kıyı

• erdoğan alkan şiiri
• -kıyı-
  tdk ''kara ile suyun birleştiği yer'' demiş. kastırmaya gerek yok.
• gozden kaybetmeye cesaret edemedigimiz zaman, yeni okyanuslar kesfedemeyecegimiz seymis. ^*
• eylül-ekim sayısı ile, okuyucusuyla 198. kez buluşan, iki ayda bir yayımlanan, trabzon kökenli kültür sanat dergisi. sanat yönetmenliğini şair ahmet özer üstlenmektedir.
  
  varlık dergisi'nden sonra, türkiye'nin edebiyat tarihine en çok tanıklık etmiş dergidir.
• i. (bir şeyin) yanı, kenarı.
  "yolunu gözledim deniz kıyında."
  "güçlü bir istekle yaşamın kıyıcığına atıvermiştim kendimi."
  
  ii. insanın kenarda köşede sakladığı (para vb). (bu anlam tdk'da yok)
  
  not 1: "deniz kenarı" anlamı, "kenar" anlamının daralması ile oluşmuş gibi.
  
  not 2: "kıyısı" yerine "kıyı" kullanımı yaygın, sanki kelime "kıy" şeklindeymiş gibi. burada bir düzensizlik olduğunu zannediyorum. (bkz: güvey)
  
  not 3: ikinci anlamı içeren şuna benzer bir atasözü vardı: "çingene gezmiş, dolaşmış, gene kıyım, gene kıyım demiş." (insanlardan almaya çalışacağın borç para, kenarında saklamış olacağın paraya benzemez)
  
  (bkz: kıyılamak)
• istanbul tarabya'da sehrin en iyi balikcilarindan biri.
• (bkz: kıyı müzik)
• “bir de denizsiz yapamam. yaşamım bir kıyının yaşamı gibidir."
  
  edip cansever
• deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan kıyı çizgisi ile bu çizgiden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını oluşturan kıyı kenar çizgisi arasında kalan alana kıyı denir.
• düşüncelerime duraklık eden girintili çıkıntılı mekandır. dalgaların usul usul çarptığı bir saatte tenime çarpan esintiler, ay ışığı ve denizin üzerinde dans eden yakamoz parıltıları biletsiz yolcularıdır. kararan havaya aydınlık bahşetmek için var olan yolcular gibi...
  
  sert kayaların gizemli kapısını çalar ansızın. dur durak bilmeyen yolculardır varoluş sebebi. dakikaların yarış içinde olduğu bir saniyede geçerler son duraklarından. giden gider, kıyı kalır olduğu yerde; dar kayalıkların en serin gölgesinde...