• sahip olunanların yetmemesi, daha doğrusu sahip olunanların hayal edilenlerden değil de erişilebilecek kadar alçakta olanlardan oluşması durumu. mutlu olmamaktan çok farklıdır, çünkü kişinin kendi seçtiği bir ruh hali değildir kesinlikle. hayalgücü kişinin kendisinden daha hızlı çalışmakta ve hayal edilenlerin gerçeğe dönüşmemesi bile hayalgücünün hızını yavaşlatamamaktadır. etraf hayal kırıklıklarıyla dolar, gülümsemeler donuklaşır, bünye her geçen güne daha sıkı sıkı sarılma isteği duyar, bugünden daha mutlu ve daha çok hayale sahip olunan günlere..eski takvimler, ajandalar ait oldukları yıl çoktan geçmiş olsa bile ne kitaplıktan aşağı indirilebilir ne de çöpe atılabilir. karanlıkta yanlız başına öylece oturma ihtiyacı her geçen gün daha da artar.
  • (bkz: depresyon)
  • bazı insanların hayattan keyif alma şekli.
  • (bkz: doğru)
  • insanin isterse uzerinden gelebilecegi, degistirebilecegi bir durumdur. lakin american beauty filminde de gordugumuz gibi etrafimizdaki, hergun gordugumuz basit, degersiz buldugumuz her sey, durumlar, insanlar, esyalar, sahip oldugumuz ya da olmadigimiz ama var olan bir cok sey bu durumun ustesinden gelmemize yardimci olur. misal, kucuk bebegiyle dolasan anne, parkta oyanayan cocuklar, yasli bir babaannenin guvercinleri beslemesi, gokyuzu, yagmur, gunes, minik sirin kopekler, kediler, deniz kenarindaki martilar, deniz, anne, baba, kardes, sevgili, arkadas, ve sayilabilecek milyonlarca baska guzellik...
  • kendini gözden kaçırmak. ya da gözden kaçabilecek kadar küçük kalmak.
    (bkz: farkındalık)
  • (bkz: montla sıç)
  • mutlu olma seviyesini yüksek tutmaktır. tedavisi çıtayı alçaltmaktır, alçaltılmassa depresyon kaçınılmazdır.
  • dönüp dolaşıp hep aynı duvara toslamanın kaçınılmaz sonucudur.
hesabın var mı? giriş yap