• şuhluğun kitabını yazan baygın marilyn ilk filmi all about eve'den sonra yaptığı ucuz filmlerden ne kadar çok mutsuzdu.. ömer hayyam ve rilke okurdu.. freud okurdu...

    yves montand ile birlikte..

    all the gentle lot of conversation is deader than the dead sea scrolls
    we've become the mutest kind of nation,
    we're uncommunicating souls
    noone talks, noone talks!
    it's something we seldom ever do
    noone talks, noone talks"

    marilyn.. usulca...

    noone talks but...you
    let's make love
    "here we sit and we chatter
    what are we thinking of?
    let's not make with the patter
    baby, let's make love"

    if you roar like a lion, i could coo like a dove!
    if your sold begin buyin', baby lets make love!
    "gosh, it's hot"
    no, don't turn tv on,
    instead just turn me on
    i'll light up like neon
    just a tiny section of your affection
    in my direction will do, ooh

    "you'll just love my embraces 'cause they'll fit like a glove
    we'll be off to the races maybe..."
    kiss me baby, let's make love

    don't just lay there.. honey do something..

    don't just contemplate me
    prove that you don't hate me
    come on, ask you, late me...

    "maybe moonlight works with me,
    come to groups with me,
    lips to lips with me, do"

    "you'll just love my embraces"
    cause they'll fit like a glove
    "we could get down to cases,maybe..."

    kiss me baby, let's make love
    let's make love
  • az önce business channell'da izlediğim ve boktan olarak nitelendirdiğim haftasonumda bana güzel saatler geçirten film. sarışın hatunun sondaki saçma oyunculuğu olmasa daha bir şukela olacakmış. hitchcock haksız değilmiş...
    welsh denen karakter muazzam...
  • yanlış anlamalarıyla, komik tesadüfleriyle, tanrıça misali salınıp duran marilyn monroe'nun abartılı ama tatlı oyunculuğuyla türk filmi tadı veren eğlenceli film. başroldeki yves montand da yakışıklılığıyla ve zarafetiyle göz doldurur.
  • (bkz: dick rogers)
  • komedi numaraları öğrenebilmek için milton berle, şarkı söylemeyi öğretmesi için bing crosby'yi, dans için gene kelly'yi tutacak kadar zengin bir adamın, -gerçek kimliğini ifşa etmeden- aşık olduğu amanda* elde edebilmek amacıyla yaptıklarını güzel bir dille anlatan keyifli film.
  • singin' in the rain'den sonra durup durup bazen baştan bazen parçalı izlediğim, çünkü inanılmaz naif, etkileyici, komik, romantik kısaca süper bir film bu. fırsatını bulan guzel vakit gecirmek istediginde izlesin, pişman olmayacaktır.
  • aslında bu film sinema eleştirmenleri tarafından marilyn monroe'nun en zayıf filmi olarak kabul edilir. zaten marilyn'de senaryoyu ilk okuduğunda zayıf bulup hiç beğenmediğinden filmde oynamak istememiş ancak kontratı gereği bu filmde zorla oynamak durumunda kalmıştır. sonradan amanda rolünün oynadığı en kötü rol olduğunu söylemiştir. arthur miller ise marilyn'nin isteği üzerine senaryoyu geliştirmek için biraz çabalasa da o da fazla bir şey yapamamıştır. nitekim film ne ticari ne de kritik bir başarı kazanmıştır. sinema tarihi açısından olmasa da bu filmi magazinel olarak önemli kılan şey marilyn ile rol arkadaşı evli yves montand arasındaki yasak aşk olmuştur. kısaca çok derin ve sinemasal değeri olan bir film olduğu söylenemez ancak güzel müzikleri ve dansları, başrol oyuncuları ve basit konusuyla vakit geçirmek için ideal bir filmdir.

    http://www.imdb.com/title/tt0054022/
  • marilyn monroe'nun ünlü filmleri some like it hot ile the misfits arasına sıkışan ve en az onlar kadar iyi olan gözden kaçmış filmi. günümüz birçok romantik-komedi filminden daha başarılıydı. monroe'nun bus stop filmiyle başlayan oyunculuktaki yükselişi bu filmle de devam etmiş. keşke bu kadar erken ölmeseydi. oyunculukta en son geleceği limiti merak ediyor insan.
  • 2018 çıkışlı brazilian girls albümü. karaköy isimli şarkı güzel, diğerlerini dinlemedim.
hesabın var mı? giriş yap