• sozlerini okuduktan sonra dinleme istegi uyandiran $arki, buyrunuz sozlerini :

    taze sikilmi$ ruhum, bayatlami$ bahanelerim
    cilekli dondurma ile televizyon seyrederim
    derken bir film ba$lar, icinde kendimi ararim
    kahramanlari herkes sever, bense siradan bir adamim
    en heyecanli yerinde filmin, telefon calar, sevgilimdir
    merak ettigi tek $ey ozleyip ozlemedigimdir
    yine de keyifli bir gun
    balkona atarim kendimi, dolunay degi$tir beni
    oyle derine dalayim ki, kabarciklar bile gozukmesin
    derken bir yildiz kayar, tutsam bile elim yanar
    ruhumu ceker medcezir, geri vermezse i$ime gelir
    insan bazen kaybolmak ister, kendi kendine kalmayi ozler
    hayaller kurmayi sever, gercekler bazen az gelir
    bu dunya bazen dar gelir, bu hayat bo$ gelir
    yine de keyifli bir gun
  • (bkz: guzel bir gun)
  • icinde kendimi aramama sebep olmu$, tipki sozlerindeki gibi.

    "derken bir film ba$lar, icinde kendimi ararim "
  • son zamanlarda bıkıp usanmadan, üst üste dinlediğim bir redd parçası. tüm albümün başarısı bir yana, bu şarkı çok özel bir yer edindi bende. avucunuzun içerisinde tutmaya çalıştığınız ufak bir su birikintisinin, gözle görünmeyecek kadar minik bir aralık bulup sızıp gitmesi ardından hissedilen üzüntü /hayal kırıklığı/ şaşkınlık gibi bir şey. ya da bana yükledikleri bundan ibaret.

    "balkona atarım kendimi, dolunay değiştir beni
    öyle derine dalayim ki, kabarcıklar bile gözükmesin
    derken bir yıldız kayar, tutsam bile elim yanar
    ruhumu çeker medcezir, geri vermezse işime gelir."

    kimseler bilmesin, kimseler duymasın, kimseler anlamasın şarkısı.
  • yanında hayatın bile boş geldiği ulvi bir doğan duru* parçasıdır.

    o nasıl bir ton, o nasıl bir mağrur ses, o nasıl bir sindirmişlik, farkındalık, olgunluk dedirten...
    dedikçe ve dinledikçe insanı kendinden (vaz)geçiren yaşamla son dört dakikadır.
  • sabah uyandiginda "evet olacak" diyebiliyorsan, gerceklesecek mucizedir.
  • hiç umulmadık bir anda bağlaç görevi görmüş bir redd parçasıdır.

    bir yaz akşamı çubuklu hayal kahvesinde redd konseri olmaktadır. zira playlistte bu parça bulunmamakta ve çalınmasını isteyen birkaç kişi de her parça bitiminde ve başlangıcında bu parçayı adeta haykırmaktadırlar. sonra solist * her zamanki sakinliğiyle durur, mikrofona yaklaşır ve gayet kendinden emin bir tavırla parçayı isteyenleri sahneye davet eder. onlar da hiç çekinmeden gelirler ve keyifli bir günü birlikte söylerler. biz seyirci edasıyla konserden ayrılıp giderken aslında arayı kaçırmışız. zira esas olay biz gittikten sonra başlamış;

    http://www.hurriyet.com.tr/…azar/6196448.asp?gid=59

    keyifli bir gün için dön be dünya!
  • köprü geçiş şarkısı.
    neden bir o tarafa, bir bu tarafa geçiyorum'u düşünürken, düşünmeyi bırakıp şarkı söyleten.
  • güzel bir rüyayi bitirip uyanmıssınız sabah. kar yagacak diyenlere nispet, bir günes dogmus ki odanıza. sabah kahvenizi icip dısarı atmıssınız kendinizi, gün bir gülmüs ki yüzünüze. kafanız acık, her detayı görebilir halde algılarınız. dolmus sırası yok, en sevdiginiz ön koltuk bos, 2-3 dakika icerisinde doluyor dolmus. kulagınızda en sevdiginiz sarkıya icinizden mırıldanarak eslik ederken, trafik de akıyor her ne hikmetse. iptal edilen hüzünlü bir yolculugun biletini geri vermek üzere iciniz hafif sızlayarak satıs ofisine giriyorsunuz ikinci kez. bir yere seyahat edecek az insan var o gün nedense. sıra fisinizi alıyorsunuz, bir önceki gelisinizde aldıgınız sıra numarasının degisik bir kombinasyonu oldugunun farkina varıyorsunuz elinizdeki numaranın, rakamlar aynı sıraları degisik. hayat garip diye düsünüyorsunuz. kaybedilen bir sans, kaybedilen bir bilete denk düsüyor derken, bankodaki güzel yüzlü görevli biletinizi acık bilete cevirebileceginizi üstelik ceza ödemeniz gerekmedigini ve millerinizi de kaybetmeyeceginizi söyleyip, gözünüzde yeryüzüne inmis bir melek oluveriyor, kilise korosu esliginde. herkes, tanıdık tanımadik herkes pek bir güleryüzlü bugün. neşe icerisinde her zaman gittiginiz cafeye gidip dost bildiginizle kücük ama mutlu bir sohbet ederken o sırada telefon eden kız arkadasınız size yeni bir tatil planı yapıyor birlikte, bu sefer karlı bir ülkeye. dolmusta dinlediginiz sarkıcının dogdugu ülkeye. "otel bakmaya baslıyorum ben" diyor arkadasınız ve kilise korosu tekrar söylüyor kulaklarınızda.

    bugün hava güzel, kahvenin tadı lezzetli. gerinip kanatlarımı silkeledim yolda. ve dedim ki,

    "evet bugün keyifli bir gün,

    temizleniyorum galiba..."
  • her sabah evden okula giderken yaklaşık 2,5 kez dinlediğim şarkı. akustik versiyonu ama; ilk albüm kaydından çoook daha fazla huzur veriyor, sanki.

    uyku düzeni olmayan, sabahları evden sürünerek çıkabilen ve ancak yarım litre sade kahveyle kendine gelen birinin (ben evet) güne sakin ve huzurlu başlamasını sağlayan tek şey oldu bu şarkı artık.

    sağ olsunlar, iyi ki yapmışlar bu şarkıyı...

    uyumak için ise bkz: her neyse
hesabın var mı? giriş yap