• okuyan us tan octavio paz'ın acayip sıkı kitabı
  • (bkz: vallaha mı)
  • bulması pek bi zor olan kitap. tanışmadığım sahaf kalmadı bu kitap için. bulması çok zor olan bir diğer octavio paz kitabı için (bkz: yalnızlık dolambacı)
  • "bu sayfaların başında anılan tek merkezli daireler imgesi, yine ortaya çıkıyor: cinsellik kök, erotizm sap, aşk ise çiçek. ya meyve? aşkın meyvelerine dokunulamaz. aşkın gizemlerinden biridir bu." octavio paz - la llama doble amor y erotismo

    "mantığımızın ittiğini tenimiz bağrına basar."

    "kadın özgürlüğü olmadan aşk sözkonusu değildir." octavio paz - la llama doble amor y erotismo
  • insana ne kadar az okuduğunu hissettiren bir kitap daha. türkçeye "çifte alev aşk ve erotizm" ismiyle çevrilmiş. (everest yayınları) doğudan batıdan okumadığı eser kalmamış gibi görünen yazar, aşkı ve erotizmi anlatırken değinmedik bir alan bırakmıyor; felsefe, bilim, mitoloji, din, tarih, sanat, edebiyat, medya… eski ve yeni, çeşitli edebî eserlerden alıntılarla ve hangi dönemin, coğrafyanın, şairin veya yazarın hangi eserinin okunması gerektiğiyle ilgili bilgilerle dolu, genel anlamda dopdolu bir kitap. özellikle aşağıdaki roman övgüsüyle kalbimi kazandı.

    “erotizm cinselliğin bir eğretilemesi, şiir, dilin erotikleştirilmesidir. aşk ile şiir arasındaki ilişki daha da sıkıdır. önce lirik şiir sonra da -kendi tarzında bir şiir olan- roman, aşk yüklü duygular iletir. şairlerin, oyun yazarlarının ve romancıların bize aşk üstüne verdikleri bilgi, felsefecilerin düşüncelerinden daha değersiz, daha sığ değildir. dahası, doğruya, insansal ve psikolojik doğruya daha yakındır çoğu zaman.”

    tomris uyar'ın türkçesine gelince, tam anlamıyla tansıksı demek istiyorum. sık sık şaşırtı, yadırgı, fışkırtı, çatışkı, yetke, yetingenlik, dirimsel, edim, imgelem, siyasa, temrin, görünü, ilenç, erek, tasım, tilmiz, ezinç, kılgı, izlek, istenç, humor, biçem, gömütlük, sabuklama, trubadur, değgin, teşrih, tecimsellik, özgeçi, ölçünsel, bilisizlik, sayrılık, erginlenme, iğva ve benzeri kelimeler kullanmış ama okuma zevkini azalttığını düşünmediğim için gülüp geçtim. önemli saydığım birkaç yazım yanlışı ve ı ile n harflerinin yan yana gelince m gibi görünmesine daha çok takıldım.

    sonuç olarak, kitabı, bir deneme kitabı için gayet akıcı bulduğumu, bunu yazarın şiirsel çağrışımlar yapan üslubuna ve konunun ilgi çekici olmasına bağladığımı söylüyor, aşkla ilgili bir kitap okuyup aşkla ilgili bir şey yazmamak olmaz diyerek sevdiğim bölümlerden son bir alıntı ekliyorum: “aşk, cennetle yeryüzünü kaynaştırır, bu da büyük bir yıkıcılıktır. “seni sonsuza kadar seveceğim,” demek kısacık ömürlü, değişken bir yaratığa iki kutsal özellik yakıştırmaktır: ölümsüzlük ve değişmezlik. çelişki gerçekten trajiktir. et zamanla çürür ve günlerimiz sayılıdır. yine de âşık oluruz. beden ve ruhla, bedende ve ruhta âşık oluruz.” … “ biz zamanın ve rastlantının oyuncaklarıyız; hastalık ve yaşlılık, bedeni çarpıtır, ruhun yolunu şaşırtır. ama insanoğlunun ölümle yüz yüze gelmek için bulduğu yanıtlardan biri de aşktır. aşk ile, bizi öldüren zamandan bazen cennete, bazen cehenneme çevirdiğimiz birkaç saat çalarız. ikisinde de zaman genişler, bir ölçü olmaktan çıkar. gerçi aşk hem mutluluk, hem mutsuzluktur, ama ikisinin de ötesinde yoğunluktur aşk. bize sonsuzluğu değil, hayatı, zaman ile mekânın kapılarının azıcık aralandığı o ânı verir: burası orasıdır, şimdi de her zamandır. aşkta her şey ikidir ve her şey bir olmaya çabalar.”
hesabın var mı? giriş yap