*

  • tam adi ebu abdullah hâris bin esed el-el-basrî. ilk donem sufilerinden kabul ediliyormus (781–857). kendini sorgulayan manasinda lakabi el muhasibi olmus.

    fikri babasindan farkli oldugu icin mirasi reddettigi soyleniyor. yok boyle bir babayigit.
  • bağdat medresesinin en büyük temsilcisi, kurucusudur. basrada dünyaya gelmiştir. 243-857 yılında bağdatta vefat etmiştir. kelam tahsili almakla birlikte dönemin felsefi ve dini meseleleri konusunda derin bilgilere sahiptir. mahiyetu'l-akl ve fehmu'l-kur'an adlı eserlerinde, akıl, kur'an ve allah'ın sıfatları, eşyanın yaratılışı gibi kelami konuları incelemektedir. ehli sünnet ekolünün oluşmasına öncülük eden kişiler arasında bulunmaktadır.
  • muhasibi, ilk defa eserlerinde nefs kelimesini salt psikolojik anlamda kullanan kişidir. muhasibi'ye göre nefs iki kutuplu olup iyiliğe de kötülüğe de meyillidir. ayrıca ona göre nefs sürekli muhasebe altında tutulmalıdır.
  • aklı şeriatla ilişkilendirerek açıklayan kişidir. retoriğini de salt allah korkusu ve bu korku üzerine inşa edilmiş ameller ekseninde inşa eder. islam toplumlarının analitik yaklaşım yabaniliğinin sebebini anlamak için metinlerine göz atılabilir. birbiriyle çelişen diktelerini ısrarla anlamlandırmaya çalışmak bir aşamadan sonra akla ziyandır.
  • hakk'ı arayanlara nasihatler isimli kitabında ;
    "günah işlerken allah'ın o anda sana bakıyor olduğunu umursamaman, günahtan daha büyüktür." diye ibn abbas'ın sözünü ifade etmiştir.

    sayfa 185, ilk harf yayınları.

    inanılmaz etkileyici.
  • kendisi aynı zamanda imam gazali'nin de hocasıdır. imam gazali, ıhya'u ulum'id-din eserinde kimi zaman ondan öğrendiklerini kimi zaman da hocasından söz eder.
  • şuur halleri ve iç yaşantıları sistemli olarak incelemeyi bir metot olarak geliştirmiştir.
    muhasibi denmesinin sebebi kendisiyle hesaplaşmasından gelir. din psikolojisinin öncüsü sayılır.
  • kendisi 30 yıl aklına sonraki 30 yıl ise allah'ın emirlerine kul olduğunu belirtmiştir. (bkz: el akl ve fehmu'l kur'an) kelam ilminden etkilenmiş bulunsa da -ki bunu seri es-sakati'nin yigeni cuneyd'e verdiği tavsiyelerde görebiliriz- kanaatimce üstteki entry'nin aksine babasından değil annesinden etkilenmiştir. babası bir mutezilidir ve haris daha küçükken bağdat'ta sokakta babası ile tartışıp annesini boşamasını istemiştir. bunun sebebi akla önem verse de babasını kâfir olarak görmesidir. çünkü müslüman bir kadın kâfir bir erkekle evlenemez. tasavvuf tarihi açısından oldukça önemli bir isimdir ve çok sayıda eseri günümüze ulaşmıştır. bunların bazı vesikaları istanbul'un çeşitli kütüphanelerinde bulunabilir.
  • "aralarında din farkı bulunanlar yekdiğerine mirasçı olamaz." hadisine uygun şekilde, kaderi inkar eden babasından kalan bin dirhem mirastan bir kuruş dahi almayan ulu zat.

    ebu ali dekkâk'tan iktibasla hakkında şu anlatılır:

    "hâris muhasibî, helal oluşu şüpheli bulunan bir yemeğe elini uzatınca parmağının ucundaki bir damar hareket eder, bunun üzerine o da yemeği yemekten kaçınırdı."

    ayrıca şöyle demiştir: "bir kimse bâtınını murakabe ve ihlasla sağlamlaştırırsa, allah onun zahirini mücahede ve sünnette tabi olma hali ile süsler."

    miladi 857 senesinde bağdat'ta vefat etmiştir.
hesabın var mı? giriş yap