• çamlıca tepesi'nde bulunan belediye tesisleri buna örnek olabilir.

    lan o manzaraya karşı bir bira içemedikten sonra ne anladım ben o işten?
  • rumeli hisarı'ndaki pruva da aynen böyledir. güzelim manzara için gidersin ama hangi öğün için olursa olsun (kahvaltı / öğle / akşam) yemekler ve servis çok çok kötüdür.
  • kirazlıtepe'nin en güzel yerinde bulunan adını yanlış hatırlamıyorsam "tepe cafe" diye kendini adlandıran mekan harbi dandiktir, ama manzarası paha biçilemez.
  • anadoluhisarı'ndaki sabancı öğretmen evi, son zamanlarda karşılaştığım en dandik işletme olarak vermediği hizmetle, bu listenin tepelerinde bir yerde yer almayı haketmektedir.

    o ne şahane bir boğaz manzarasıdır ki, garsonlar manzaranın keyfine varmaktan olsa gerek, ne söylenileni dinler, ne sipariş almaya gelir, ne de doğru sipariş getirir. hatta bir küllük için bile üç kere rica etmeniz gerekebilir; buna rağmen küllük gelmemesi ise manidardır. gelmeyen küllük yüzünden, eski usül, peçeteleri ıslatıp, kendi küllüğümü yaratmak zorunda kaldım. o kadar ilgisizler ki, sabahtan akşama kadar tek kuruş harcamadan, manzaranın keyfine varabilirsiniz; tek bir kişi de gelip, "siparişinizi alayım" ya da "başka bir isteğiniz var mı" demez.

    uzun bekleyişler sonunda gelen karışık ızgara tabağı ise buz gibiydi. son derece komik bir şey var ki; sırayla, önce kırmızı etleri, sonra tavukları pişirmişler. sanırım 5-6 kişi karışık ızgara tabağı istediği için etleri böyle bir sıraya sokmuşlar. tabii, ızgaradan aldıkları köfteleri tabaklarda bekletip, kanatları ızgaraya atınca ve bu işlem iki-üç kere daha tekrarlanınca, tabaktaki etler buzdolabından yeni çıkarılmışçasına soğuktu. sadece ızgaraya son attıkları tavuk bonfile sıcak geldi. o kadar amatörler ki, etlerin ısısından, hangi sırayla pişirdikleri belli oluyor.

    efes satmamalarına, bira isteyince tuborg getirmelerine de, bu tarz yerlerde nedendir bilinmez ama tuborg'un hüküm sürmesinden ötürü şaşırmadım ve o hiçbir şeye benzemeyen sıvıyı sırf soğuk diye hüplettim. sözlük'teki tuborg sempatizanları kızacak ama ben ona bira bile demiyorum.*

    son olarak, bol bol zamanınız yoksa hiç gitmeyin. zira hesabı istedikten sonra, gelmesi 15 dakika; bir de pos cihazının ulaşması bir 15 dakika daha alıyor. yarım saat boyunca martıları, vapurları falan izliyosunuz mal mal. öğretmen evlerinin statüsünü bilmemekle beraber, sanırım çalışanları 657'ye tabi. böylesine bir manzaranın, böylesine bir işletmeyle heder edilmesine başka bir izahat getiremiyorum.

    edit: akıllı bkz güncellendi.
  • çengelköy'deki meşhur çengelköy çınaraltı aile çay bahçesi. garsonlar +110 kilo ve somurtkanlık şartlarıyla işe alınmış olup 46'şar senedir orda çalışmakta olduğundan istediğiniz çay 46 dk sonra gelir. eğer buna itiraz edip 2. kez sipariş verirseniz de o çay gelince "çaaat!" diye masaya vurulur.
  • şiirlerle, türk edebiyatında dahi kendine yer bulmuş manzarasıyla trabzon ganita emin olun bu kategoride birinciliği açık ara alır, ve bir daha kimseye teslim etmez.
  • izmir için konuşmak gerekirse seyirtepe'dir.
  • doburca büyükşehir belediyesi tesisleri..sadece manzara güzeldir..
  • moda çay bahçesi

    cay demlemeyi bi turlu ogrenemediler…
  • (bkz: papazın bağı)

    içinde bulunan her işletme istisnasız dandik olmakla birlikte ankara'nın göbeğinde yeşil görebileceğiniz nadir alanlardandır.
hesabın var mı? giriş yap