• beynin farklı bölümlerinin farklı işlevlere sahip olduğu düşüncesi.
  • sesin cıkıs kaynagının yerini belirlemedir.
  • 'sshit!' kelimesini 'hasssiktir!' şeklinde çevirmektir bu.

    buradan bütün çeviri işiyle uğraşanlara sesleniyorum shit kelimesinin türkçedeki kullanım karşılığı "hassiktir, hastır!" ve benzeri ifadelerdir.

    lütfen abuk sabuk "lanet olsun, kahretsin!" şeklinde çevirmeyin.

    teşekkürler.
  • genel itibariyle altyazı çevirmenlerinde göze çarpar bunun eksikliği. özellikle de küfürlü ve argo diyalogların çevirisi esnasında.

    mesela şu ifadeyi ele alalım:

    - give me that fucking keys, bro!

    bunu, lokalizasyon irfanından yoksun çevirmenlerimiz şu şekilde çevireceklerdir:

    - şu lanet olası anahtarları ver, birader!

    halbuki, lokalizasyonun gerekliliğini yüzümüze yüzümüze vuran doğru çeviri şöyledir:

    - kardeşim, ver şu siktiğimin anahtarlarını!

    (çünkü türkçede, "kardeşim", "birader", "dostum", "adamım" gibi ifadeler, ingilizcedeki gibi cümlenin sonunda belirtilmez. hele ki, bir tartışma esnasında konuşmaya "kardeşim..." diye başlamak adettendir. "...lanet olası..." ifadesiyle de zaten artık beş yaşındaki bebeler bile dalga geçiyor. buna ısrarla devam etmek, lokalizasyon bilgisinin eksilere indiğini gösterir. türkçede, bir nesneye küfürlü vurgu yapılacaksa, "siktiğimin", "amına koyduğumun" gibi ifadeler kullanılır. kibar olacağım diye kişinin kendi toplumuna yabancılaşıp ikiyüzlülük yapmasına gerek yok. dizimag'e çeviri yapıyorsun hem, cnbc-e'ye değil. denetlenmiyorsun bile ama "...lanet olası..." diye tutturmuşsun bir kere. tutturma.)
  • lokalizasyon global ve globalleşmek isteyen şirket ekonomilerini en çok etkileyecek olan alanlardan biridir. üretilip sınır ötesinde satılan her ürün lokalizasyonu yapılmış olarak elimize ulaşır. kullandığımız arabalar, şampuanlar, ilaçlar, yiyecekler gibi akla gelebilecek her türlü satılan malın arkasında bir lokalizasyon süreci vardır.
    lokalizasyon bir ürünün herhangi yabancı başka bir ülke pazarına sunulması esnasında ortaya çıkan bir ihtiyaçtır ve ülkeler arası anlayış farklılığını ortadan kaldırarak global bir ürünün yerel açıdan algılanmasını sağlar. lokalizasyon sayesinde ürün, hedef ülkenin hem diline hem de kültürüne adapte edilmektedir.
    başarılı bir lokalizasyon işlemi gerçekleştirildiğinde, fransa veya çin’de veya türkiye’de yaşan bir tüketici, satın almış olduğu ürün ya da hizmetin, kendi ülkelerinde geliştirildiği veya üretildiğini düşünecektir. bir ürün aslında amerika’da üretilmiş olabilir ancak lokalizasyon sayesinde hedef tüketicisi, satın almış olduğu ürün ya da hizmeti kendi ülkesinin bir malıymış gibi algılayacaktır. bizim ülkemiz için en güzel örneklerden biri “ace” çamaşır suyudur. ayşe teyze’nin çantasından çıkarıp gösterdiği ace aslında amerika’nın dev markası procter&gamble (p&g)’ın ürünüdür.

    sektör olarak lokalizasyon, p&g, microsoft, sony, apple, fritolay gibi büyük uluslararası markalara hizmet verir. yerele doğru hitap etmenin bilincinde olan bu büyük markalar, lokalizasyon ve çeviriye büyük bütçe ve özen ayırırlar. yani lokalizasyonun büyük şirketlere olduğu kadar çevirmenlerin ekonomilerine de büyük katkı sağladığından söz edebiliriz.

    lokalizasyon fonksiyonel, kültürel ve legal lokalizasyon olmak üzere üç şekilde yapılır. fonksiyonel lokalizasyon adından da anlaşıldığı gibi ürünlerin fonksiyonuna, yani farklı coğrafyalarda çalışabilmesine dayalı olarak yapılan lokalizasyon türüdür. örneğin her ülkede priz girişleri aynı değildir ve samsung gibi büyük elektronik şirketleri dış pazarlara ürünlerini satarken bunun bilincinde olarak ürünlerinin fiş kısımlarını değiştirirler. başka bir örnek verecek olursak japon markası olan honda bizim ülkemize araç satarken arazilerimiz engebeli olduğu için süspansiyonlarını yükseltmek zorundadır. amerikan malı olan bir araçta kilometre göstergesi diye bir parça arayamayız çünkü amerika’da metrik sistem kullanılmaz. bu araçlar yine ülkemize gelirken göstergeleri milden kilometreye çevrilir. ingiltere’ye gönderilmeden önce direksiyon sağa alınır. dolayısıyla fonksiyonel lokalizasyon hayati öneme sahiptir.

