• buyukanit pasa diyorsa dogru olan onerme. mesela ben dusunuyorum, aslinda dusunmemem lazim, malum ideoloji dusunmekle baslayan tehlikeli bir sey, yani bir kacik vaktin birinde hersey ideolojidir demisti, geciniz bunlari; muhim olan ideolojinin olmamasi.

    bir nevi surtunmesiz duzlem tahayyulu bu; nihayetinde tak denilenin sak diye yapilmasi gereken, vasitaya ihtiyac duymayan bir sistem-vasita demisken, ya da vasat, lukacs bir yerlerde stalin iktidarini en buyuk sorununun butun dolayim iliskilerini ortadan kaldirmak oldugunu soylemisti, oradaydim, gordum de demisti.

    degil mi ki butun dolayimlar ortadan kalksin-ya da edilgenlessin ve "kaldirilsin" kendiliginden degil, bir ilahi otorite tarafindan, mesela peygamber, mesela devlet- iste o zaman ozgur olacagiz. yani en azindan calismanin ozgur kildigi kadar ozgur olacagiz.

    eskide kalmasini temenni ettigimiz anayasamiz ne der, vatandaslarimizin ozgurlukleri ancak bu ozgurlugun yukledigi sorumluluklarin ve odevlerin bilincinde olmalari-ya da ikincil bir cevrim dolayisiyla oldurulmalari- ile kullanilabilir. (tabii parantez icinde yargitay'in neredeyse ayni trope'u takip ederek baskin oran ve digerlerinin yazdigi insan haklari raporu ile ilgili kararini da buraya not dusmek gerekir.) nedir, universiteye girebilirsin, ama bizim "ideolojiden uzak dusunce sistemi"miz sana oyle degil boyle girmen gerektigini-ya da oradan degil de buradan girmen gerektigini- soyleyecektir. mesela, uzak memleketlerden birinde doktora yapacaksindir, lakin kendini gavur ideolojisinin etkisinden korumani ve her hangi bir yabanci fikriyattan azade etmeni sart kilar, alacagin dersler "ideolojiden uzak dusunce sistemi"ne itaatsizlik etmemelidir. devam edelim, son yarim yuzyilda en yuksek oyu alarak iktidara gelen parti neredeyse cumhurbaskani bile sectirebilir, ama ideolojisiz olmali, olmazsa 367 ayari yemeli, o da olmazsa, anayasa yazmak icin kurucu meclis gerektirmelidir.

    bu tartisma bana buenos aires'li bir arkadasimla yaptigim konusmayi hatirlatti; peronistlerin ne menem bir sey oldugunu anlamaya calisiyordum. asagi yukari sayin juan peron, mustafa kemal'e tekabul ediyor; peronizm denilen "ideoloji" de-aslinda bizatihi buyukanit pasa'nin anladigi ideoloji bu, hissediyorum, derin de bir yerlerde o da neden bahsettigini biliyor, lakin baskiliyor bu bilinci- ne idugu belirsiz bir cizgi uzerinde en sagdan en sola butun toplumsal katmerleri adimliyor. yani, peronist partinin solu da var sagi da; mesela simdiki baskan kirchner ortanin solu peronizmini temsil ederken, menem sag-liberal bir peronizmden hareket ediyor. ya da, peron'un vefatindan sonra-meshum 1976 darbesinden onceki birkac yil icinde- karisi sag peronizmin demir yumruguyla ulkeyi yonetirken, sol peronist gruplar silaha sariliyor, gerilla hareketine katiliyorlar.

    eger cumhuriyetin kurucu ideolojisinden bahsediyorsak-tanri kelamindan degil de- acin birazcik su dusunce sistemini; acin da biraz hava girsin iceri.

    ama unutmusum, memleketin en sevdigi, aksira tiksira, terleye koka, simsiki kapali pencerelerle, tepis tepis doldurmaktir kartal-kadikoy/kizilay-ayranci minibus/dolmuslarinin icini...

    acil edit: tanri kelamindan bahsetsek ne cikar, onun da altini cizmek lazim...
  • bilimsel düşünce diyeceğim ama o da değil. yok öyle birşey.

    (bkz: oksimoron)
  • bir de su var:
    (bkz: ne kadar uzak o kadar yakin)
  • (bkz: #10501564)
  • (bkz: marksizm)
  • ideolojisiz insan level atlamış insandır
  • öncelikle dağınık olmak zorundadır. yani sistem olmamak zorundadır. şu eleştiriyi çok sık duyarız şu kişi "sistemli bir düşünceden yoksun" bu goygoyu kullananların çoğunluğu aslında ideolog tipi düşünürlerdir, objektif metafizik(wtf) yaptığını iddia etse dahi belli bir yerde kristalleşen düşüncelerini tekrarlayıp dururlar dikkat edin, e buda savunduklarını en saf haliyle ideolojileştirmenin alametidir. bizim ülkede sistemli bir düşünceden yoksun olmakla suçlanan tanzimatçılardan ismet özel'lere hepsi aslında çeşitli konularda tabiri mazur görün ama en göte göt diyebilenlerdir. şimdi isaiah berlin'in tolstoy üzerineden kirpilikle tilkiliği sentezlemeye giriştiği bir kitabı vardı, hangisi hangisiydi uzun yıllar geçti unuttum ama işte kirpi'ydi galiba çoğulcu olan hah işte bu kirpi çoğulculuğu tilkilikten üstündür çoğu zaman realiteyi daha doğrudan gösterir.

    diğeri ideolojileştirme yaşamaktan kopukluğun alametidir. yani yaşamla hiçbir bağlantısı kurulamayan düşünceler kolaylıkla ideolojileşir. ideolojiden uzak durmanın ideolojisine dönüşür. o yüzden müslüman kardeşlerim sizle gidelim bu ara çok yapıyorsunuz etrafımda; islamcılıktır, bilmem neydir işte onları kolay görüp islamcılığa saldırmayın sizde farkında olmadan rakip muhafazakar bir ideolojiye gömülüyorsunuz böylece, saldırmak yerine neden böyle yaptıklarını anlamaya çalışın yani nedenselleştirin herşeyi. neden böyle yapıyorlar peki islamcılar? cevap sünnet yerine başka bişeyleri(tarih, medeniyet cart curt) merkeze almaları. çözüm sünneti ideolojileştirmekle değil işte onu yaşamakla olur. bu her konuda böyledir.
hesabın var mı? giriş yap