• ilgili seylerin birbirlerine göre konumu.
    (bkz: constellation)
  • (bkz: kümelenme)
  • latince constellatio'dan (con – birliktelik ve stella – yıldız) fransızcaya constellation olarak geçen kelimenin türkçe okunusu. (hani su aslında intellectuel yazılan ama tek-l-ile-okunan-entelektüel var ya ; ona benzer bir durum ile karşı karşıyayız). türkçe karsiligi takimyildiz'dir. zamanla parlak, degerli vs. olduguna inanilan degisik cisim, kisi vs. nin biraraya gelmis hâli için de kullanilir olmustur. kümelenme bu hâlin karsiligidir.
  • konstelasyon en sade tanımıyla bir sistem içindeki öğelerin birbirlerine karşı konumu durumu ve etkileişimi demektir.

    bir psikoterapi tekniği olarak sevgili bert hellinger tarafından geliştirilip dünyamıza armağan edilmiştir. türkiye'de ise bağlantıyı ukdemçatısı altında değerli çalışmaşarıyla sürdüren pek çok öğrencisi ve meslektaşını bu şemsiye altında buluşturan sevgili hocamız göksel karabayır ı araştırabilirsiniz.
  • sistem terapisi konusunda türkiye'de çalışan önemli isimlerden göksel karabayırın anlattığı biçimde 'kimler konstelasyon çalışmalarından faydalanabilir?':

    • açıklanamayan derin üzüntü, utanç, kızgınlık ve suçluluk duygusu yaşayanlar.
    • dış çevreden gelen tetiklemelerle düzensiz ortaya çıkabilen öfke patlamaları yaşayanlar.
    • bozucu ve yıkıcı davranışları yapanlar ya da bu davranışlara maruz kalanlar.
    • ilişkilerde yaşanan başarısızlıkların, karışıklıkların ve kargaşaların tarafları (aile içinde anne-baba, kardeşler,karı-koca veya çocuklar ile)
    • birden fazla evlilikler sonucu olan çocuklar ve iç içe geçmiş ilişkiler.
    • iş yaşamındaki sorunlar ve para problemleri.
    • organizasyonlarda, şirketlerde karışıklık, kargaşa yaşayanlar (şirket sahipleri, yöneticiler, departmanlar, çalışanlar).
    • yaşamının yönünü amacını kaybettiğini düşünenler.
    • tekrarlayan kazalar.
    • kişisel yaratıcılığımızı ve otonomimizi kaybetmeden iç içe olduğumuz gruplara ait olmakta zorlananlar.
    • kişisel göçler ya da daha önceki kuşaklarda yaşanan göçler sonucu yeni kültüre uyum zorluğu yaşayanlar.
    • takıntılı davranış ve düşüncelerle yaşamak durumunda olanlar. (sık sık yıkanma, sayı sayma gibi)
    • erken çocukluk döneminde, anne-baba-kardeş kaybı yaşayanlar ya da ayrı kalmak durumunda olanlar.
    • aile sisteminde kaderi ağır olarak algılanan bir kişinin ismini taşıyanlar.
    • görünürde her şey son derece olumluyken sahip olduklarının tadını çıkartamayıp mutsuz olanlar.
    • kadın-erkek ilişkilerinde problem yaşayanlar ve mutsuz olanlar.
    • aile sistemindeki dinamikleri, iş yaşamına (patronuna, yöneticisine ya da çalışma arkadaşlarına) yansıtanlar.
    • zihinlerde oluşan korku, endişe ve kaygılarla yaşamlarını belirli sınırlara hapsolmuş biçimde sürdürenler.
  • aile dizimi dedikleri genelde akademik yeterliliği bulunmayan kişilerin, kendilerini kolaylaştırıcı ilan ederek insanlardan para söğüşledikleri sektördür. bir faydası yoktur bosuna para vermeyin.
  • konstelasyon kavramı, bir sistem içersindeki ilişkili öğelerin, birbirine göre konumu, durumu ve birbirinden etkileşimi anlamına gelmekle beraber; psikoterapi literatürüne dünyaca ünlü alman psikoterapist, filozof prof. dr. bert hellinger tarafından oluşturulan, orijinal adı “famillien aufstellung” olan ve uluslararası alanda ”family constellation work” olarak bilinen “aile konstelasyon çalışmaları” ile girmiştir.

    bert hllinger, 1970 ve 80’lerde batı dünyasının mevcut kaynaklarıyla eğitim görmüş ve çalışmıştır; freudyen psikanalitik yorumlama, janov’un primal çalışması, carl rogers’ın grup çalışması, eric berne tarafından benimsenen transaksiyonel analiz, virgina satir’in aile heykeli çalışma tekniği, grinder, bandler ve dilts sonrası nöro-lingusitik programlama… en sonunda moreno’nun aile dinamiklerini sahnelediği psikodrama tekniğinden esinlenerek, kendi aile konstelasyonu tekniğini geliştirmiştir.

    bu yöntem, daha önce bilinen ve uygulanan sistemik ve fenomenolojik yaklaşım ile temsilci algısı fenomeninin entegrasyonu sonucu oluşmuştur ve bu muhteşem bileşim sonucunda ortaya çıkan “bilen alan”, klasik psikoterapinin tıkandığı noktada, insan ruhuna derin ve” farkındalıklı” bir bakış sunmaktadır.

    bu yaklaşım, her ailenin kuşaklar boyu süre gelen yapı itibariyle bir sistem oluşturduğunu ve bireylerin anne karnında filizlenmesinden itibaren bu sistemin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyler.

    *, başlarda bir misyoner olarak bulunduğu güney afrika’da, on altı yıl boyunca oradaki ilkel kabileler ile iç içe yaşamış; bu insanların birbirleriyle, atalarıyla ve varoluşla ritueller aracılığıyla kurdukları ilişkiden derinden etkilenmiştir. sonrasında, bu deneyimleri insan ilişkilerine fenomenolojik gözlem çerçevesinden baktığında onu, aile sistemi içersindeki bilinçdışı düzenin temel dinamiklerini kavrama noktasına getirmiştir.
hesabın var mı? giriş yap