• (bkz: kleopatra)
  • antik cagin buyuk metropolleri arasinda yer alan kentin surlarindan geriye kalan tek kalintidir gunumuzde bir kac kez onarim geçiren bu tek girisli kapi ,buyuk olasilikla daha eski bir kapinin uzerine bizans doneminin baslarinda insa edilmis olmali (kaynakca:tarsus tanitim brosuru)
  • tavlada du$se atinca, rakibin 6 kapisini kapama olayinin teknik ismiidir.
  • önceleri deniz kapısı olarak kullanılmaktaymış. deniz çekilince kapı tarsus'un ortasında kalmış. evliya çelebi de tarsus'u anlatırken iskele kapısı diye bahseder.

    en kötü restorasyon örneklerinden biri. bugünkü halinin eski hali ile pek ilgisi kalmadı, modern bir kapı görünümünde.
  • kleopatra'nın marcus antonius ile buluşmak için sandallarla geçtiği kapı. o zamanlar oralar hep denizmiş tabii, sular çekilmiş yüzyıllar içinde. çocukluğumdan hatırladığım, halk kendi arasında kancık kapı derdi fakat sonraları bu söylem yerini orijinal ismine bıraktı.

    tarsus'ta görülmesi gereken yerlerden biridir. tam altına geçer, gözlerinizi tarsus sıcağının altında kapatır, kleopatra'nın buradan sandallarla geçtiğini hayal edersiniz.
  • akp'den çok önce, anap zamanında restore edilip berbat hale getirilmiştir...aynı zihniyet işte. al birini vur ötekine...
  • "tarsus kent merkezinde, mersin caddesi üzerinde, geniş bir alanda bulunan kleopatra kapısı, antik kente ait ayakta kalan tek kapısıdır. kapının yapım dönemi ile ilgili araştırmalar, inşası sırasında kullanılan malzemeye göre bizans dönemi sonları ya da abbasi dönemi’nde yapıldığını göstermektedir. ayrıca şimdiki kapının bulunduğu yer, daha önce eskisinin varlığına da işaret etmektedir. antik tarsus kentine girişi sağlayan dağ kapısı, adana kapısı ve deniz kapısı olmak üzere üç kapısı bulunuyordu. evliya çelebi, seyahatnamesinde tarsus'u anlatırken, bu kapı için "iskele kapısı" diye yazmıştır. yapımında kesme taşlar ve horasan harcı kullanılmış, geçiti oluşturan tek kemeri at nalı şeklinde olup kapının yerden yüksekliği 8.50 m., ortada kalan genişliği ise 5.60 m.'dir. iç içe iki surdan oluşan kentte, savaş anında kapılar kapanmaktaydı. kleopatra kapısı da bu surların kapılarından birisidir.

    julius ceaser’ın (sezar) i.ö. 44 yılında suikast sonucu öldürülmesi üzerine oluşturulan üçlü yönetimden marcus antonius i.ö. 41 yılında anadolu’ya geçmiştir.

    günümüzde ziyaretçilere kleopatra kapısı’nı gezerken, onlara tarihi bilgiler ve çeşitli hikayeler anlatılmaktadır: “mısır’ın tahtında oturan ünlü kraliçe kleopatra ve genç imparator adayı romalı general marcus antonius buluşmak üzere tarsus'a geldiklerinde büyük bir törenle karşılandıkları, kent halkının büyülendiği ve tarsus’u bir anda dünyanın kalbinin attığı en önemli merkez haline getirdiği, kleopatra ve marcus antonius’un birbirlerine duydukları aşkın gücü” bunlardan bazılarıdır. bu nedenle deniz kapısına kleopatra kapısı da denilir.

    deniz kapısı daha sonraki yıllarda yıkılmış, yerine devşirme taşlardan bugünkü kapı yapılmıştır. ancak günümüzde yapılan restorasyon çalışmaları ile kapı özgün görünümünü kaybetmiştir."

    kaynak

    farklı dönemlerden birkaç tane görselini de aşağıda paylaşıyorum.

    1 2 3 4 5 6
  • daha 30-40 yil oncesine kadar tarsusluar kancık kapı dermiş bu kapiya. basitce kadin/disi anlaminda mi kullanmislar kancik kelimesini bilemiyorum.

    yok eger kufur icin kullanildiysa; augustus'un kleopatra-markus antonyus ikilisine karsi yaptigi itibarsizlastirma kampanyasinin yaklasik 2000 yil boyunca halk arasinda dilden dile yasadigini gosteriyor olabilir. gercekten muazzam.
  • az önce ben de geçtim bu kapıdan, ilk kez. bir kleopatra olmasam da...

    şu an tarsus'un en merkezi noktalarından birinde, kolayca ulaşılıyor. bu kapıya tarih kitaplarında liman kapı da deniyormuş. burada bir zamanlar deniz olduğunu düşünmek insanı hayrete düşürüyor. tabi ki şu an restore edilmiş durumda.
  • yok be abi, yine de iyi toparlamışlar(?). gerçi şu anki görünümü, üni girişlerindeki o abuk kapılara benziyor ama, neyse.

    bu arada, abi neden kendi haline bırakmışlar bu güzelim nadide kalıntıyı yahu? resmen bir trafik göbeği nişanesi olarak kullanıyorlar. yapsanıza abi etrafına güzel bir peyzaj düzenlemesi, yola da bi' çare bulunur elbet.
    kleopatra ve marcus antonius gibi iki dehşet şahsiyetin hatırasını ihtiva ediyor bünyesinde. turisti muristi geç, yahu toplumsal hafıza için ne müthiş değere sahip bu biliyor musun? etinden sütünden her şeyinden faydalanılır, tarihe saygısızlık etmeden. şu düz turist anlayışından ve geçmişe, şimdiye ve geleceğe ilgisizliğimizden vazgeçmeliyiz artık.

    sağ cenah geçmişle yaşayıp, şimdiyi unutuyor. sol cenah da şimdi ile yaşayıp geçmişi. bir ortamız yok çok şükür (yine bulaştık siyasete anasını satayım).

    ekleme: liman veya deniz yolcularının/taşıtlarının karşılama kapısı olarak imgelem yapılamıyorsa, rome dizisi 2. sezon 9. bölümün başına bakılabilir (dk 3:20). iskenderiye'de örneği var.
hesabın var mı? giriş yap