• bir donem trt haber spikerlerinden... milletvekilligi de yapmisti...
  • milletvekilliğinin ardından bir dönem eyilik tv genel müdürlüğü yapan, ardından kanal d'nin ankara sorumlusu olan eski trt spikeri.
  • atv ankara temsilcisi olup, takvim gazetesinde yazmaya başlamıştır. trt spikerlerinden olup, anadolu ajansı yönetiminde de görev yapmıştır.
  • takvim gazetesinde şu harika yazıyı kaleme alan 'köşe yazarı'. hemen ufak bir alıntı yapalım:
    'örneğin, galatasaray lisesi'nde,
    dersler fransızca...
    bazıları "rahip" olan öğretmenlerin
    tamamına yakını da fransız'dır...
    ...
    duvarda yağlı boya, altın varak çerçeveli
    napolyon'un, lui'nin devasa portreleri...
    kapıda fransız bayrağı, mermer lobi'de
    "sarkozy"nin fotoğrafları yer alır...
    ...
    eh! böyle olunca, öğrencilerin çoğu da
    doğal olarak "fransa" sempatizanıdır...'

    insanlar amiyane tabirle 'götünden atarak' bir gazetede yazı yazabiliyor, daha da acısı bunu yaparken bırakın türkiye'yi, fransa'da bir okulda bile olmayan sarkozy portresinin olduğu hayali bir okul çiziyor. o bahsettiği mermer lobi'nin duvarında ne var önce gidip bakıp kimlerin anısına saygızsızlık ettiğini bir görse mesela, kendinden utansa... ya da her sınıfın duvarında 'galatasaray'a' imzasıyla kimin portesinin bulunduğunu.

    karşısına koyduğu o 'harika türk' okullarının kimlerin çıkarı için kurulduğuna hiç girmeden, bu hayal ürünü yazı için bu kişinin galatasaray camiasından özür dilemesi gerektiğine inanıyorum, işin daha acısı bu mavallara inanacak bir okuyucu kitlesi olması...

    yazının tümü için:
    http://www.takvim.com.tr/…_akarca/2012/01/28/hizmet
  • "sözde" özür yazısının son paragrafını alıntılamak istiyorum:

    "hemen şunu da eklemeyi isterim ki,
    aldığım mail'lerden bir gözlemim daha oldu;
    galatasaray'da "öğretim" bakımından hiç
    bir noksan bulunmadığı aşikâr...
    ancak tek eksik, bir parça "eğitim"de gibi!
    ...
    tamam! fransızca-fen-edebiyat: pekiyi...
    lâkin...
    maillerin çoğuna hâkim olan zarafet dışı
    üsluba bakılırsa, o hepimizin özendiği
    fransız centilmenliği biraz zayıfça kalmış!
    ...
    keşke bu eksiği de, üçte biri fransız olan
    öğretmenlerimiz tamamlamaya çalışsa...
    geri kalanlar da, usül-erkan konularında
    bir parça daha gayret sarf ediverseler keşke!"

    güzel kardeşim, galatasaray'lıların, lisesine ne kadar düşkün olduğunu herkes bilir. sen bir insanın kutsalıyla, herkesin rahatlıkla ulaşıp okuyabileceği bir platform aracılığıyla, tamamen gerçek dışı argümanlar kullanıp alay edersen, kusura kalma ama bu eylemin sonucunda aldığın tepkiler neticesinde tepki sahiplerini "eğitimsizlik" ile suçlama gibi bir lükse sahip olamazsın. eğer halkın galatasaray lisesi hakkında inanmaya meyilli olduğu yalanları kullanarak ve çoğu insanın seni bir kaynak kabul etme hatasına düşüp, bu karalamalarını ve yalanlarını ciddiye alacağı gerçeğini hiçe sayarak bu yazıyı yazıyorsan ise hiç kimseyi hiç bir şeyle suçlama lüksüne sahip olamazsın.

    her cümlenin başına "elbette" sonuna "!" koyduğun, kendince bir alaylı yaklaşımla bir "mecburiyet"miş gibi gösterip sözde özür dilediğin insanlara yukarıdan bakmaya devam ettiğin bu özür yazısının ışığında sana benden nacizane bir tavsiye:

    bir kaç istisnai okul harici her yerde ezberci sistemle yetişmek zorunda kalan öğrencilerin aksine rasyonel düşünmeyi ve sorgulamayı öğreten bir okulun mezunlarını, günümüz öğrencilerini ve gelecekteki adaylarını "eğitimsizlik" ile suçlamadan önce dön de bir aynaya bak. aynaya bak ve düşün; zamanında ben de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamayı öğreten bir liseden mezun olmuş olsaydım acaba bugün bu yazıyı yazar mıydım? sonra kimi neyle suçlamak istiyorsan suçlamaya devam et.
  • yemekten önce üçü bir arada almak için girdiğim tekel bayisindeki televizyonda gördüm; ahaber'e çıkmış apır sapır konuşuyordu. dur dedim ofise gidene kadar unutmazsam şuna iki satır söveyim.

    yemek yedim, beşiktaş'ta bir tur attım, gittim çay ocağında çay içtim geldim; aciliyatı olan bir iki işi hallettim, bir arkadaşımla bana göre uzun sayılacak bir süre telefonda konuştum.

    unutmamışım.

    öyle hatırda kalan, unutulması güç bir insan.
  • türkiye'de akp'yle birlikte yolsuzluklar devrinin bittiğini falan iddia ediyor, söylenenler hep iftiraymış montajmış, dış güçler gelişmemizi çekemiyormuş off of

    bunun gibiler televizyon ekranlarında milyonlarca kişiye hitap ediyor, elveda ay elveda feza
  • kendini okutup rant mı elde etmeye çalışıyor yardım mı etmeye çalışıyor çözemedim ama bedelli askerlikle çok ilgileniyor bu ara
  • geçenlerde a haber'de mi ne cumhurbaşkanlığı seçimlerini kendince yorumladı kısaca. haber ardı anchorman yorumu (var mı lan bu iş hala?).

    "cumhur, başkanını seçti. milletin adamını seçti. adam izindeyiz" diye haykırmakla haykırmamak arasında bir tonda bitirdi.

    "başkası adına utanma" mevzuunda favori top 5'i zorlar bu.
  • sesi engin ardıç üstada benzeyen yazar/spiker.
hesabın var mı? giriş yap