• inci aral'ın `kahramanmaraş olayları`nı yaşayan 9 farklı insanın 9 ayrı öyküsünü anlatığı kitabı.duygu sömürüsü yapmaya müsait bir konu olmasına rağmen hikayelerde ucuz göz yaşı edebiyatının ya da hiç siyasi yorumun yer almaması büyük başarı bence.fakat yaşananlar kendinden o kadar trajik ki,yazar farklı gözlerle farklı hayatlar içinden anlatınca çok ağır geliyor insana,hiç çabalamayası geliyor.
  • 1983 yılında yayınladığı bu kitabıyla nevzat üstün öykü ödülü'nü kazanmıştır
  • (bkz: inci aral)
  • ilk basımı bindokuzyüzseksendört olan kitabın ikibinoniki'deki yeni basımı kırmızı kedi yayınevi'nden çıkmıştır.
  • oyun tarihleri henüz kesinleşmemiş olan bakırköy belediye tiyatroları tarafından yeni sezonda sahnelenecek oyunun sahne uyarlaması inci aral'ın onayından geçerek tamamlanmıştır.
  • (bkz: bakırköy belediyesi tiyatrosu), (bkz: yunus emre kültür merkezi)'nde oynayan tiyatrodur.
    gittim gördüm gayet başarılıdır fikrimce... tavsiye edilir.
  • havasız şeylerin olduğu oyun. boğucu, acı ve en fenası da gerçek… inci aral’ın aynı adlı eserinden uyarlanan, bakırköy belediye tiyatroları'nca sahnelenen oyun iki perde ve ara dahil ortalama 125 dakika sürmekte. (sondaki muhteşem parçayı dinlemek için bi 5 dakika daha ilave edebilirsiniz)

    yeri gelip bir mahkeme salonu yeri gelip bir insan kapanı olan davul imgesi oyuna çok yakışmış. hem hikayeler arası bağlantı hem de kültürel bir detay olarak kuvvetli bir fikir. bu açıdan dekorda barış dinçel, kostümde sadık kızılağaç, ışıkta yakup çartık ve koreografide cihan yöntem bir bütün olarak çok iyi iş çıkartmışlar.

    oyunun ilk perdesi hem sahne sanatı olarak hem de hikayenin vurucu kısmını, katliamın tanıklarını sırtlandığı için daha çarpıcı. ikinci perde ağırlıkla mahkeme aşamasında devam ederek işaretlerin kaldırıldığı finaliyle buruk ve zayıf da olsa bir umutla kapanıyor. "biriz hepimiz, neyi paylaşamıyoruz?"

    kendi adıma ben bu simgesel anlatımı sevdim. fakat bu anlatım tarzı aynı zamanda sahne adına bir eksiklik olabilir. oyunu ve maraş katliamını bilen biliyor ama ola ki bilmeyenlere göstermek ve yeni kuşağa aktarmak için belki de daha açık adı konularak sahnelenmeliydi. gerçi sahnelenebilir miydi o da tartışılır ya. normal olanı işte bu ülkede bu, bu ve şunun sorumluluğunda bunlar oldu hatta şimdi fırsat olsa (olması yakındır) daha da beteri olur, işte öyle bir ülke burası diyebilmektir. yani normal bir ülkede yapılan sanatta bunu diyebilmektir. ama biz normal miyiz? cevap belli dolayısıyla değil cesurca bir söylem sırf konuyu sahneye taşıyabildiği için bile emrah eren alkışı hak ediyor bence. yani tekrar paragrafın başına dönecek olursak ben bu simgesel anlatımı sevdim. acıları damıtmadan, yalınca.

    oyunculuklar yine bütün olarak son derece uyumlu ve başarılı. ali kil, cihan inan bekar, damla karaelmas, defne şener günay, didem germen, faruk üstün, fidan tek koşar, gözde ayar, muhammet çakır ve sonya dicle akbaş özverileriyle etkiliyorlar.

    canlı müzikler, parçalar ve ağıtlar da güzeldi. müzik; ayşe tütüncü, şarkı sözleri; faruk üstün ve orkestra; senem zeynep ercan, çağlayan çetin, ebru sonakın, nilay sancar, ersin toz, aykut yıldırım, melih yüzer, adem elkaya, mehmet boyacı, harun koç da alkışı hak ediyorlar. aralarında atladığım varsa affola. bbt'nın yeni sitesi bilet işini güzelleştirdi ama oyunların teknik bilgisine ulaşmak zorlaştı.

    özetle yakın tarihten bizlere fısıldayan bir oyun. gidin ve kulak verin, beyaz yemeniler nasıl kızıla dönüşmüş izleyin derim.
  • geçen hafta salonda bulunan seyircilerin bir izleyici olarak beni gerdiği, (bkz: bakırköy belediye tiyatroları)'nda oynanan güzel oyun. şuna daha önceden kanaat getirmiştim: bu yüzyılın insanını bir şekilde eylemsiz, telefonsuz, sosyal medyasız, izleyici modunda tutmak hele ki 1 saati geçtikten sonra çok zor bir hal almaya başlıyor ve o saatten sonra dünyanın sırrını versen (bkz: özet geç lan piç) moduna bağlıyor. en iyi ihtimal tamam oyun güzel ama uzatmışlar diyecek pozisyonda oluyor. toplumun (kendi toplumumuz için bunu söyleyebilirim) durumun böyle olduğunu hemfikirim ama tiyatro izleyicisinin biraz daha fazla sabırlı olmasını beklersin. yanındakine yeter ama bitirin artık diyen mi, amma da uzatmışlar diyen mi, çıkalım mı şeklinde konuşmaları sağımdan, solumdan, arkamdan duyunca ben de gerildim. şimdi biri kalkacak yeter artık bitirin diye isyan dalgası başlatacak diye gerilip oyunun son 15 dakikası homurdanmalar eşliğinde izlemek zorunda kaldığım oyun. bu durumun sebebinin oyunun kötü olmasından değil uzun olmasında kaynaklı olduğunu düşünüyorum. oyunculukların iyi, müziklerinin canlı olmasının oyunu daha güzel hale getirdiğini düşündüğüm 125 dakikalık oyun.
  • inci aral'ın tüylerimi diken diken eden, maraş katliamını konu aldığı kitabı. kitapta maraş katliamının 9 farklı tanığının hikayesi anlatılıyor. sadece mağdur olanların değil; mağdur edenlerinde hikayesi işleniyor. kitaptan uyarlanan oyun da şu sıralar bakırköy belediye tiyatroları'nda sahnelenmekte.

    kitapta geçen, camilerden yapılan katliama sevk eden anonsları, yıllarca iyi günde kötü günde birlikte yaşamış insanların birbirine kırdırılmasını, hamile kadınların bebekleri karınlarından çıkana kadar dövülerek öldürüldüğü pek çok olayı içim parçalana parçalana okudum.okuduğum her satırda içimden geçirdiğim şey; bu bir hikaye değil maalesef bunların hepsi yaşandı oldu.

    beni daha çok üzense bu zihniyetin bugün hala değişmemiş olması.
  • muhteşem bir tiyatro oyunudur. bbt müşfik kenter sahnesinde izleme fırsatım oldu. muzikler, oyunculuklar her sey harikaydi. kendimizi maras katliaminda hissettik. ımkani olanin mutlaka izlemesini tavsiye ederim. emek verenleri kutlarim.
hesabın var mı? giriş yap