi nerede. beynimin içerisindeki kimi elektrik hatları güçlenip kimileri siliniyor diye evreni anladığımı nasıl iddia edebilirim. ya da sıradan saydığımız maddelerin de kendilerine göre akılları olmadığını nasıl bilebiliriz bize kavrayış sağladığını düşündüğümüz elektrokimyasal süreçlerin benzerlerine sahiplerken.
    nasıl düşünebiliyoruz. daha da fecisi, düşündüğümüzü nasıl düşünebiliyoruz eğer sadece duyularımızsa bize yol gösteren. evrim hangi aşamada, hangi süreçler sonucunda ve hangi gerekçeye sadece kendi kendisini algılayabilen bir duyu sağlayabildi bizlere.
    eğer hepimiz ortak algılayış biçimlerimizin oluşturduğu devasal bir bilgi ağının içerisinde yaşıyorsak, nasıl oluyorda tanımı gereği asla algılayamayacağımız bu ağın varlığını da tasarlayabiliyoruz.
  • yazdıklarımı okuyunca aklıma geldi; "ben" derken ne kastediyorum acaba. neden evrenin bu dar bölgesine sahip oldugum gibi bir his var bende. yazı yazmakta kullandığım bedenin benim oldugunu nasıl iddia edebilirim kalbim atmayı bırakığında artık onu kontrol edemeyeceksem. (sanki şimdi konrol edebiliyormuşum gibi. sahi, kontrol etmek ne demek?) peki ya bu beden değilsem neyim ben. şimdi, şu söylediklermi bana düşündürten on milyar yıldır varolan bir elektronsa, neden kendisini kavramak için beni bekledi.
  • alakasız bir şey; insanlar gerçeğin öznel oldugu konusunda nasıl hemfikir olabilirler ki. ya da biri neden subjektif idealizmi anlatan bir kitap yayımlar eğer kendi söylediklerine inanıyorsa.
  • benim işim gücüm yok mu acaba.
  • eğer evren kendi kendisi ile ilgili fikir geliştirebilme potansiyeline sahip bir varlık meydana getirebiliyorsa kendisinin de aynı potansiyele sahip oldugundan söz edemez miyiz. bizler de evrenin birer parçasıyız ve üstelik onu, kısmen de olsa, anlıyoruz bir şekilde; demek ki evren de kendisini anlıyor, o da bizimle beraber kendisini keşfediyor.

    aynı şey bizim için de geçerli üstelik; biz de bir parçası oldugumuz evreni (yani kendimizi) keşfettikçe kendimiz ile ilgili bilgilerimiz de artıyor. yani biz ve bizimle beraber evren de kendimizi öğrenebilmek için kendimizi öğrenmeye çalışıyoruz ama bizi biz yapan da zaten bu kainat! o halde kainat nasıl yaptığını bilmeden bizi yapmış ve bizimle beraber hem bizi hem de kendisini anlamaya çalışıyor. deli midir nedir.
  • ruha falan inanmıyorum ben, o yüzden onu bir kenara koyup düşünmek isterim.
    bedenin bize ait olmaması hatta sabit bir beden bile bulunmaması çeşitli gariplikler çıkartıyor ortaya. mesela beni ben yapan bedenimin maddesi değil, beynim de dahil tüm bedenimin işleyişi ise, o işleyişe ait bilgileri bir şekilde saklayıp bilincimi yeniden canlandırmak teorik olarak mümkün olabilir. (bunun şu an eldeki imkanlarla pratikte mümkün olmaması düşünmeye engel değil tabi ki.) teleport gibi bir yöntemle bedenim tamamen kopyalansa, diğer beden de ben olur muyum acaba? ya da her bir parçacığımı tek tek kaydetme imkanı olsa da yüz sene sonra başka maddelerden yeniden inşa etseler bedenimi yine ben mi olurum ortaya çıkan? aynı durumdaki iki fotonu birbirinden ayırdetmek imkanı yoksa neden aynı iki beden farklı bir us meydana getirsinler ki. epr etkisi diye bir şey varsa aynı durum bedenler için de geçerli olabilir belki; tüm büyüklükleri eşit parçacık kümeleri yine aynı bilinci meydana getirebilirler, kimbilir. birbirlerinden uzakta tek tek bir çift yarığa gönderilen fotonlar girişim yapabiliyorlarsa benim bedenimi meydana getiren parçacıklar neden yapamasın .beni ben yapanlarla ilgili hiç bir şey hatırlamam belki ama bu beni ben olmaktan çıkarır mı? hafızamı kaybetsem bir şekilde bir başkası mı olurum ki.
  • (bkz: yöntemcilik)
  • bir adam ve sevgilisi birlikte harbi harbi intihar etmeye karar veriyorlar. bunun için adam iki adet fare zehirli kahve hazırlıyor. kahveleri içtikten sonra adam bir şekilde kurtuluyor, fakat sevgilisi ölüyor. türkiye cumhuriyeti yasalarına göre adamın hapse girmesi gerekir mi?
hesabın var mı? giriş yap