• okudugunuz materyali ba$kalarıyla ya da dogayla payla$mama anlamına gelir. dı$ından okuyarak ses kirliligi yapanlara sık sık uyarıda bulunma $ansı* tanıyan eylem olarak bilinen içinden okumak eylemi, en çok dedelerin ya da babaların gazete okurken cignedigi görgü kuralıdır.
  • sessiz okumak; bir nevi seslerden yalıtılmış bir dünyada yaşamaktır. kafanızın içinde okuduğunuz öykünün kahramanları konuşurken siz sessizce onları izlersiniz. sessiz okumanın açık ve kapalı olmak üzere iki türü vardır.

    (bkz: açık okuma)
    (bkz: kapalı okuma)
  • aslında doğrusu sessiz okumak olan hedenin yanlış yazılmış hali..

    buradaki anlamı için bir örnek vermek gerekirse:

    - brr brr brr vrr brr
    - ne diyosun oğlum?
    - brr brr vrrr
    - aloo? ne diyosun
    - okuyorum abi?
    - nası okumak lan o öyle..
    - sessiz okuyorum abi..
    - sessiz okuma! sesli oku..
  • ilkokulda öğretilmeye çalışılan önemli aşamalardan biridir sessiz okuma.. "heceleyerek, yavaş yavaş, parmakla takip ederek herkes okur, önemli olan sessiz okuyabilmek, kendi sesini duymadan da okuduğunu anlayabilmektir" derdi misal bizim örtmenimiz.. sessiz okuma ile mırıl mırıl okuma birbirine karıştırılmamalıdır, mırıldanmak da bir sestir, sedadır kendi gök kubbemizde değil mi.. ve ayrıyaten (bkz: içinden okumak)..
  • annelerin tamamen karşı olduğu bi uygulamadır. her zaman sesli oku da daha iyi anla lafını kullanmalrına neden olur
  • sesli okumaktan daha hızlı gerçekleştirebileceğiniz eylem.
  • küfür etmek anlamına da gelir.
  • (bkz: icini okumak)
  • bu eylemin özürlüleri de mevcuttur.
    yok olmaz,bir türlü içlerinden okuyamazlar.ilkokul günlerinde öğretmen "herkes parçayı içinden bir kez okusun" dediğinde okurmuş gibi yaparlar.sınavlarda da mır mır-fıs fıs sesleri yükselir sıralarından.bazıları zaman geçse de öğrenemez içinden okumayı.metroda otobüste gazetelerini okurken halka açık yayın yaparlar,yüksek raiting alırlar.
  • okumanın bireysel bir aktivite olmasına isarettir.. 9. yuzyıldaki teknik degisikliklerden sonra ortaya cıkmıs bir eylemdir.. bu zamandan once, yazılar, kelimelerin arasında bosluk bırakılmadan, duz bir sıra halinde yazıldıgından, okur, bir anlama varabilmek icin, yavas ve yuksek sesle okumak ve bir yandan kendini dinleyerek, bir yandan da duz yazıyı sozcuklere bolmek zorundaymıs.. ne zamanki kelimelerin arasında, her sozcugun sınırını ve metnin icinde anlam yitimine ugramamasını kesin bir sekilde belirleyen bosluklar konulmaya baslanmıs, o zaman okumak kisinin sessizce gerceklestirebildigi, bireysel ve ritmik bir eyleme donusebilmistir..
hesabın var mı? giriş yap