*

  • istanbulda yasamak yorucu, trafigi, egzos kokusu, kalabaligi, ter kokusu, pahaliligi ile insani cileden cikaran bir sey. matah birsey degil.
  • canın sıkıldığında deniz kıyısına inebilmek, hafta sonu sarayburnu, sultanahmet'te kahve içebilmek, vapura atlayıp adalar'a gidebilmek, galata kulesi'ne çıkıp manzara seyredebilmek, her türlü kültürel aktiviteyi ve eğlenceyi bulabilmek. matah birşey.
  • istanbulda yaşarken hiç bir nimetinden yararlamasan bile bütün güzelliklere yakın olduğunu bilmek güzel
  • istanbuldayken degeri tam olarak algilanamayan, ama farkli bir sehire/ ulkeye gidince de istanbul ile ilgili en kucuk seyi ozlemeye basladigini farkedince ne kadar guzel, eglenceli ve ozel oldugu anlasilan birsey...
  • kaosa, kargasaya, betona, kalabaliga, beyogluna, kadikoye, galatasaraya, denize*, vapura, bogaza, rezillige, kopruye, kopru altina, nevizadeye, ortakoye, adalara, ozgurluge, tutsakliga, korkuya, cesarete, modaya*, sinemaya, acik havaya*, rutubete*, hayata dair her$eye olan bagimlilik.
  • dunyada bir $ehir, $ehir ki ne $ehir
    londra paris roma
    bu cok farkli bir maya
    ne doguda ne batida
    ben asyadayken sen avrupada
    birakip gitmemi isteme benden istesem de gidemem
    sevdim bir kere! ya$amaya devam
    istanbul istanbul - neler oldu
    istanbul istanbul - neler gordu
    heryerden, her$eyden, herkesten bir parca
    istanbul istanbul - her$ey ortada
    dunyanin incisi istanbul $ehrinde bir sahil kahvesinde
    oturdum bir bardak cay icmeye
    insanlar heryerde heryerde heryerde yalnizdim heryerde
    sevdiklerim kaldi geride*
  • (bkz: cambaz olmak)
  • herşeyin peşinden koşmaktır.
  • her ne kadar azınlıkların* * *azalıp camileriyle*tam müslüman şehri olmaya zorlanan, işte o zaman kirlenen, avamlaşan, betonlaşan şehirde yaşama savaşı vermek. buna rağmen onla da onsuz da olunamamak.
hesabın var mı? giriş yap