    kültürel lokalizasyon hedef kitle ürünü anlasın, kendi kültürüne daha yakın bulsun ve satışını düşürecek etkenler ortadan kaldırılsın diye yapılır. en güzel örnekleri mcdonalds’tan verebiliriz. mcdonalds neredeyse her ülkede mcturco gibi o ülkeye özel burgerler üretmektedir. ayrıca türkiye’de domuz etli ürünlerinin satışını yapmayıp menüsüne ayran eklemiştir. birleşik arap emirlikleri’nde ikea kataloğuna baktığınızda çok nadir kadın görürsünüz. ayrıca yazılar sağdan sola okunduğu için afişlerdeki görseller de sağdan sola bakılacağı düşünülerek düzenlenir. aynı şekilde renkler de ülkeden ülkeye farklı anlamlar taşıyabileceği için ürün ve mekan tasarımları bu durum dikkate alınarak yapılır. bir başka örnek olarak 4 parmaklı bilgisayar oyunu karakterlerinin japonya’da 3 ya da 5 parmaklı olduklarını görürüz. bunun nedeni de japon mafyası yakuza’nın düşmanlarının serçe parmaklarını kesip onları 4 parmaklı bırakmasıyla ünlü oluşudur. 4 parmağın japonlarda bıraktığı etki bizde bıraktığı etkiden çok farklıdır. chevrolet yeni çıkardığı araba modeli nova’nın güney amerika’da satışlarının çok düşük olduğunu görünce araştırması sonucu insanların arabaya güvenmediğini görüp başka bir isimle pazarlamıştır; çünkü nova ispanyolca’da “gitmez” demektir.

    legal lokalizasyon ise şirketlerin yasal engellere takılmamaları ve mahkemelerle uğraşmamaları için şarttır. yeni bir pazara sürülmeden önce hedef ülkede o ürünün içeriğiyle ilgili yasaklamalar veya limitler olup olmadığı kontrol edilir ve gerekirse ürün buna göre yeniden düzenlenir.

    lokalizasyonun en çok ihtiyaç duyulduğu alanlar sırasıyla para, ilaç, elektronik, kişisel bakım ve yiyecektir.

    günlük dilde kullandığımız terminoloji de hangi ürünün lokalizasyonunun daha iyi yapıldığını dolayısıyla hangi ürünün o sektörde daha başarılı olduğunu gösterir. örneğin biz bilgisayar terimi “documents” ı günlük dilde derdimizi anlatırken linux’un kullandığı gibi “dokümanlar” olarak değil “belgelerim” olarak kullanırız. bu da bize türkiye pazarında bilgisayar sektöründe microsoft’un ne kadar başarılı olduğunu gösterir.

    sonuç olarak; bir pazarda lokalizasyonu yapılmamış bir ürünün lokalizasyonu yapılmış muadili varsa o ürünün o pazarda başarılı olma şansı sıfırdır. her ne kadar dünya yıldızlarıyla reklam da yapılsa veya profesörlerle teknoloji geliştirilse de ürünün türkçesi başarısız ise türkiye pazarına girmesi mümkün olmayacaktır. lokalizasyon başka bir ülkeye her yönüyle uyum sağlamaktır. bu uyum doğru şekilde sağlanmadığı sürece mühendisler, geliştirilen teknoloji, reklamlar hiçbir işe yaramayacak, hedef ülkede satış yapılamayacaktır.

    (bkz: emeğe saygı +rep)
  • rtük sağolsun
  • göçmendim, yersiz konuşurdum

    kopup seyyaremden ateş hattı boyunca
    alaturka azımsanmışlıklar
    kazandım kazınmış yazgıdan

    hoşuma gidiyor
    ehlileşmemiş çocukların gözyaşları
    tor öpüşler
    biraz vahşete batırılmış tadıyla
    karşılıyor dönüşleri

    ay takvimde bir resim
    kırk ikindi kar yağmalı
    ölümlerin ölümlü insancıklarına
    üzerlerine

    eskimiş mayısları satırarası metinler sonrası ısıtan
    tanrıyı
    nasıl anlatmalı
    biraz alafranga hüzün
    belki biraz jazz

    yerliydim, göç üstüne göç ülkemden

    eski dost en yaman düşman pekala
    neşter vurulmuş yarasın
    gardenyam,
    geven çiçeği retinalı düşlerim
    kanarsın
    kızıl bulakların kumlarıyla
    batırılmış işte biraz yaraya

    siyah ve beyaz bulutlarım yok büyüdüğüm aydan beri

    rutubetin netameli gölgesi bu sirruslar

    acının oylumlu alfası
    senin elifinle başladı

    tanrı aşkına arafçı düşünlerim
    neyin siliği bu?

    hala çocuklar var
    inat mı ki terkilerinde gelen tozlaşmalar?

    bu kadar karanlık öyküler okumasan?
    benzinle kırklanmış ergin ermişlerin
    ilk ve son
    nesi?
    yok, anlam aramıyorum dağları dize getirirken
    düze ineli; kovanlarımı toprakla doldurdum
    ki ki ki. . .
    ki; tanrının sabanı benim

    nefsine çavdar ektim
    bu ekim
    kasım çiçeklerin krizantem soluğu
    solgun döngülerle hayata geldik
    bulanık şaraplar bizim yoksunluğumuzdu

    yalınlığa sövgü
    sürdüm
    dipteki filizlenmeyen
    domur idi olguların

    yaş tütün
    ıslak lodos
    süt zehir

    ellerini sapla ruhuma
    başlasın sabah kaldığı ardıllıklarından

    *
hesabın var mı? giriş yap