lavaboya gitmek

• tuvalete gitmenin kibarcası.^*
• lavaboya kadar gidiyorum da denir kibarlık abardıkça.
• elleri yıkama ihtimalinin de olduğunu belirtir, direkt olarak "çişe gidiyorum" ya da "çok yedim, çatır çatır sıçacağım" gibi söylemlerden daha kullanılası olduğu kesindir.
• (bkz: yolda ped değiştirmeye çalışan kadın)
• (bkz: sıcmak)
• görgüsüz insanın kibarlık safsatası içinde gereksinim karşılamaya taktığı saçma ad.
  tuvalete gitmek ne zamandan beri ayıptır da nazik etmek gerekir acaba?
  o zaman koltuğa gidin salon niyetine;
  komodine gidin, yatak odası niyetine;
  portmantoya gidin antre niyeti;
  ya da bırakın allasen...nereye ne yapmak için giderseniz gidin, bu kibarlık falan değildir;
  başı ile selam veren insanı görmezlikten gelen lavaboya gitse ne olur gitmese ne olur?
• ayak yolu tabirinin turevi topluluk icersinde kusarcasina lovoboyo gideyim diyede cikabilir agizdan
• bir restorauntta lavabo sorup da gösterilen yere gittiğimde sadece sıralanmış lavabolar gördükten sonra vazgeçtiğim eylem.
• kibarlık budalalığı. aynı kişiler üzerinde eau de toilette yazan sıvılara tonla para sayıp saçına başına hoyratça püskürtmekte fakat tuvalete gitmemektedirler. bir gün bunlardan birine "aa siz lavaboya mı yapıyosunuz?" deme isteğiyle yanıp tutuşsam da bu kişilerin genelde bulundukları ortam nedeniyle hayvansın rıza tepkisi almaktan korkuyorum sözlük.
  
  lavaboya gidenlerin bir üst segmentiyse içinde özütenlerdir. bu kişilerin sindirim sistemi erke dönergeci mantığının tam zıttıyla çalışır. yani erke dönergeci yoktan var edebiliyorken, içinde özütenler ise var olanı hiç bir iz bırakmadan yok edebilmektedirler.
  
  "ay siz sıçıyo musunuz çok iğvrenç bşiy yağğ.."
  
  buradan tüm içinde özüten kızlara selam ederim.. ^*
• konu hakkında yiğit özgür'ün yorumu da güzeldir: agresif ertan