• dokuzuncu nesil sabirtasi yazar, hoşgelmiştir.
  • (bkz: leyla)
    (bkz: çaylak)
  • 2010 yapımı, gizem-gerilim türünde kore filmi. başrollerde jae-yeong jeong ve hae-il park var. yönetmen gonggongui jeog ve silmido gibi iki leziz yapıma imza atmış woo-suk kang.

    hikâye, geriye dönüşlerle 1978'den günümüze ulaşıyor. babasıyla uzun zamandır küs olan ve seul'de yaşayan hae-guk(park), babasının ölüm haberini alınca, babasının yaşadığı taşra kasabasına gelir. gördüğü soğuk muamele ve babasının ölüm nedenini araştırmaya yanaşmayan yerel polisin tavrından kıllanan hae-guk babasının ölümünü ve geçmişini araştırmaya koyulur. derinlere gittikçe bu ufacık köyün nasıl mide bulandırıcı sırlar barındırdığını öğrenecek, git gide kanı donacaktır.
    olayın 1978'den berisi ise şöyle başlıyor: hae-guk'un babası mok-hyeong insanları kolayca etkisi altına alabilen, hitabet gücü yüksek bir vaizdir. zamanla pekçok insanı etkisi altına alınca yörenin polis dedektiflerinden yong-duk'un(jeong) dikkatini çeker. yong-duk yoz, doymak bilmez bir insanoğludur ve mok-hyeong hakkında plânları vardır.

    şimdi şansalcım, film 2,5 saat sürüyor. bi kere bununla başlayalım. ha bununla başladım diye de gerisini okumamazlık etme. filmin süresi uzun ve bu uzun süre, tempo iyi ayarlandığı ve mümkün mertebe konu dışına sapılmadığı için sırıtmıyor. film kendini izletiyor. günümüzde çuvalla kötü örneği çekilen türünde, vasatın üstüne çıkmayı başarıyor. oyunculuklar tatmin edici fakat senaryo sona doğru aksıyor. iyi yazılmış ama daha iyi yazılabilirmiş. ben filmin süresinden çok, finaline, özellikle son 20 dakikasına takıldım. doğrusu sona doğru gerilim doruklara çıksa da ve bu atmosferi izleyiciye yaşatsa da sonlarda bi bocalama söz konusu. bende filmin sonuna karar vermişler ama bunun nasıl olacağı konusunu tam kotaramışlar izlenimi yarattı. süre uzun olduğu için herkese tavsiye etmiyorum. yine de holivud iyice lağımda yüzmeye başlamışken, ilaç gibi gelebilir.
  • ilginç, karışık ve şaşırtan senaryolara sahip güney kore filmlerinden birisi daha. koreliler'in filmlerinde vatandaşlar sınırları aşan canilik ve hissizliğe sahip olabiliyor. bizde genelde kafasına sıkıyorlar, boğarak öldürüyorlar. bunlarda epey ileri aşama var amerikan filmleri gibi. güzel film, başarılı.

    iggi korece yosun anlamına gelmekte, filmin başlarında savcının hae-guk'a "bir taşa yosun gibi yapışarak sessizce yaşa" sözünde geçmekte.
  • değişik başladı ama giderek gizem ve tempo düştü finalde toparlamaya çalıştı ancak göre yetmedi nefesi...
hesabın var mı? giriş yap