• .. şu an odamın bi köşesinde durmakta ve anneme* "ovidi guvidi aman ne küçükmüş benim kızım" gibi söylemler için imkan tanımaktadır.
  • hakikaten 70'lerin sonlarinda 80'lerin baslarinda cocuk olan butun kizlarin vardir boyle bir ayakkabisi dorothy'e ozenip mutlaka edinirler bir tane. sonra da olur olmadik yerlerde gozlerini kapatip pabuclarini birbirine 3 kere vurup "evim evim evim" diye haykirirlar lakin hayat onlara ilk naniklerden birini o vakit yapar iste.
    (bkz: ey gidi gunler)
  • kırmızıya olan sevgimin yeşermesine sebebiyet veren, hatta şimdi de yetişkin ölçülerinde bir çift kırmızı rugan ayakkabıya sahip olmamda pay sahibi ayakkabılar.
  • kız 1: minicik bir kızken çok güzel kırmızı rugan ayakkabılarım vardı.
    kız 2: aa benim de vardı. üstelik tozlandıkça, kirlendikçe ellerimle temizlerdim onları.
    kız 3: aa ben de. üstelik ayagim içine girdiği müddetçe hep onları giydim. dar da gelse, küçük de, acıtsa da ...
    kız 1: ben de
    kız 2: ben de
    kız 4: ben de
    kız 5: ben de
    .
    .
    .
    kız n: ben de...

    (bkz: nostalji)
  • benim sahip olduklarım, taban çökmesi teşhisi ile başladı. doktor önemle belirtti: ortopedik ayakkabı yaptırmayı ihmal etmeyin.

    o dönemde değil ortopedik, çocuk ayakkabısı bile satan yok türkiye'de. disney var. pahalı ama dükkanda canlı kaplumbağa ve papağan olduğu için çok cazip. en azından çocuklar için.

    tanıdık bulundu ve askeri hastanaye gidildi. babacan doktor sordu: "ne renk olsun?" "kırmızı" dedim...

    birkaç hafta içinde bana özel imal edilmiş kırmızı rugan potinlerim vardı. onları ilk gece yastığımın altına koyup uyumaya çalıştım. nafile... içlerine nasılsa yerleştirilmiş onca demir parçası ve ruganın iğrenç kokusu uyumaya engel teşkil ediyordu. olsundu. çok güzel kimsede olamayan kırmızı pabuçlarım vardı artık.

    ertesi sabah, hayatımda daha sonra yaşayacağım uykusuz gecelerin ilkini bitirmiş ve bir daha olacağını hiç düşünmeden, mutlu mesut geçirdim kırmızı ayakkabılarımı ayağıma ve evden çıktım. aman allah... kırmızı ve rükuş derecede şıklardı ama onlarla yürümek nerdeyse imkansızdı. okula kadar sek sek sekerek gittiğimi ve onları bir ay sonra bodruma indirdiğimi hatırlıyorum.

    kırmızı başlıklı kız da başlığı ile ilgili bu kadar sıkıntı çekti mi diye merak etmiştim. hala merak ediyorum. bu kırmızı renkten kaynaklanan birşey belki de...
  • bunlarin en onemli ozelligi bayram icin alinmasiydi.
    (bkz: 80lerde cocuk olmak)
  • sarkidan cok cocukluğumda ki bayramlari hatirlatti bu baslik bana.her bayram kirmizi rugan ayakkabi,bayram gününden önce giyilmesine izin verilmeyen beyaz kulotlu corap ve kirmizi lacivert kareli elbise,ellerini öpmeye zorlandığım ya$lılar,limon kolonyasi,misafire tutmam gereken $ekerden caktirmadan*agzima bitane atmam ve agzimda eriyen $ekerle beraber aklimda da eriyen "bi gun ben de ya$lanicam" dusuncesi..
  • küçüklüğümden beri vazgeçemediğim ayakkabı cinsidir. bu yaşıma geldim (ne varmış ki yaşımda) hala evde en üst ayakkabı rafında giymemi bekleyen şirin ve parlak kırmızı pabuçlarım vardır.
hesabın var mı? giriş yap